"uçması" - Translation from Turkish to Arabic

    • يطير
        
    • للسفر
        
    • لتطير
        
    • يفلت زمام
        
    "Bu kadar büyük bir şeyin uçması mümkün mü?" diye düşünüyor insan. Open Subtitles لكنّ عليك أن تسأل هل يمكن أن يطير شيىء بهذه الضخامة؟
    Bu çok garip. Küçük dostumuzun kovanında olması gerekirdi bu soğukta uçması değil. Open Subtitles الغريب أن ذكر النحلة هذا يفترض أن يكون في تبيته الشتوي، ليس أن يطير هنا في البرد.
    Bu şeyin hala uçması bir mucize. Open Subtitles إنها إعجوبه ان هذا الشى يطير على الإطلاق
    Dirk'ün bugün St. Louis'e uçması gerekti. Open Subtitles وسجل ديرك للسفر إلى سانت لويس اليوم، لذلك ...
    Senin gibi profesyonel bir kumarbaz istediği zaman çıkıp Vegas'a uçması gerek. Open Subtitles وأي مقامر محترف مثلك، يجب أن يكون حراً للسفر إلى "لاس فيغاس" في أي وقت.
    Hepsi mi? Gemiyi buraya kadar kendi başına uçması için programlamış olabilirler, yörüngeye girip önceden kaydedilmiş bir sinyali yollamasını bile. Open Subtitles يمكن أن يكونوا قد أعادوا برمجة السفينة لتطير هنا من تلقاء نفسها , ودخول المدار
    Mahallenin havaya uçması an meselesi. Open Subtitles أخبرتك ان الأمر مسألة وقت فقط قبل أن يفلت زمام الأمور
    Eğer Toothless kazanacaksa onun uçması gerekiyor, ve o bensiz uçamaz. Open Subtitles لو تــوثــلــث أراد أن يفوز هو يجب أن يطير. و هو لايستطيع الطيران بدونى.
    Kimsenin yakıtı tükenmeden ve çarpmadan, profesörün gezi boyunca uçması ve hayalini gerçekleştirmesi için üç uçak nasıl bir yol izlemeli? TED كيف يمكن للطائرات الثلاثة أن تتعاون معًا، حتي يستطيع البروفيسور أن يطير بإستمرار طوال الرحلة ويحقق حلمه دون أن ينفذ الوقود من أي شخص منهم وتتحطم به الطائرة؟
    Fakat korkarım ki ikimizin de çocuklarının yuvadan uçması yakındır! Open Subtitles ولكني أخشى أنه لن يمر وقت طويل حتى يطير أبنائنا من هذا القن!
    Bu, Süpermen'in mor pelerinle uçması gibi bir şey. Open Subtitles إذاً ذلك مثل "سوبرمان" يطير في الأرجاء بشال بنفسجي
    - Aptal Krum mı? Tıpkı bir kuş gibi. Rüzgarda uçması! Open Subtitles بالطريقه التى يطير بها
    - uçması gerekiyordu. Open Subtitles -كان لابد ان يطير
    Yarın uçması gerekiyor. Open Subtitles سيضطر للسفر مرة أخرى غداً
    Kelebeğin kabuğundan çıkıp uçması gibi siz de bu ölüler dünyasını sonsuza kadar terk edeceksiniz. Open Subtitles ،كما تمزق الفراشة الشرنقة لتطير عليك مغادرة أرض الموتى هذه للأبد
    Belki alt iletişimciyi, Espheni yaklaşma parıldağını taklit etmek için kullanıp gemiyi kendi başına aya uçması için kandırabilirim. Open Subtitles ربما يمكنني استخدام إتصالٍ بديل لتقليد منارة التوجيه التابعة للأشفيني وخداع السفينة لتطير الى القمر بمفردها
    İkincisi, araçların pillerini değiştirmesi ve daha uzak yerlere uçması ya da yükleri alması ya da taşıması için uçtukları otomatik yer istasyonları. TED الثانية هي مراكز أرضية آلية حيث تطير المركبات منها و إليها لتبديل البطاريات و لتطير لمسافة أبعد، أو لتحمل أو توصل أحمال.
    Mahallenin havaya uçması an meselesi. Open Subtitles أخبرتك ان الأمر مسألة وقت فقط قبل أن يفلت زمام الأمور

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more