Seyahati için dünyanın en büyük uçağını seçti. Sovyet yapımıydı. | Open Subtitles | اختار لرحلته أكبر طائرة في العالم والتي هي سوفيتية الصنع |
Brian Darling, size parayı babamın uçağını sabote etmeniz için vermedi mi? | Open Subtitles | اذا لم يدفع لك براين دارلينق اي شي حتي تعطل طائرة أبي؟ |
Bak ne diyorum, uçağını günde 40 dolara buraya park edebilirsin. | Open Subtitles | دعني أخبرك بإمكانك أن تركن طائرتك هنا مقابل 40 دولار لليوم |
uçağını bana mesaj at seni karşılamaya gelirim. | Open Subtitles | أرسلي لي رسالة عن معلومات رحلتك وسوف أكون هناك |
Onun uçağını sen kullanmak istiyorsun herhalde. İmzalamayı unutmuşum. | Open Subtitles | ،إلاّ إذا أردت قيادة طائرته أعتقد أنني نسيت توقيع ذلك |
Müfreze çavuşunun, avcı uçağını ustalıkla kullanması onları rahatsız ediyordu. | Open Subtitles | كانوا يضايقون الرقيب بسبب مهاراته الجيدة في قيادة طائرة مقاتلة |
Muhbirimiz saat 14.00'da Küba'ya iniş yapmış Prag uçağını bekliyormuş. | Open Subtitles | هدفنا وصل الى كوبا في الساعة 2ظهرا وينتظر طائرة لبراغ |
Tam da profesörün yakıtı tükenmek üzereyken, Orokana'nın uçağını görür. | TED | في اللحظة التي يكون فيها وقود البروفيسور علي وشك النفاذ، يري طائرة أوروكانا. |
Eğer o keşif uçağını kullanırken yeterince dikkatli olmasaydım o fotoğrafları çekip o ödülü, işini, şöhretini ve bu kadar parayı kazanma şansın olmazdı. | Open Subtitles | لو كنت حذراً فى قيادة طائرة الإستطلاع لما سنحت لك الفرصة لإلتقاط الصور والتى أربحتك وساماً وعمل جيد وشهرة وأموال |
Eğer o keşif uçağını kullanırken yeterince dikkatli olmasaydım o fotoğrafları çekip o ödülü, işini, şöhretini ve bu kadar parayı kazanma şansın olmazdı. | Open Subtitles | لو كنت حذراً فى قيادة طائرة الإستطلاع لما سنحت لك الفرصة لإلتقاط الصور والتى أربحتك وساماً وعمل جيد وشهرة وأموال |
Bayan, pardon? Barbara Jean'in uçağını kaçırdım mı? | Open Subtitles | المعذرة سيدتي هل أنا متأخر عن موعد وصول طائرة باربرا جين؟ |
-Lanet olası uçağını yaptım ben. | Open Subtitles | لقد أنجزت طائرتك وقد أقنعت نصف ـ واشنطن ـ لإنجازها |
Lanet olası uçağını yaptırttım ve bunun için Washington'un yarısına lobi yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد أنجزت طائرتك وقد أقنعت نصف ـ واشنطن ـ لإنجازها |
Evet, uçağını gördüm. Şu tarafa doğru 1 kilometre kadar uzakta. | Open Subtitles | نعم، رأيت طائرتك إنها على بعد كيلومتر من هنا |
Galiba yine uçağını kaçırdın. Ya da seyahat acentan çok kötü. | Open Subtitles | أعتقد أنك أضعت رحلتك مرة أخرى أو ربما لديك شركة سياحة سيئة |
Galiba yine uçağını kaçırdın. Ya da seyahat acentan çok kötü. | Open Subtitles | أعتقد أنك أضعت رحلتك مرة أخرى أو ربما لديك شركة سياحة سيئة |
Havaalanına geç kalmış, uzun bir güvenlik kuyruğuna takılmış ve uçağını kaçırmış. | Open Subtitles | لقد وصل إلى المطار متأخراً وعلق فى طابور طويل، وفوّت طائرته |
Havalanmadan biraz önce uçağını başka bir pilotla değişmişti. | Open Subtitles | قبل الإقلاع بلحظات، قام هو بتغيير طائرته مع طيار آخر |
Tanrının onunla konuşmasını, bir yolcu uçağını rotasından yüzlerce km uzakta bir mısır tarlasının ortasına indirmesini mi diyorsun? | Open Subtitles | أن صوت الرب كان يتحدث معه يخبره، أن يهبط بطائرة مدنية في منتصف حقل ذرة بعيد بمئات الأميال عن مساره ؟ |
O küçük uçağını her uçuruşunda kaza yapmayarak hayat kurtarıyor. | Open Subtitles | حسناً، بكل مرة يحلق بطائرته الصغيرة ينقذ أرواحاً بعدم تحطيمها |
Pentagon gizli bir tür casus uçağını test ettiklerini itiraf etmişti. | Open Subtitles | اعترف البنتاغون باختبار نوعٍ مِنْ طائرات ''التجسّس المداريّة فوق غربيّ ''أمريكا |
O saat yüzünden Cleveland uçağını kaçırmamış mıydın? | Open Subtitles | أولم تفوتني الرحلة بالطائرة إلى "كليفلاند" بسبب ذلك المنبّه؟ |
Yani uçağını bu bebek için feda mı ettin? | Open Subtitles | إذن فقط ضحيتِ بطائرتك من أجل هذا الرضيع؟ |
Anneniz uçağını kaçıracak. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكا.. إنكم سوف تجعلون أمكم تفقد طائرتها |