| Ve bir tuş dokunuşuyla, bütün taşlar oyundaydı. | Open Subtitles | وبضغط ذلك الزر كل شئ اصبح معد تماما في المسرحية |
| İhtimalsizlik Motorunu çalıştırdığımız zaman olmuş... Şu büyük tuş. | Open Subtitles | عندما جربنا دافع اللا إحتمالية الزر الكبير |
| Sizin bütün cezanızı ve faizinizi ortadan kaldıracak bir tuş olacağını mı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | ماذا اعتقدتم، هناك زر سحري استطيع ضغطه الذي سيجعل غراماتكم و الفوائد تختفي؟ |
| Milyarlarca kilometre öteden bir gezegeni yok edecek, hiç görmediği milyarlarca insanı öldürecek bir tuş. | Open Subtitles | كبسة زر لتدمير الكوكب عن بعد لقتل اناس لم يسبق لك معرفتهم |
| Öyle çok tuşa bastın ki, tuş rezilliği yaşandı. | Open Subtitles | أنت تضغط علي الكثير من الأزرار الأمر وكأنه حفلة جنونية للأزرار |
| Neyse, bu açıklama tuş takımında bunun gibi doğrudan bip sesine atlamanıza izin veren kısayolun varlığıyla son bulur. | TED | أتضح هناك إختصار في لوحة المفاتيح يمكنك من القفز مباشرة إلى صوت تنبيه مثل هذا. |
| Tamam bu biraz komik ama "tuş" diyemezsin. | Open Subtitles | حسنا ، هذا مسلِ بعض الشيئ لكن لا يمكنكي أن تقولي توشيه |
| Yani buradaki tuş ile yeni bir denklem tarayacak ama buradaki tuşa basarak katsayılara yeni değerler girebileceksiniz. | Open Subtitles | اذاً.. هذا الزر هنا سيسمح لك بتصوير المعادلة الجديدة |
| Üstünde tuş olan şu beyaz şey mi? | Open Subtitles | هذا الشيء الأبيض ذو الزر الأزرق في القمة؟ |
| Her Siyah Giyenler arabasında kırmızı bir tuş vardır, o tuşa basarsın ve hiper hızda gideriz. | Open Subtitles | الزر الاحمر شئ موجود بكل سيارات الوكالة أضغط عليه |
| - Bu zamanda kırmızı tuş falan yok, dostum. | Open Subtitles | اذهب بنا للقيادة المتهورة لا الزر الاحمر |
| Ağ şeklindeki tuş. Vur ona ve basılı tut, sıkı tutun. | Open Subtitles | هذا الزر المرسوم عليه ايقونه الشبكة,اضغط عليه وتمسك جيدا |
| Uçuş planını gözden geçirdim, milyonlarca tuş basımında, tek hata bile yok. | Open Subtitles | لقد راجعتُ خطتكَ للطيران ولا خطأ واحد من مليون كبسة زر |
| Yanlış bir tuş ve sonra sadece sıradan kanalları izlersin. | Open Subtitles | زر خاطئ واحد و ستشاهدين محطات عادية للغايـة |
| Kumandada öyle bir tuş olsun ki televizyonda görüp almak istediğin bir şey olunca bas. | Open Subtitles | ماذا عن زر تضغط عليه في جهاز التحكم, وتشتري أي شيء تراه في التليفزيون. |
| Rail makineli tüfek hedef sistemleri. tuş sağ tarafta. | Open Subtitles | الأنظمة الكهربائية للتصويب، الأزرار على اليمين. |
| Direksiyonunda bir sürü süslü püslü tuş varmış. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأزرار الفارهة على عجلة القيادة |
| tuş takımına zarar vermiş olmalı. Kodu kabul etmiyor. | Open Subtitles | يبدو عطل في لوحة المفاتيح انها لا تقبل الشيفرة |
| O yüzden eğer kılıcımla sana dokunursam o zaman sen de "tuş" dersin. | Open Subtitles | لذا إن تمكنت من لمسك بسيفي عندها ستقولين توشيه |
| Çıkışına iki tane çatal ucu yerleştirdim, Ruski'lerin her tuş basışını yakalarız. | Open Subtitles | أربط شعبتا شوكة طعام، واحشرها في مخرج كهرباء، وسنلتقط كلّ ضربة مُفتاح على حاسوب الروس. |
| Bilgisayar klavyesinde en azından 26 farklı tuş vardır. | Open Subtitles | لوحة مفاتيح حاسوبِ لَها في أقلّ الأماكنِ الستّة والعشرون. |
| - tuş. | Open Subtitles | י تاتش. |
| Tuşları kontrol etmeliyiz ama bir tuş eksik. | Open Subtitles | أعتقد ذلك يجب أن نفحص لوح المفاتيح ولكن المفتاح ضائع |
| İkinizin geldiğinizi gördüğünü an tüm yaptıklarını silmesi bir tuş darbesine bakar. | Open Subtitles | أعني, في لحظة رؤيته لكم قادمين سيمحو تعقب أثاره عن طريق ضغطة مفتاح واللعبة تنتهي |
| Buhar tuşu burada. Buradaki tuş ise... | Open Subtitles | وهذا الزّر لــ... |
| İnsanın ve bilgisayarın soyu tükenecek bir tuş dokunuşuyla. | Open Subtitles | ... منقرض... بضغطه واحدة من المفتاح |