| Burada Tuhaf bir şey olduğunu görmüyor musunuz? | Open Subtitles | ألا يُمكنكم الإبلاغ أن هنالك شيئاً غريباً هنا ؟ |
| Çünkü yemek alırken, Ood'lardan biri çok Tuhaf bir şey söyledi. | Open Subtitles | هل يمكنه استقبال الرسائل ؟ لأنني كنت أحضر الطعام وقال أحدهم شيئاً غريباً |
| Bu akşam Tuhaf bir şey olmaksızın normal bir aile gibi... başarabileceğimizi görelim. tamam mı? | Open Subtitles | دعنا نرى إذا كان بإمكاننا ، أن نعبُرَ هذا المساء كعائلة طبيعية بدون حدوث أي شيء غريب ، حسناً ؟ |
| Döndüğünde, Tuhaf bir şey fark ediyor. Apartmanda striptizciler var. | Open Subtitles | ذهبت لتغير ملابسها ، ثم عادت لتلاحظ شيئا غريبا |
| - Anne, dışarıda Tuhaf bir şey var. - Sakinim ben zaten. | Open Subtitles | ـ أمي، ثمة شيء غريب في الخارج ـ أنا هادئة |
| - Sana Tuhaf bir şey yumurtlayayım mı? | Open Subtitles | مهلًا، هل يُمكننى أن أُضيف لك شيئًا غريبًا ؟ |
| Tuhaf bir şey yapmam gerekmeyecek, değil mi? | Open Subtitles | لن يكون علي القيام بشيء غريب صحيح؟ |
| Sana orada Tuhaf bir şey gördüğümü söylüyorum. | Open Subtitles | أنا جادة تماماً، لقد رأيت شيئاً غريباً هناك |
| Her sekiz saatte bir şahsen gözlemledim. Hiç Tuhaf bir şey görmedim. | Open Subtitles | راقبته كلّ ثمان ساعات شخصياً لم أرى شيئاً غريباً |
| Hikayeye göre Wegener bir atlasa bakarken Tuhaf bir şey fark etti. | Open Subtitles | بدأت القصة عندما كان ڤيجنر يقرأ أطلساً عندما لاحظ شيئاً غريباً |
| Hayır. Kanıt olarak gösterdiğin DVD'de Tuhaf bir şey dikkatimi çekti de ben de bir teori ile sana geldim. | Open Subtitles | كلاّ، رأيتُ شيئاً غريباً على الشريط الرقمي الذي تستخدمينه كعذر غيابكِ |
| Isabelle, seninle konuşmam lazım. Oldukça Tuhaf bir şey buldum. | Open Subtitles | أريد أن أكلمك لقد اكتشفت شيئاً غريباً للغاية |
| İçeri kimseyi alma ve Tuhaf bir şey olursa bana seslen. | Open Subtitles | لا تدعا أحداً يدخل و اصرخا لي إذا رأيتما أي شيء غريب |
| Tuhaf bir şey olmaya başlarsa sizi aramamı söylemiştiniz. | Open Subtitles | طلبت منّي أن أتصل بك إن حدث أي شيء غريب. |
| Eski dava dosyalarında Tuhaf bir şey dikkatimi çekti. | Open Subtitles | لقد لاحظت شيئا غريبا في ملفات القضايا القديمة |
| Eski dava dosyalarında Tuhaf bir şey dikkatimi çekti. | Open Subtitles | لقد لاحظت شيئا غريبا في ملفات القضايا القديمة |
| Bu işte sahiden de çok Tuhaf bir şey var. | Open Subtitles | كما أُخبرك، هناك شيء غريب في هذا |
| Baştan beri, orada Tuhaf bir şey olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | منذ البداية، شعرت أن هناك شيئًا غريبًا |
| Tuhaf bir şey söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني إخبارك بشيء غريب ؟ |
| Bugün bir adamı yakaladık. Sorgu sırasında çok Tuhaf bir şey söyledi. | Open Subtitles | اعتقلنا رجلاً الليلة وأثناء مجرى التحقيق قال أمراً غريباً |
| Ona da söylediğim gibi, ben ve izcilerim Tuhaf bir şey duymadık. | Open Subtitles | وكما أخبرته، أنا وكشافتي لم نسمع أيّ شيء غريب |
| Son günlerde Tuhaf bir şey istedi mi? | Open Subtitles | هل قامت بشراء أي شيء غير عادي مؤخراً؟ |
| Çünkü o zaman artık deli birisini seçmek zorunda kalmam ve senin de yayında Tuhaf bir şey yapmayacağını biliyorum. | Open Subtitles | لأنني لست مضطرة لإختيار شخص مجنون ما و أنا أعلم أنك لن تقوم بعمل شيئ غريب على الهواء |
| Rahim ameliyatı olmanız dışında bunda Tuhaf bir şey yok. | Open Subtitles | لا شىء غريب بهذا الخصوص بأستثناء انك قمتى بأزالة الرحم |
| Siz ikiniz bu resimlerde Tuhaf bir şey farketmediniz mi? | Open Subtitles | هل لاحظتم ايها الرفاق اي شئ غريب في هذة الصور؟ |
| Onunla ya da yemekle ilgili Tuhaf bir şey fark ettin mi? | Open Subtitles | هل لاحظت أى شيء غريب بشأنه أو بشأن الوجبة ؟ |
| Siz, Tuhaf bir şey oldu. | Open Subtitles | . أيها الرفاق لقد حدث أغرب شيء |
| Doktorların gözünden kaçtığına göre epey Tuhaf bir şey olsa gerek. | Open Subtitles | لابد أنه كان طفيلياً نادراً بحق... لكي يفوت هؤلاء الأطباء. |