Zaman sirkte pek çok değişiklikleri de beraberinde getirdi Yeni umutlar ve yeni ihtiraslar. | Open Subtitles | بمرور الوقت حدثت تغييرات عديدة فى السيرك وظهرت آمال و طموحات جديدة |
Yürümeyen ilişkiler gerçekleşmeyen amaçlar yok olan umutlar verilen zarar, incinen duygular... | Open Subtitles | كانت هناك علاقات لم تنجح، طموحات لم تتحقق، آمال تحطّمت، |
Bu yüzden "Büyük umutlar"ın okumalarımız için bir seçenek olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | لذا أظن أن (توقعات عظيمة) قد تكون مناسبة كي نقرأها. |
Yeşerttikleri umutlar hiç de sonunda elde edebilecekleri sonuçlarla denk düşmedi. | TED | الآمال المبعوثة لم تتلاقى مع النتائج التي حصلوا عليها بالنهاية. |
-Öyle umutlar beslediği için kendisini budala yerine koyacağımızı düşünmüştür. | Open Subtitles | بدون شك شعرت أنها ستبدوا حمقاء لتُظهر كل هذه الأمال |
Aileme umutlar vermek için, ki benim yoktu, | Open Subtitles | أرسلت الخطابات لأمنح أهلي آمالاً لم أكن أملكها، |
Sekizli tavuk. Ona dair büyük umutlar besliyoruz. | Open Subtitles | اه دجاج الأوكتوا كانت لدينا أمال كبيره علية |
Yersiz umutlar ve beklentiler haricinde bu insanlara hiçbirşey vermiyorsun. | Open Subtitles | انت لا تجئ لهذا الشعب الا بالامل و التوقعات الكاذبة |
Büyük umutlar, Oliver Twist ve şu hayaletli olanı. Bir Noel Şarkısı mı? | Open Subtitles | آمال عظيمة و أوليفر تويست ، وقصة الشبح هذه تعنى أنشودة الكريسماس - |
Bazıları, evrimdeki bu gidişatı genetik mühendisliğin... çözebileceğine dair büyük umutlar besliyordu. | Open Subtitles | البعض كان لديهم آمال ...كبيره في هندسه الجينات انها ستصحح هذا التطور |
Bilmelisin ki annem, Bayan Ferrars, onunla ilgili büyük umutlar besliyor. | Open Subtitles | عليك أن تعلمي أن أمي,السيدة فاريس لديها آمال عالية لأخي |
Gazetecilik devlerinden birinin gelecek nesillere yeni umutlar saçmasını görme şansını es geçemedim. | Open Subtitles | لم أكن لأفوت فرصة مشاهدة ، واحدٍ من عمالقة الصحفيين . يحطم آمال الجيل القادم |
Elbette "David Copperfield" bir mücadeleci ama bana göre sonunda "Büyük umutlar" kazanır. | Open Subtitles | (ديفيد كوبرفيلد)، بالطبع منافس قوي، ولكن بالنسبة لي "توقعات عظيمة" تفوز بالنهاية. |
Bugüne ilk kitabımız "Büyük umutlar"ı sesli okuyarak başlamak istiyorum. | Open Subtitles | ... وأود أن أبدأ الدرس مع القراءة من الكتاب الأول: "توقعات كبيرة". |
Büyük umutlar Büyük umutları var onun | Open Subtitles | الآمال الكبيرة هو يُحْصَلُ على الآمال الكبيرةِ |
Oğlu için ne büyük umutlar beslediğini... gelecekteki başarılarını ve hayattaki yerini düşünerek... nasıl bin bir tatlı hayale daldığını anlatmak imkansız. | Open Subtitles | كان من المستحيل تحديد الأمال العريضة التي كانت لدية للفتى وكم إنغمس في ألف توقع بالنسبة إلى نجاحة المستقبلي وشكلة في العالم |
Bu adam insanlara boş umutlar veren bir üçkâğıtçı. | Open Subtitles | لكن هذا الرجل دجّال. يُعطني هؤلاء الناس آمالاً خائبة |
Senin hakkında tek bir kötü kelime etmedi. Olay şu ki, küçük kızım için her zaman büyük umutlar beslemiştim. | Open Subtitles | -المهم أنه ، كان لدى أمال من أجل فتاتى الصغيرة |
Ama bence David Copperfield veya Büyük umutlar çok daha zengindir. | Open Subtitles | -لكني أعتقد أن "ديفيد كوبرفيلد" أو "التوقعات العظيمة" أفضل |
Ama umutlar, hayaller, falan işte. Harika olacak. | Open Subtitles | ولكن تعرفين , الامال , الاحلام لا يهم سوف يكون عظيماً |
- umutlar ve sonuçlar farklıdır. Biri ister istemez diğerinin oluşmasını engelliyor. | Open Subtitles | الامل والنتائج مختلفة ليس من الضرورة ان يصنع احدهما الاخر |
Senatörün yeğeni Bayan Juno ve beş arkadaşı için umutlar tükeniyor. | Open Subtitles | الأمل يتلاشى لأبنة أخ السيناتور (كابلن) (جونو) وأصدقائها الخمسة. |
Ve bilgelik için yeni umutlar ve barış da orada. | Open Subtitles | وآمال جديدة للمعرفةِ وسلام هناك. |
"Büyük umutlar bağlanan bu ürün... | Open Subtitles | "هذا المنتج الذي كان يتشوق إليه الجميع |
Onlara boş umutlar vermişler ve tekrar ve tekrar bu oyunu oynayabilmişler. | Open Subtitles | انها تخلق أمل كاذب و يستطيعون اللعب أكثر و اكثر |