"uyarmaya" - Translation from Turkish to Arabic

    • تحذيرك
        
    • تحذيري
        
    • تحذير
        
    • أحذرك
        
    • لتحذيرك
        
    • تحذيره
        
    • لتحذير
        
    • تحذيرنا
        
    • تحذيرها
        
    • لأحذرك
        
    • يحذرني
        
    • تحذرني
        
    • أحذّرك
        
    • احذرك
        
    • تحذيرهم
        
    Doğruyu söylemek gerekirse, Majesteleri, sizi uyarmaya çalışmıştım ama siz, efendim, iflah olmaz bir romantiksiniz. Open Subtitles لو سمحتلى يا مولاى لقد حاولت تحذيرك ولكنك يا مولاى عاطفى جداً
    Evime gelip beni Brody konusunda uyarmaya çalıştın. Open Subtitles لقد ظهرتي في منزلي وحاولتي تحذيري من برودي
    Oturanları tahliye için uyarmaya çalıştık ama her zaman vakit olmuyor. Open Subtitles نحن نحاول تحذير السكان بالاخلاء لكن لا يكون هناك وقت دوما
    Seni uyarmaya çalışıyorum Cate belki de zaten hiç orada olmamış olan bir şeyin peşindesin. Open Subtitles أنا أحاول أن أحذرك كيت أنك قد تكونين تنتظرين لشيء غير موجود
    Bu şeyin kaldığını gördüğümde sizi uyarmaya geliyordum. Open Subtitles أتيتُ لتحذيرك حينما علق ذلك الشيء بين الأدوار
    Kuzeni tabii onu yapmaması için uyarmaya çalıştı, ama Shadi'nin telefonunun şarjı bitti, ve telefonu bir daha hiç geri açılmadı. TED ولقد حاول إبن عمّه بالطبع تحذيره من القيام بذلك، ولكن بطاريّة هاتف شادي قد نفذ شحنها، ولم يشتغل هاتفه مرة ثانية.
    Uzaylılardan birinin onları uyarmaya gidip hastalığı yaymış olma olasılığı da var. Open Subtitles من المحتمل ان الغريب ذهب لتحذير الاخرين , ونشر المرض.
    Bu şeyin asırlardır var olduğu... ve hiçbir şeyin bugüne kadar onu öldüremediği... konusunda hepimizi uyarmaya çalışıyordu. Open Subtitles كان يحاول تحذيرنا كلنا بأن هذا الشىء موجودا من الاف السنين ولم يستطع شىء أن يقتلة إستطاع أن يقتله.
    Yani, hiç bir zaman Cole'dan hoşlanmamıştım ve onu uyarmaya çalışmıştım. Open Subtitles فكما تعلم، أنا لم أحب "كول" إطلاقاً و حاولتُ تحذيرها منه
    Seni uyarmaya geldim. Tanrılara şükür, sen iyisin! Beni uyarmak mı? Open Subtitles قد أتيت لأحذرك شكراً للآلهة, إنك بخير
    Yangın yerçekimsiz ortamda. Sizi uyarmaya çalıştım. Open Subtitles هذا حريق خطر جدا لقد حاولت تحذيرك أيتها القائد
    10 dakikamı seni uyarmaya çalışmakla geçirdim. Neden boşandığını anlayabiliyorum. Open Subtitles ــ أمضيت 10 دقائق محاولة تحذيرك ــ أرى الآن لِمَ هي مطلقة
    -Seni uyarmaya çalıştım. -Partimize hoşgeldin. Open Subtitles ـ حاولت تحذيرك ـ مرحباً بكم في حفلتنا
    Emma yardıma ihtiyacı olduğu konusunda beni uyarmaya çalıştı. Open Subtitles ايما حاولت تحذيري بأنه بحاجة الى المساعدة
    You tried to warn me,Beni uyarmaya çalıştın ama ben dinlemedim... but I didn't listen, ve şimdi de kızlar günümüzü mahvetmiş oldum. Open Subtitles لقد حاولتِ تحذيري. ولكني لم أصغِ، والآن أفسدت ليلة الفتيات.
    İkinci olarak, kızlarımızı gerekli gereksiz uyarmaya son vermeliyiz. TED ثانيًا: علينا أن نتوقف عن تحذير الفتيات تلقائيًا.
    Herkesi uyarmaya çalıştı fakat hepsi boşunaydı. Open Subtitles حاول تحذير الجميع لكن ضاع مجهوده هباءً منثورًا
    Seni uyarmaya çalıştım. Sen buna savunma mı diyorsun ? Open Subtitles تعبت وأنا أحذرك هل تسمي هذا دفاع ؟
    Ben seni uyarmaya geldim. Bu şeytanı avlaman en doğrusu. Open Subtitles أنا جئت لتحذيرك هذا أفضل أنت تتعقب هذا الشيطانِ
    Onu uyarmaya çalıştım, ama dinlemeyecek kadar aptaldı. Open Subtitles انا قد حاولت تحذيره, ولكنه كان اغبى بكثير من الاستماع الى.
    Hatta ben de tam saygıdeğer olanlardan birisini işler kontrolden çıkarsa diye uyarmaya gidiyordum. Open Subtitles إنّي ذاهب لتحذير بضعة بشر مقرّبين تحسّبًا إن ساء الطقس.
    Sanki bizi uyarmaya çalışıyorlarmış gibi. Open Subtitles و يبدو أنهم قلقون جدا كما لو أنها تحاول تحذيرنا من شئ ما
    Sizi uyarmaya çalıştığım gibi onu da uyarmaya çalıştım. Open Subtitles لقد حاولت تحذيرها تماماً كما حاولت تحذيركما.
    Yani buraya devrimine katılmaya değil, seni uyarmaya geldim. Open Subtitles لذا... أنا لم آتي لأنضم إلى ثورتك، بل جئت لأحذرك
    Sanki bana bir şeyler anlatmaya ya da uyarmaya çalışıyor. Open Subtitles كان ذلك مثل أنه كان يحاول أن يخبرني شيئاً ما أو يحذرني بشأن شيءٍ ما
    O gün, şarkıda o kadar kaybolmuştum ki büyükannemin beni uyarmaya çalıştığını duymadım. Open Subtitles في ذاك اليوم كنت غارق في الغناء لم أسمع جدتي و هم تحذرني
    Bak, seni uyarmaya çalıştım ama sen burada salakça ayağını kaldırıp çırağın ustasını geçemeyeceğini söyledin ve altına sıçman için sadece bir oynanmış resim yetti de arttı bile. Open Subtitles حاولت بأن أحذّرك ووقفت ورفعت ساقك للهواء بحركة غبية وتخبرني بأن الطالب لا يمكنه التغلب على أستاذه
    Merak ettiğim bir şey var ve seni uyarmaya geldim. Open Subtitles كنت فضولية بشأن شيء واردت أن احذرك من شيء
    Mesaj bırakmamış. Onları uyarmaya çalışmamış. Open Subtitles لم يترك رسالة لم يحاول تحذيرهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more