Durum retrolental fibroplazi olarak biliniyor, ve şu an gelişmiş dünyada çok nadirdir. | TED | الشرط المعروف بالتنسج الليفي خلف العدسة، والآن هو نادرجداً في هذا العالم المتقدم. |
Hayır, bilmiyorsun ve şu an öğrenmeleri için bir fırsatın var. | Open Subtitles | لا ، لا تعرفين ، والآن هناك فرصة أنهم سيكتشفون الأمر |
ve şu an bana beş milyon edermiş gibi gelmedi. | Open Subtitles | وحتى هذه اللحظة , لا يبدو انه يستحق الخمسة بالنسبة لي |
Aracınız, apartmanının dışında görülmüş ve şu an ölü. | Open Subtitles | لقد شوهدت سيارتك خارج منزلها وهي الآن ميتة |
Vereceğim çok sevgim var ve şu an tek çıkışım, şu amatör telsizci. | Open Subtitles | - لديّ الكثير من الحب لأعطيه .. وحالياً ، الشيء الوحيد الذي يشغل فراغي هو راديو الهواة |
Bugün bir çok kez orgazm yaşadım ve şu an tamamen mutluyum. | Open Subtitles | أنني قد استمتعت معك اليوم وأنا الآن في غاية السعادة. |
Ama o ardı ardına terfi etti ve şu an Ginza ofisinin korkutucu müdürü. | Open Subtitles | لكن قيل انه يحصل على الطلبات واحد تلو الاخر والان هو مدير لمكتب في غينزا |
Ya benim için çalışırsın ya da çalışmazsın ve şu an, çalışmıyorsun. | Open Subtitles | إما أن تعمل لدىَ وإما لا وحاليا , أنت لا تعمل لدىَ |
Polonya'da doğdum ve şu an ABD'deyim. | TED | لقد ولدت في بولندا، والآن انا في الولايات المتحدة |
Kişisel bilgisayarlar dünyasını ve müzik sektörünü değiştirdi ve şu an mobil cihaz sektörünü değiştirmek üzere. | TED | غيّر عالم الحواسيب، غيّر صناعة الموسيقى والآن في طريقه لتغيير صناعة الهواتف. |
ve şu an Almanya'da Amerika'nın çelik işçisinden çok güneş enerjisi çalışanı var. | TED | والآن لدى ألمانيا الكثير من العمّال في الطاقة الشمسية .و لم يعد هناك الكثير من عمال الحديد في أمريكا |
Yayınlandığında Ocak ayıydı ve şu an Ağustos'tayız, yani tahmin ediyorum ki bazılarınız yüksek ihtimalle merak ediyordur, hâlâ birlikte miyiz? | TED | والآن، قد تم نشرها في يناير، والآن أغسطس، إذن أعتقد أن البعض منكم يتساءلون، هل مازلنا مع بعضنا البعض؟ |
Az önce yabancı bir adam arayıp bir siteye girmemi söyledi ve şu an bir sürü çıplak fotoğrafın karşımda. | TED | لقد تلقيت مكالمة للتو من رجل غريب والذى طلب منى ان أزور هذا الموقع والآن انا انظر الى كل تلك الصور العارية لك |
İyi olduğum tek bir iş vardı otobüs kullanmak ve şu an onu da yapabilmem için bir kaç parça kağıt lazım. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي كنت أجيده، كان قيادة الحافلة، والآن أحتاج إلى قطعة ورقة للقيام بذلك. |
ve şu an itibariyle, önümüzdeki oylamanın ışığında boş kalan milletvekili koltuklarının nasıl dolacağı konusunda daha endişeliyim. | Open Subtitles | وفي هذه اللحظة أنا أكثر إهتماماً بملء مقعد عضو البلدية في التصويت القادم |
ve şu an başının büyük dertte olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | ونحن نظن أنه قد يكون واقعاً في مشاكل جمة في هذه اللحظة. |
Kardeşliğin nasıl işlediğini çok iyi biliyorum ve şu an benim için işliyor. | Open Subtitles | أعلم بدقّة كيف يسري عمل هذه الأخويّة، وهي الآن تعمل لصالحي. |
Bir mektup kaçırdığımızı biliyor ve şu an bu bilgiyle New York'a doğru gidiyor. | Open Subtitles | وتعلم أنه سيهرّب الخطاب وهي الآن تسافر بما تعرفه إلي "نيويورك |
İnsanı delirtiyor bu ve şu an sen de delisin. | Open Subtitles | الأمر يقودك للجنون, وحالياً, أنت مجنون |
Çünkü komşunuz bizi konuşurken duydu ve şu an dairesini hızlandırıcı madde ile dolduruyor. | Open Subtitles | وحالياً يقوم بغمر شقته بمادة معجلة للحريق هيا! |
Geçenlerde kalbimle ilgili bazı sorunlar yaşadım ama tedavi oldum ve şu an iyiyim. | Open Subtitles | كنت أعاني من مشاكل في القلب مؤخراً والتي تم التعامل معها, وأنا الآن بخير |
Gücüm yerindeyken sadece masum kan bağışçılarına saldırabilsem burada olmazdım ve şu an taze kan nakli yapıyorum veya yaptım. | Open Subtitles | ،أودُّ ألا أكون هنا، كما ترى عدا أنّه يمكنني أنْ أهاجم المتبرعين بالدمّ الأبرياء حينما أكون بكامل قوتي وأنا الآن يُنقل لي دمّ |
Ama o ardı ardına terfi etti ve şu an Ginza ofisinin korkutucu müdürü. | Open Subtitles | لكن قيل انه يحصل على الطلبات واحد تلو الاخر والان هو مدير لمكتب في غينزا |
Doğu Hindistan Şirketi'nin eski paralı askeriyim ve şu an bir kaçağım. | Open Subtitles | قاتل سابق لشركة الهند الشرقية وحاليا هارب |