"yüzer" - Translation from Turkish to Arabic

    • تسبح
        
    • يسبح
        
    • سباح
        
    • تعوم
        
    • يطفو
        
    • تطفو
        
    • يسبحون
        
    • عائما
        
    • بسلخك
        
    • سيسلخ
        
    Sudadır. Giderken çocukları kurtararak onlardan uzaklaşıp akıntının tersine yüzer. "Nereye gidiyorsun? Burada kurtarılmayı bekleyen TED إنها في الماء تسبح بعيدًا منهم باتجاه المنبع تنقذ الأطفال في طريقها وهم ينادونها: “ إلى أين أنت ذاهبة؟”
    Bu kurt kendi grubu içinde açık denizde yüzer. Open Subtitles إلا أن هذه الدودة وحيدة من مجموعتها .تسبح في المياه المفتوحة
    Balıklar etrafında yüzer Senin orda olduğunun farkına varmazlar. Open Subtitles الأسماك تسبح من حولك. إنهم لا يمانعون من وجودك هناك.
    Edmond çuvalı yırtarak kurtulur ve Monte Cristo Adası'na kadar yüzer de yüzer. Open Subtitles و ايدموند يخرج حرا من الحقيبة ويسبح و يسبح الى جزير مونتي كريستو
    İyi yüzer misin? Open Subtitles هل أنت سباح جيد ؟
    Bilirsin ya batar ya da yüzer Open Subtitles تعلمون ، هي معرفة ما اذا كان المصارف أو تعوم.
    Neden bir iş onunla yüzer ama onsuz batar... bu yeni megabayt, video ve uydu okyanusunda? Open Subtitles لماذا يطفو معه العمل و يغرق دونه، في محيط الميجابايت،
    Küçük bir su birikintisinde yüzer sonrasında akıntıya kapılır, akıntı nehre doğru yol alır, nehir okyanusa ulaşır. TED فإنها تطفو على وشل متصل بجدول وجدول يتدفق إلى نهر ونهر متصل بالمحيط
    34 beden mankenin, 40 beden elbisenin içinde yüzer. Open Subtitles أعني، أن عارضتكِ من مقاس 2 ستبدو كمن تسبح بمقاس 8
    Doktor, sık sık geceleri East River'da çıplak yüzer misiniz? Open Subtitles إذاً، كتور، هل في كثير من الأحيان تسبح عاريا في النهر الشرقي في الليل؟
    Doktor, sık sık geceleri East River'da çıplak yüzer misiniz? Open Subtitles إذاً، كتور، هل في كثير من الأحيان تسبح عاريا في النهر الشرقي في الليل؟
    Öylece etrafta yüzer... kartal ve horozun barajı inşa etmek için ihtiyaç duyacağı odun ve bokları toplarsın. Open Subtitles فقط تسبح في الارجاء تجمع الخشب والقذاره التي يحتاجها الديك والنسر لبناء السد وابقاء المياه في الخارج
    3,9 kilometre yüzer, 180 kilometre bisiklet sürer, sonra da maraton koşarsınız. Open Subtitles تسبح 4 كم، ثم تقود درّاجتك الهوائية لـ 180 كم، ومن ثما تجري في ماراثون.
    Havuzdadır. Saatlerce yüzer. Open Subtitles أما إنها في حمام السباحة هي تسبح لساعات
    Bu senin hatan. Kim Danube'de giysileriyle yüzer ki? Open Subtitles هذا لانك اخطأت لا احد يسبح بملابسه في الدنبل ؟
    Büyük zaferlerden sonra, aracına atlar ve dağlara tırmanır, okyanuslarda yüzer, kimse kesin olarak bilemez. Open Subtitles بعد الفوز هو عادة يرتاح في شاحنته يتسلق الجبال ، يسبح في المحيطات لا أحد يعلم حقا
    -Bay Serrecold iyi yüzer mi? Open Subtitles هل سيد سيروكولد سباح متمكن؟
    Su neden yağda yüzmez ki Yağ suda yüzer. Open Subtitles لماذا تطفو على الماء النفط؟ انها النفط التي تعوم على الماء
    Sudan daha hafif olan buz yüzer. Open Subtitles بما انه اخفف من الماء الجليد يطفو على السطح
    Yüzlerce aile buraya gelir nehirde yüzer, geziye çıkarlardı. Open Subtitles تأتي العائلات بالمئات و يسبحون في الجداول و يشاهدون المعالم.
    Bu şekilde hem saldırıya dayanabilir hem de yüzer durumda kalabilir. Open Subtitles انه متين بما فيه الكفاية ليقاوم هجوما ويبقى عائما ايضا
    Seni öldürür. Kafandan ayak parmaklarına kadar derini yüzer. Open Subtitles ستقتلك، ستقوم بسلخك من رأسك إلى أصابع قدمك
    Adam bizi burada yakalarsa derimizi yüzer. Open Subtitles لو أمسك بنا ذاك الرجل هنا سيسلخ جدنا أحياء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more