Low Shoulder grubunun üyeleri cemiyetimize yardım eli uzatma kararı aldı. | Open Subtitles | أعضاء فريق الروك أن رول لوشولدر قرروا تمديد يد العون لجاليتنا |
Korkarım ki sürede uzatma olmayacak. Ayrıca nakit olarak da değişim yapamıyoruz. | Open Subtitles | أخسى أنه ليس هناك تمديد لن نستطيع عندها مقايضة المال على أي حال |
Korkarım ki sürede uzatma olmayacak. Ayrıca nakit olarak da değişim yapamıyoruz. | Open Subtitles | أخسى أنه ليس هناك تمديد لن نستطيع عندها مقايضة المال على أي حال |
Aslında, uzatma için geldim. Daha fazla zaman ihtiyacım var. Ne kadar? | Open Subtitles | في الحقيقة جئت من أجل التمديد أحتاج وقت أكثر كم؟ |
Istırabını uzatma, vur onu. | Open Subtitles | ليست عاطفية لا تطيل عذابه وأطلق النار عليه |
Tanrı doksan günlük uzatma hakkı tanımayacaktır. | Open Subtitles | و فارغة هي روحه، فالرب لا يمنح مهلة لـ 90 يوم |
Size ancak sempatimi verebilirim, uzatma veremem. | Open Subtitles | يمكنني منحك تعاطفي وليس تمديد المهلة ، أنا آسف |
Sabbatino uzlaşması için uzatma istiyor. | Open Subtitles | تريد تمديد المهلة على توسطها في قضية ساباتينو |
Sadece mağazadan sarkan turuncu bir uzatma kablosu ve kaldırım kenarında yarısı yenmiş bir ekmek. | Open Subtitles | مجرد سلك تمديد كهرباء برتقالي اللون يتدلى من المقبس ونصف كعكة مأكولة ملقاة على الرصيف |
Efendim, bilgisayarınızın garanti süresini uzatma fırsatıyla ilgilenir miydiniz? | Open Subtitles | سيدي ، هل ترغب في تمديد الضمان على جهاز الكمبيوتر الخاص بك |
uzatma formunu dolduruyorsun sonra da eve gidip onlar hallediyorsun. | Open Subtitles | تعبئين طلب تمديد المهلة، وسوف تنجزيهم فيما بعد. |
Joey'in uzatma kararını inceliyordu ve birisi dosyanın içini boşalttı. | Open Subtitles | كانت تتحرى في عقوبة تمديد جوي و شخص ما أخذ محتويات هذا الملف |
Aslında bir uzatma isteyecektim. - Biraz daha zamana ihtiyacım var. - Ne kadar? | Open Subtitles | في الحقيقة جئت من أجل التمديد أحتاج وقت أكثر كم؟ |
Sekiz aydır bu görüşmeleri sürdürüyoruz. uzatma hiçbir şeyi değiştirmeyecek. | Open Subtitles | لقد ناقشنا هذا طوال 8 أشهر لن يغيّر التمديد أيّ شيء |
uzatma formu ise tıkıştırıp daha büyük bir dağınıklık için başka bir bahane. | Open Subtitles | التمديد مجرد عذر آخر لي كي أأجلها وأصنع فوضى أكبر. |
Istırabını uzatma, vur onu. | Open Subtitles | ليست عاطفية لا تطيل عذابه وأطلق النار عليه |
Bay Gardner, Bayan Lockhart, ...başka bir beş aylık bir uzatma daha mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | سيد غاردنر، آنسة لوكهارت أنتما تريدان مهلة خمسة أشهر إضافية؟ |
Hayatlarını uzatma, onlara güç verme, ve en önemlisi, onları gördüğünde unutmanın yolu. | Open Subtitles | وجدوا سُبُلاً لإطالة أعمارهم وإكتساب القوة والأهم أنهم يجعلونك تنسى أنك رأيتهم يوماً. |
Seçim Bölümü'ne bir mektup göndererek bu işi tamamlamak için kendimizi hırpaladığımızı açıkladım. 9'a kadar uzatma talep ediyoruz. | Open Subtitles | شارحاً لهم كم أجهدنا أنفسنا في محاولة تحقيق هذا الأمر نحن نطالب بتمديد المهلة حتى الساعة 9: 00 صباحاً |
Nesiller önce, bilim sayesinde yaşamlarını uzatma seçimini yaptılar. | Open Subtitles | اختاروا إطالة حياتهم بالعلم منذ أجيال مضت |
Dava önümüzdeki ayın sonuna ertelenmişti ama görüyorum ki, 6 aylık bir uzatma talep ediyorsunuz. | Open Subtitles | حدّدت جلسة المحاكمة في نهاية الشهر المقبل وأري أنك تطلب مدّ المهلة لستّة أشهر |
Pek istemem, çünkü seninki sadece bir uzatma kablosu. | Open Subtitles | ليس تماماً. لأن حزامك عبارة عن سلك كهرباء. |
Anlaşma, uzlaşma, uzatma olmaz. | Open Subtitles | لا مفاوضات ولا تنازلات ، ولا تمديدات |
- Bugüne kadar 15 bağırsak ameliyatı ayrıca bir bağırsak uzatma işlemi görmüş bu bir süre idare etmiş ama son zamanlarda total parenteral nütrisyona dönmesi gerektiği görülmüştür. | Open Subtitles | -15جراحه معويه الى اليوم اضافه الى تطويل داخلي للامعاء الذي يساعد بعض الوقت |