"tuttuğun" - Translation from Turkish to Arabic

    • تحمله
        
    • تحتفظين
        
    • تحملينه
        
    • تحملينها
        
    • استأجرته
        
    • الذي تمسكينه
        
    Çünkü tuttuğun o silah Epey gürültü çıkarır. Open Subtitles لأن ذلك المسدس الذي تحمله يصدر صوتا عاليا
    Onca yıl içinde tuttuğun bu muydu? Open Subtitles هل هذا ماكنت تحمله في صدرك طول تلك السنين ؟
    Hani şu aşağıdaki kabinde tuttuğun... - ...süper kahraman zamazingon var ya... Open Subtitles كلا، أتعرفين تلك الدمية للبطلة الخارقة التي تحتفظين بها مقصورتكِ بالأسفل؟
    Burada tuttuğun o yaratıklar menfur şeyler onlar. Tanrı'nın kurallarına karşı geliyorsun. Open Subtitles المخلوقات التي تحتفظين بها، إنّها سوءة وتمرّد على الخالق.
    Halbuki aşılanan şey elinde tuttuğun o paketin içindekilerden oluşan bir DNA klonuydu, bir testti. Open Subtitles ما حقنوا به كان نسخة من الحمض النووى الذى تحملينه داخل هذه الحزمة كإختبار
    Elinde tuttuğun hediye bir fondue seti. Open Subtitles الهدية التي تحملينها هي طقم فون دو من طراز ـ سترلينغ ـ
    İngiliz bağlantısına baktıktan sonra beni tehdit etmesi için tuttuğun adamdan. Open Subtitles الرجل الذي استأجرته ليهددني بعدما بحثت في الأرتباط البريطاني
    Şimdilik, elinde tuttuğun bu kutsal şeyi gerçekten anladığına inanacaksın. Open Subtitles والآن، ستقسمين بهذا الشيء الذي تمسكينه بيديك
    O elinde tuttuğun bebeği yapmak için son kuruşuma kadar tüm paramı harcadım... hatta borca girdim. Open Subtitles ‫هذا المولود الذي تحمله يمثل كل نقودي وديوني ‫التي جنيتها يوما
    Yani, senin söylediğin şu an tuttuğun bu bebek, senin, öyle mi? Open Subtitles .... إذاً كنت تقول أن الطفل الذي تحمله الآن هو طفلك , صحيح؟
    Bu gün kollarında tuttuğun bebek, ertesi gün birde bakmışsın ki Orta-1'e giden bir avuç hiperaktif bacaksızla balgam atıyor ve yel yakıyor. Open Subtitles يوم ما، كنت تحمله طفلاً صغيراً بين ذراعيك وفي اليوم التالي، يبتعد أن تخرج المخاط وتطلق الروائح مع مجموعة من طلاب الصف السادس الفاسدين
    Sevgili okuyucu, ...elinde tuttuğun hayatın anlamına ait son kitaptır. Open Subtitles عزيزيالقارئ... ما تحمله الآن بين يديك هو نتاج عملي طوال حياتي
    Şu anda elinde tuttuğun silah. Open Subtitles إنه السلاح الذي تحمله بين يديك الآن
    Bilgisayarında tuttuğun ayrıntılı notlar. Open Subtitles الملاحظات المفصّلة التي تحتفظين بها في حاسبكِ...
    Onları aktif bir anı olarak tuttuğun sürece sana bağlanabilirler. Open Subtitles لطالما تحتفظين بذاكرة نشطة لهم... فيستطيعون تتبعك...
    Bu senin elbiselerini tuttuğun ve ara sıra yıkandığın 500 metre karelik evin mi? Open Subtitles حيث تحتفظين ببعض الملابس وحمام لائق ؟
    Elinde tuttuğun şeyin ne olduğunu biliyor musun, kadın? Open Subtitles هل تعرفين ما الذي تحملينه بيدك يا امرأة ؟
    Kulağında tuttuğun o şeytan icadı da nedir? Open Subtitles ماهذا الجهاز الشيطاني الذي تحملينه حول إذنك؟
    İşin güvende mi diye soruyorsan elinde tuttuğun vaka hakkında ne söyleyeceğine göre değişir. Open Subtitles إن كنت تسألين أن كان عملك في مأمن فهذا يعتمد على ما لديك لتقوليه بشأن الملف الذي تحملينه
    Bana yaptığı şeyler senin içinde tuttuğun şeyler bunu ona yıllar önce ben yaptım zaten. Open Subtitles هذه الأشياء التي فعلتها لي الأشياء التي تحملينها ضدها كنت قد فعلتها لها قبل سنوات مضت
    "Yine de, bu mektuba inanmak için bir sebebin olmadığını fark ettiğimden aynı uyutucuyu elinde şu an tuttuğun kâğıdın dokusuna katma hakkını kendime verdim." Open Subtitles على أيّ حال، ولأنّني أدرك أنه ما من سبب يجعلك تثقين بهذه الرسالة ..فقد سمحتُ لنفسي بتضمين نفس المخدّر في نسيج الورقة التي تحملينها الآن..
    Ve tuttuğun o top bile benim olmalı. Open Subtitles أنا من أستحق هذه الكرة التي تحملينها في يدك.
    Evini onarsın diye tuttuğun striptizci nerede? Open Subtitles إذاً، أين ذلك الراقص المثير الذي استأجرته لترميم منزلكِ؟
    tuttuğun tetikçi... parayı verdiğin kişi, ona nasıl ulaşırım? Open Subtitles القاتل المستأجَر الذي استأجرته الشخص الذي أعطيته المال كيف أصل إليه؟
    Elinde sıkıca tuttuğun şey. Open Subtitles الذي تمسكينه بأحكام بيديك حتى الأن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more