Sergilenen bu kadar yetenek ve herkes birini becerebilmek için burada. | Open Subtitles | يعرضون كل هذه المواهب و الكل فقط يبحث عن شخص يضاجعه |
Beni eczanesine götürür ve herkes bana iyi davranır çünkü biliyorsunuz, ben Frank'in kızıyım. | Open Subtitles | و سوف أذهب لصيدليته و الكل يعاملني بلطف لأنني كما تعلمون إبنة فرانك |
Bu oda beni, sanki bir akvaryumdaymışım ve herkes bana bakıyormuş gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | هذه الغرفة تجعلني أحسّ أنا في حوض سمك، وكلّ شخص الذي ينظر لي. |
Demin tuvalete gitmiştim ve herkes bunun ne kadar çılgınca olduğunu konuşuyordu. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ فقط في الحمّامِ، وكُلّ شخص يَتحدّثُ عنه كَمْ مجنون هذا. |
Fasulye, sürpriz bir şekilde, görüşme için ajansa ketçap'ı getirmiş ve herkes heyecanlanmış. | Open Subtitles | بشكل مفاجئ، رجل الفاصولياء أحضرت رجل الكاتشاب لاجتماع في الوكالة والجميع كان متحمّسًا، |
ve herkes elinden gelen en iyi şekilde tekrar dünyaya katılacaktı. | Open Subtitles | و كل شخص منا سيحاول ان ينجح في حياته بقدر ما يستطيع |
Adam bir golf sahası yaptı ...ve herkes güvende hissediyor. | Open Subtitles | و بنى هو ملعب جولف، و الكل يشعر بالأمان. |
Oraya gideriz, onu buluruz ve herkes sana inanır. | Open Subtitles | سنذهب إلى هناك و نجده و الكل يصدقك عندها |
Jel havuzu vardı böyle ve herkes dalıyordu falan. | Open Subtitles | لقد كان هناك مسبح هلامي ، و الكل كان يغوص فيه |
Kaza bir trajediydi ve herkes mahvolmuş bir haldeydi. | Open Subtitles | على ما يبدو ، الحادثة كانت تراجيدية و الكل كان محطما |
ve herkes gerçekten üzgünken ve her şey inanılmayacak kadar kötüyken ve herkes senin için üzülürken. | Open Subtitles | كلّشخص رحيمبحق. وكلّ شيء حزين جدا جدا، وكلّ شخص يشعر بالأسى عليك. |
Seni takdir etmiyor, annen, baban ve herkes gibi. | Open Subtitles | إنها لا تقدرك،فهى مثل أمكَ وأبيك وكلّ شخص آخر |
Çarpışma sonucu bu dünyadaki herşey ve herkes yok olacak. | Open Subtitles | التأثير سَيَقْتلُ كُلّ شىء وكُلّ شخص على هذا الكوكبِ. |
68 Mayıs'ında bir gün kafe tıklım tıklımdı ve herkes ağlıyordu. | Open Subtitles | ذات يوم من شهر مايو 68 كان المقهى مزدحما، والجميع كان يبكي |
Değer verdiğim herşey ve herkes artık yoktu. | Open Subtitles | و كل شيء و كل شخص اهتم به لم يعد له وجود |
Annen ve baban hata yaptı, ve herkes hata yapar. | Open Subtitles | أمي وأبي يقعان في الخطأ و الجميع يقع في الأخطاء |
Çizgi film sesi ve müziği çıkıyor ve herkes kendine aptalca gülüyor. | Open Subtitles | في أقسى الحوادث المؤلمة الخرجة يضيفون موسيقى الكارتون , والكل يضحك بسخافة |
Hiç kimse kendince para kazanmaya çalışmayı düşünmüyor ve herkes zengin insanları arıyor. | Open Subtitles | لا أحد يفكر بكسب النقود بنفسه وجميعهم يبحثون عن الناس الأثرياء |
Çok heyecan vericiydi ve herkes bu işi yapmak istiyordu. | Open Subtitles | لقد كان شيئاً مُثيراً لفعله.. وكان الجميع يُريدون أن يفعلوه. |
Asansörde dikiliyorsunuz, kahvede oturuyorsunuz ve etrafınıza bakınıyorsunuz ve herkes telefonlarına bakıyor. | TED | تقف في المصعد، تجلس في مقهى، وتنظر حولك، وكل شخص مشغول بهاتفه. |
Hiç kimse işini kaybetmedi ve herkes çalıştığı işin karşılığını aldı. | TED | لم يفقد أحد وظيفته، وتمت مكافأة الجميع على العمل الذي أنجزوه. |
Telefonu açık bırak, evden ayrıl ve herkes hâlâ orada olduğunu düşünsün. | Open Subtitles | شغّل الهاتف في البيت، وأتركه هناك والجميع يعتقد أنّكَ لا تزال هناك |
Özür dilerim, vali sahib ve herkes. | Open Subtitles | أعتذر من الجميع هيسلوب قادم ورائي مباشرة |
Fakat dolabımdaki silah buydu ve herkes artık kendine dikkat etsin. | Open Subtitles | ولكني ذهبت إلى دولابي, وعلى الجميع الحذر مني انطلاقا من الآن |
ve herkes ona hizmet etmeli. | Open Subtitles | وعلى جميع الرجال عبادته. |