| Size benim aleyhimde gösterilen kanıt her ne ise, uydurma. | Open Subtitles | مهما كان الدليل الذي بينوه لك ضدي، فهو مزيف |
| Warren Raporundaki ifademi okuduğumda... tamamen uydurma olduğunu gördüm. | Open Subtitles | عندما قرأت شهادتيالتى نُشرت في تقرير وارن كان ملفقة من البداية للنهاية |
| Köylerdeki aileler uydurma bahanelerle sistemli bir biçimde göç etmeye zorlanıyorlar. | Open Subtitles | لا نريد الطرد المنظم لعائلات الفلاحين بسبب أعذار مختلقة |
| McLovin hiç olmadı çünkü uydurma, aptalca masalsı isim, dangalak! | Open Subtitles | لان هذا اسم مختلق ايها الغبي اسم لعين مختلق من قصة الحورية، ايها اللعين! |
| Anormal değil ama, bazen uydurma hikâyeler anlatır. | Open Subtitles | ليست طبيعيه ، أن كنت تفهمنى وكانت تختلق القصص |
| - Selam. Bir adamı uydurma bir mobil laboratuvar ile mi kandırdın? | Open Subtitles | أنت خدعت رجلاً بمُختبر مُتنقل مُختلق للكشف عن الحرائق المُتعمّدة؟ |
| Sorun hatalı bilgi, Larry, uydurma bilgi. Burada, bak. | Open Subtitles | المشكلة هي البيانات الفاسدة , لاري , وبيانات وهمية. |
| Ne tür bir sapkın beyin böyle, uydurma hikayeler yazabilir? | Open Subtitles | ما هذه العقل الجبارة التي تستطيع اختراع قصص مثل هذه؟ |
| Buna bütün gün devam edebiliriz. Adli tabibin raporu tamamen uydurma. | Open Subtitles | يمكننا أن نفعل هذا طوال اليوم، تقرير الطبيبة الشرعية خيال محض. |
| Havyar üssü gerçek değil, sadece uydurma bir savaş oyunu senaryosu. -Gerçek değil. | Open Subtitles | ـ كافيار سويت ـ ليس حقيقياً بل هو مجرد لعبة حرب خيالية خطط لها بعض العلماء إنها ليست حقيقية |
| çinlilerin onu ülke dışına çıkaramadan önce devre kartını yokettiğimiz gibi uydurma bir hikaye ve değiştirilmiş e-mailler ile beraber bu adama yani Bishop'a gönderdi ve birazda şansla | Open Subtitles | وبريد إلكتروني مزيف نأملأنيقنعالروس.. بأننا دمرنا اللوحة الكهربية قبل أن يتمكن الصينيون من إخراجها من البلاد |
| Kurban, kimliği çantası ve cep telefonu olmayan kırk yaşlarında bir kadın nakit ödeme yaptığını ve adının Samantha Jones olduğunu söylediler, uydurma olabilir. | Open Subtitles | الضحية أنثى بيضاء أربعينية, لا توجد بطاقة هوية أو هاتف أو محفظة دفعت كاش, وأعطت اسم سامانثا جونز ربما يكون مزيف |
| Benimle arkadaşlığı yüzünden uydurma kanıtlarla Tasha'ya lezbiyen demeye çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تحاولين القول بأنها سحاقية بسبب ارتباطها بي بأدلة ملفقة عرجاء |
| uydurma bir suçtan ötürü hapse girdi, mücadele etti ve tekrar ofise dönmeyi başardı. | Open Subtitles | ذهب إلى السجن بتهمة ملفقة قاومه ، جعله يعود في منصبه |
| Köylerdeki aileler uydurma bahanelerle sistemli bir biçimde göç etmeye zorlanıyorlar. | Open Subtitles | لا نريد الطرد المنظم لعائلات الفلاحين بسبب أعذار مختلقة |
| TheAlgea'nın gerçekten Lucy'i tanıdığını söyleyebilirim, ...ve yaptığı plan, yalnızca uydurma bir fikir değildi. | Open Subtitles | يعرف لوسي TheAlgea إستطعت أن أخمن أن و الخطه التي وضعها لم تكن مجرد شيئ مختلق |
| Mazeret uydurma. Arabamı çalmaya kalktın. | Open Subtitles | لا تختلق أعذاراً لقد حاولتَ سرقتي |
| Tamamı, okul yılları, dereceleri, hatta annesi ve babası hepsi uydurma. | Open Subtitles | كل شئ، أيامه بالمدرسة وشهادته وحتىأبيهوأمه... كل هذا مُختلق |
| Çok üzücü bir uydurma hikâye ama, geç kalanlar sadece biz değiliz. | Open Subtitles | هذه قصة وهمية حزينة جداً ولكننا لسنا وحدنا المتأخرين |
| Bu saçmalık. Cadı diye bir şey yoktur, sadece bir uydurma. | Open Subtitles | لا يوجد ما يُدعى السحرة .. بالكاد هذا اختراع |
| Lütfen, bana bunun tamamen uydurma olduğunu söyle! | Open Subtitles | أرجوك .. أخبرني هذا خيال محض, لتجعل منها قصة ممتعة, صحيح ؟ |
| O zaman bunların uydurma olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | في ذلك الوقت ، ظننتُ أنّ أغلب ما تبحث بهِ مُجرّد رواية خيالية. |
| Bu isteğin uydurma olduğunu anlayacaklar ve bu olayı kimin yaptığını araştıracaklar. | Open Subtitles | و سيتكشفوا أنّ ذلك التعميم زائف و سيقوموا بالبحث عمّن قام بذلك |
| Hikaye uydurma konusunda üzerine yoktur, bilirim. | Open Subtitles | أعلم كم أنت ممتاز في اختلاق القصص |
| Bu senin için şok olabilir, teğmen, ama o kişisel bilgiler, tamamen uydurma. | Open Subtitles | حسنا ، انها ربما صدمة لك ايها المساعد كل تلك اللمحات عن حياتي كلها مصطنعة |
| San Francisco'daki o suçlamalar tamamen uydurma zaten. | Open Subtitles | وتلك الإتهامات التي وجّهت إليه بـ "سان فرانسيسكو" كانت زائفة بكِلا الأحوال |
| O zamanlar, uydurma Fransız aksanı beni çok etkilemişti. | Open Subtitles | كانت بذاك الوقت تتصنع وماعرفته حالاً تلك اللكنة الفرنسية المزيفة |