"vazgeçmek" - Translation from Turkish to Arabic

    • التخلي عن
        
    • الإستسلام
        
    • الاستسلام
        
    • أستسلم
        
    • أتخلى عن
        
    • تتخلى
        
    • للتخلي عن
        
    • تتخلي عن
        
    • التخلّي عن
        
    • الإنسحاب
        
    • نتخلى عن
        
    • التراجع
        
    • إستسلام
        
    • الانسحاب
        
    • التخلى
        
    O yüzden bu yıl, bir şeylerden vazgeçmek yerine, her günümü dilimin altına bir mikrofon sıkıştırılmışcasına, çekingenliğimin altında bir sahne varmışçasına geçireceğim. TED لذا هذا العام، بدلا من التخلي عن شيء سأعيش كل يوم وكأن هناك مذياعا مدسوسا تحت لساني، مسرحا في أسفل كبتي.
    Sonunda, evrenin merkezi olduğumuz fikrinden vazgeçmek zorunda kaldık. TED وعليه في نهاية المطاف اضطررنا إلى التخلي عن فكرة أن كوكبنا هو مركز الكون.
    Sebepsiz geç kalmak vazgeçmek demektir. Open Subtitles أن يكون متأخرا بدون عقلانية مساوي إلى الإستسلام.
    Bu kadar kolay vazgeçmek yerine, neden bir dakika dinlemiyorsun? Open Subtitles بدلا من الاستسلام ، لم لاتصغي الي دقيقة.
    Ben bu bir daha yapmıyor. L vazgeçmek, l çıkın. Open Subtitles لن أفعل هذا بعد الآن أنا أستسلم ، أنا أستقيل
    Kazanan olmayan bir oyun gibi hissettirmişti. Yeni bir kimlik elde etmek ya da kazanabilmek için eski kimliğimden vazgeçmek zorundaydım. TED شعرت بأنها لعبة محصلتها صفر، بحيث أنني يجب أن أتخلى عن هويتي القديمة لأستطيع اكتساب هوية جديدة.
    Bugünkü devletler bizlerin daha güvenli olabilmesi için güç ve kontrolden vazgeçmek zorundadır. TED تحتاج الحكومات اليوم إلى التخلي عن القوة والتحكم من أجل مساعدتنا على أن نكون أكثر أمنا.
    Bu, sorumsuzca hareket etme özgürlüğü hariç, herhangi bir özgürlükten vazgeçmek anlamına gelmez. Open Subtitles هذا لا يعني التخلي عن أي حرية ، ما عدا حرية التصرف الغير مسؤول.
    Doğru. Ve bazı kadınlar tavuğun budundan vazgeçmek istemez. Open Subtitles هذا صحيح وبعض ال نساء لا يريدون حتى التخلي عن قطعة الدجاج
    Peki şuna ne dersin? "Dominik, nik, nik..." Selam. Galiba erkeklerden vazgeçmek pek zor olmayacak. Open Subtitles ما رأيك بهذا ؟ ربما لن يكون من الصعب التخلي عن الرجال
    Bu Phoebe'yi şevhetli bir duruma sokmaz ve planımdan vazgeçmek için şu an fazla yaklaştım. Open Subtitles والتي وضعت بالكاد فيبي في مزاج غرامي، وأنا قريبة جدا الآن على التخلي عن خطتي.
    O harika evi bulduğumuzda vazgeçmek üzereydik. Open Subtitles كنا على وشك الإستسلام ، عندها وجدنا منزل كان مثالي
    Sizi buraya getirdim, çünkü sizin vazgeçmek istemeyen muhalif düşüncesini söylemekten çekinmeyen insanlarla tanışmanızı istiyorum. Open Subtitles لقد احضرتكم هنا لأننى أريده رؤية الأشخاص الذين يرفضون الإستسلام الأشخاص الذين عِنْدَهُمْ الشجاعةُ .لتَصويت معارضتِهم
    Dünya mükemmel değil ama vazgeçmek buna yardımcı olmayacak. Open Subtitles العالم ليس مكان مثالي ولكن الاستسلام فيه لا يساعد
    Aslında tam da vazgeçmek üzereydim. Open Subtitles لقد كنت على حافه الاستسلام في الحقيقه جيد
    O günlerde eve dönmem gerekiyordu, o yüzden vazgeçmek zorunda kaldım. Open Subtitles لقد كان الوقت قد حان لعودتي تقريباً ففكّرت أن أستسلم وأنسى الأمر
    Ama imkânım olmadığı için sanatsal heveslerimden vazgeçmek zorunda kaldım. Open Subtitles ولكنبماأننيلمأكنأملكالإمكانات.. فقد أضطررت لأن أتخلى عن طموحاتي الفنية
    Bir kız kardeş için PL grubun servetinden vazgeçmek, bence anlamsız. Open Subtitles أن تتخلى يونغي عن جميع ثروتها من أجله، لا معنى لهذا
    Denetim ile Baidu başkanı Robin Li, bir zamanlar Çin halkının rahatlık karşılığında belirli bireysel haklardan vazgeçmek istediğini söylemişti. TED مع الرقابة، قال ذات مرة روبن لي، رئيس بايدو، الصينيون على استعداد تام للتخلي عن بعض الحقوق الفردية مقابل المصلحة.
    Beni sevmediğiniz için bu işten vazgeçmek... Open Subtitles فقط لأنك تكره بناء السفن فذلك ليس سبب لكي تتخلي عن السفينة أيضا
    Şaşırtıcı şekilde, bazen işleri kusursuz sırada yapmaktan vazgeçmek işleri halletmede önemli rol oynayabilir. TED مما يثير الدهشة، أنّ التخلّي عن أداء المهام حسب الترتيب الأمثل قد يكون أحياناً سبباً لإنهائهم.
    Oyunun güvenlik koruması var. Teal'c'in tek yapması gereken vazgeçmek. Open Subtitles اللعبة بها تأمين ضد الفشل كل ماعلى تيلك , الإنسحاب للخارج
    Eğer buradan kaçarsak Azumi'nin ekibinden vazgeçmek zorunda kalırız. Open Subtitles إذا هجرنا من هنا يجب ان نتخلى عن فرقة ازومي
    Eğer bu işten vazgeçmek istiyorsanız şimdi yapın. Open Subtitles إذا كنتم تريدون التراجع فهذا وقت التراجع
    Bunu söylemeyi bırakmamı ister ama bırakamayacağımı söylerim. Çünkü bırakmak vazgeçmek olur. Open Subtitles تخبرني بألّا أخبرها ذلك ، لكن أخبرها لا أستطيع، لأن هذا سيكون إستسلام
    Clark, istersen vazgeçebilirsin ama unutma, vazgeçmek bırakması zor bir alışkanlıktır. Open Subtitles يمكنك اللانسحاب إذا أردت ،لكن تذكر الانسحاب عادة يصعب الإقلاع عنها
    Oregon'da yaşarken, zihniniz er ya da geç Los Angeles'tan vazgeçmek zorunda kalacak. Open Subtitles حياتك فى اوريجون فى نهاية المطاف سيطر عقلك الى التخلى عن لوس انجيلوس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more