| Başka bir deyişle, büyük verilerin faydalarına mahremiyeti korurken sahip olabiliriz. | TED | بمعنى آخر، نحن بإمكاننا التمتع بفوائد البيانات الهائلة مع حماية السرية. |
| Bu verilerin etkisi oldu mu? 2008 yılına geri dönelim. | TED | هذا تؤثر هذه البيانات في شئ؟ حسناً لنرجع لعام 2008. |
| verilerin her baytı oradan geçer, dünyadaki en hızlı bağlantı oradadır. | Open Subtitles | كل بايت من البيانات التي تم تمريرها. أين أسرع الوصول الأرض. |
| - verilerin yarısı elimizde yok. - Elinizde olanı söyleyin. | Open Subtitles | ـ ليس لديّ حتى نصف البيانات ـ أخبرني ماذا حصلت |
| Gördüğünüz şey soldan sağa 24 saat ve işte verilerin iki günü. | TED | ما تشاهدونه هو 24 ساعة من اليسار إلى اليمين، وهنا بيانات يومان. |
| Bu sistem ki, gelecek nesilleri çevresel verilerin toplanması noktasında ön sıralara yerleştirecek. | TED | هذا نظام ، قد يضع الجيل القادم في الخطوط الأمامية لمجمعي المعلومات البيئية. |
| Bu hikayedeki sorun şu verilerin gösterdiği şeyle aynı şeyi söylüyor: kadınlar, kendi yetilerini sistematik olarak azımsıyorlar. | TED | المشكلة مع هذه الحكايات انها تظهر ماتوضحه البيانات: ان النساء يقللن من قدراتهن الذاتية منهجيا. |
| Pekala, verilerin bizi daha insancıl kılabileceğini düşünüyorum. | TED | اعتقد ان البيانات يمكنها حقا ان تجعلنا اكثر انسانية |
| Hayatlarımıza veriler yön veriyor, ve bu verilerin sunumu büyük hikayeler anlatmak için bazı şaşırtıcı arayüzler yapmada bizim için bir fırsattır. | TED | فحياتنا تقودها البيانات، وعرض هذه البيانات هي فرصة لنا لصنع بعض الوسائط الرائعة والتي تحكي قصص عظيمة. |
| Neredeyse önsezimizin bilgisayar tarafından sahnelendiğini görebiliyoruz, zihnimizin gözünde işlemden geçen bütün o verilerin betimlenmesi. | TED | يمكن أن نرى تقريباً حدسنا يُمثل على حاسوب، مصوراً كل البيانات التي تعالج في عقلنا. |
| Bu verilerin üstünden geçtikten sonra bu yiyeceklerin nereye gittiğini göstermem gerekti. | TED | بعد أن فحصت البيانات جيداً، احتجت عندها لإثبات ماذا يحل بالطعام. |
| Bu verilerin tamamını alın, birleştirin ve sonunda önünüze böyle bir harita çıkacak. | TED | نجمع كلّ هذه البيانات معا، و النّتيجة هي هذه الخريطة. |
| Ancak birbirine bağlı verilerin araştırılması yoluyla, işittiklerimizin hem yoğunluğu hem de çeşitliliğinden daha kesin sonuçlara varmayı başarıyorum. | TED | غير ان مقارنه هذه البيانات التي تربط بين كلا من كثافة وتنوع ما نسمعه استطعت ان اصل الى نتائج اكثر دقه |
| Öyle değil mi? verilerin içinde kesinlikle yüzeysellik payı var. | TED | أليس كذلك ؟ و بالتالي فهناك الكثير من السطحية في تلك البيانات. |
| Basit olarak, içinde verilerin depolandığı sabit disklerle dolu kocaman bir salon hayal edebilirsiniz. | TED | هل يمكن أن نتصور في الأساس كان لديه قاعة كبيرة مليئة بمحركات الأقراص الصلبة لتخزين البيانات التي يجمعونها |
| Bir gün, bütün verilerin nasıl bir lokasyona sahip olduklarını düşünüyordum ve cevapla karşı karşıya olduğumu anladım. | TED | وفي أحد الأيام، كنت أفكر بأن لكل من البيانات موقع محدد، وأدركت أن الإجابة تحدق بي. |
| Bütün bu kişisel verilerin bu mekanizmalarla hesaplananabilmesine en başta olanak tanıyan şey bilim oldu. | TED | وهو أن نكثف من الجهود العلمية التي تسمح لنا بتطوير كل هذه الآليات لحساب هذه البيانات الشخصية في المقام الأول. |
| Tüm bu farklı verilerin ortak noktası ise, insanlar tarafından yaratılmış ve bir içeriğe sahip olmalarıdır. | TED | و الذي يجمع أنواع البيانات المختلفة هو أنها صنعت على يد البشر و هم يحتاجون سياق. |
| Ancak bu konuşmanın başında bahsettiğim gibi bu iyimserliğe bakış açımız biraz da olsa ihtiyatlı olmalı ve bunun sebebi verilerin hâlâ değerlendiriliyor olması. | TED | لكن بالطبع، كما ذكرت في بداية هذا الحديث، يجب أن نخفف هذا التفاؤل بجرعة من الحذر، وذلك لأن البيانات ما زالت تُحدد. |
| Gönderilen verilerin hepsi hatalı. Orada pek çok insan çalışıyor. | Open Subtitles | بيانات النقل خاطئة كلياً، فعدد أكبر من الناس يعملون هناك. |
| Biraz zamanlarını aldı ama verilerin bir kısmını kurtarmayı başardılar. | Open Subtitles | أخذ القليل من الوقت لكنهم تمكنوا من استعادة بعض المعلومات |
| verilerin ta kainatın yapısını deşifre etmemize yardımcı olacak. | Open Subtitles | ستساعدنا بياناتك في فكّ شيفرة نسيح الكون |
| Yaz boyunca, bir öğretmenden diğerine geçtiklerinde, verilerin devamlılığı sağlanıyor bölgesel düzeyde dahi bunu görebiliyorlar. | TED | خلال اشهر الصيف، وكلما مروا بمعلم فلديك تدفق متواصل للبيانات يمكن حتى لمستوى المنطقة متابعته |