| Mösyö Hugo Trent'le evlenmezseniz sizi bütün mirastan mahrum eden vasiyet. | Open Subtitles | الوصية التى ستحرمك من الميراث اذا لم تتزوجى السيد هيجو ترانت |
| Şimdi, biraz dikkatli bir vasiyet planlaması ile bu kesintilerin bir çoğu önlenebilir. | Open Subtitles | و العديد من هذه الضرائب يمكن تجنبها مع بعض الحرص في تخطيط الوصية |
| Avukatım, vasiyet okunurken burada olmamın iyi bir fikir olacağını düşündü. | Open Subtitles | إعتقد مُحاميّ أنها ستعود بالمنفعة علي بلبقاء مِن أجل تِلاوة الوصية |
| Ben sana hatırlatıyım, annen vasiyet bırakmadı. | Open Subtitles | يجب أنّ أذكركِ بأنّ أمّكِ لن تترك وصيّة. |
| vasiyet 15 dakika içinde ortaya çıkmayacaktır nasıl olsa. | Open Subtitles | أشكّ في أن تلك الوصيّة ستظهر خلال الربع الساعة القادم |
| vasiyet, talihsiz bir olay durumunda çocukların nasıl büyütüleceği hususunda çok net. | Open Subtitles | الوصية دقيقة تماماً حيال كيفية تربية الأطفال في حال وقوع حدث مؤسف. |
| vasiyet yazmak aslında oldukça basit ve uygun fiyatlı olmasına rağmen bu şaşırtıcı bir istatistik. | TED | هذه إحصائيات مفزعة ونظرًا لأن كتابة الوصية يمكنُ أن تكون بسيطة للغاية وغير مكلفة حقًا. |
| Öldükten sonra vasiyet yazamaz, değil mi? | Open Subtitles | لم يكن بإستطاعتها كتابة الوصية بعد موتها أليس كذلك ؟ |
| Bu sabah hepsinin huzurunda vasiyet açıklanırken, | Open Subtitles | اعتقد انه ينبغى لك ان تعلم, انه اثناء قراءة الوصية هذا الصباح |
| Bu vasiyet, geçtiğimiz ayın onunda şahitler huzurunda imza altına alındı. | Open Subtitles | هذه الوصية وقعت وختمت بالشهود في العاشر من الشهر الماضي أظن عليكم جميعاَ إلقاء نظرة عليها |
| Bütün yolculuğunu bu vasiyet için harcadığını düşünecek olursak ekspres bir trendeydi ve... | Open Subtitles | وهذا يؤكد ان كامل رحلته كان مشغولا بكتابة الوصية, |
| ..vasiyet açısından bakıldığında bu bir değer sayılır. | Open Subtitles | وهذا يعتبر من الممتلكات , حسب شروط الوصية |
| ...ya da vasiyet açıklandıktan hemen sonra. | Open Subtitles | أو يمكن أن ننتظر قليلا حتى وقت قراءة الوصية |
| vasiyet okudunduktan sonra 'nüfuzu kötüye kullanma' ibaresiyle karşı çıkılabilir. | Open Subtitles | بعد قراءة الوصية من الممكن الطعن عليها على أساس تأثير لا مسوغ له |
| Sorunu anlıyorum ama vasiyet, önümüzdeki Cumartesi gününe kadar okunmayacak. | Open Subtitles | أنا أتفهم المشكلة، لكن لا يمكنني قراءة الوصية قبل يوم السبت |
| Son yaşananları düşünürsek, bir vasiyet yazmalıyım. | Open Subtitles | لظننتني في ظل الأحداث الراهنة كنت لأكتب وصيّة. |
| vasiyet ofisimde, elektrikli ocağın yanında, yıpranmış kablolarla birlikte. | Open Subtitles | الوصيّة في مكتبي, بجانب الموقد الحراري ذو الأسلاك المتآكلة |
| Yaşlı adam öldüğünden beri mülkler vasiyet onayını bekliyor. | Open Subtitles | العقار لم تثبت صحة وصيته منذ أن مات العجوز |
| Gerçi korkarım vasiyet ve feragatnameyle ilgili olacak. | Open Subtitles | ولكني أخشى أن تكون الأمور كلها عن الوصايا ونقل الملكيات. |
| Çiftlik vasiyet dahilinde. | Open Subtitles | المزرعة تحت اثبات صحه الوصيه. |
| Annenizin vasiyet memuru olduğum için size, dedeniz Heinrich Landgraf'ın komaya girdiğini bildirmek için geldim. | Open Subtitles | بما أنني منفذ لوصية أمكم بالممتلكات أنا هنا لأخبركم (بأن أبوها, (هينريك لاندجراف قد دخل في غيبوبة. |
| Sonra daha detaylı bir vasiyet yapmamı kabul etmişti. Ama... | Open Subtitles | وعد أن يدعني أبتكر وصية أكثر تفصيلاَ ونستكمل لاحقاَ ولكن |
| İçinde 4 vasiyet daha vardı, bütün parasını diğer dört kadına bırakmış. | Open Subtitles | -كان به أربع وصايا أخرى يترك فيها كل أمواله لأربعة نساء أخريات |
| Efendimizin ölümünü, vasiyet ettiği gibi bir sır olarak saklamalıyız. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَكْتمَ موتَ اللوردَ سِرّا كما تَمنّى |
| vasiyet için anlaşma bile yapsak, zenginiz. | Open Subtitles | حتى إن ثبتنا إرادتنا, فنحن أغنياء |