Daha önce 19 yaşında bu köyde yaşamış, kırsal kalkınma üzerine çalışan Dipshikha adlı STK'da gönüllü olarak görev yapmıştım. | TED | لقد عشت في تلك القرية سابقاً ذلك عندما كان عمري 19 سنة ومتطوعة في ديبشيخا، منظمة غير حكومية لتطوير الريف. |
Abin kadar çok yaşamış olsaydın, senin de bir şeylerin olurdu. | Open Subtitles | لو أنك عشت مثل أخيك الأكبر ستحصل علي الكثير من الأشياء |
Bu adam, ölümünden önce ciddi bir kalp rahatsızlığı yaşamış. | Open Subtitles | نعم، هذا الرجل عانى من نوبة قلبية حادة قبل موته. |
Yıllarca annesiyle yaşamış - annesi otoriter biriymiş - ve onun okulda da pek iyi zaman geçirdiğini sanmam. | Open Subtitles | لقد عاش مع امه لسنوات عديدة كانت سيدة متحكمة جدا ولا اعتقد انه نال وقتا جيدا اثناء الدراسة ايضا |
Büyük bir travma yaşamış psikolojik olarak kırılgan bir kadın. | Open Subtitles | إنها سيدة هشة من الناحية النفسية والتى مرت بصدمة كبيرة |
O ve anne kötü bir boşanma yaşamış, bundan dolayı velayeti kaybedeceğinden korkmuş. | Open Subtitles | هو والأم مروا بطلاق سيء لذا فإنه قد خاف من أن يخسر الحضانة |
Küçükken yaşamış olduğu şok edici deneyim onu incitmez de tavan arasında çok iğrenç bir şey görmesin, tamam! | Open Subtitles | لا يمكننى إيلامها بأنها قد عانت تجربة صادمة عندما كانت صغيرة شئ سيئ قد رأته فى العلية |
Daha önce bunları yaşamış birini tanımıyordum, en azından bildiğim kadarıyla. | TED | لم أكن أعرف أي أحدٍ مرّ بهذا الشيء من قبل؛ على الأقل لم أكن أظن أني كذلك. |
Şili vatandaşı olduğunuzu biliyorum ama orada yaşamış olduğunuza dair hiçbir kayıt yok. | Open Subtitles | أعرف أنك تشيليّ الجنسية، لكن لا توجد سجّلات تبين أنك عشت هناك أبداً. |
Şili vatandaşı olduğunuzu biliyorum ama orada yaşamış olduğunuza dair hiçbir kayıt yok. | Open Subtitles | أعرف أنك تشيليّ الجنسية، لكن لا توجد سجّلات تبين أنك عشت هناك أبداً. |
Güneş altında yaşamış bir çok adamdan daha uzun yaşadım. | Open Subtitles | ولكنني عشت عدد أرواح ..أكثر من أي رجل تحت الشمس |
Görünüşe göre kötü bir boşanma yaşamış. | Open Subtitles | لقد عانى من مشكلة طلاقه عنده مشكلة فى الشراب |
Bir sinir krizi yaşamış fakat bence ailesini o öldürmedi ve hâlâ karısını sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | . أنا احتاج طريقة للدخول لقد عانى من إنهيار |
Ama oldukça zor zamanlar yaşamış olduğunu bilmelisin. | Open Subtitles | لكنّ يجب أن تعرفين أنه عانى من حياة قاسية، |
Nedendir bilinmez sıkıcı ve yaşlı bir yavşağa dönmüş babana mı hayatını dolu dolu ve zengin yaşamış kimseleri umursamayan dedene mi? | Open Subtitles | أبيك، الذي تحول لسبب أجهله إلى والد عجوز وممل أم جدك الذي عاش حياة غنية ومليئة بالمغامرات ولم يقبل الإهانة من أحد؟ |
Dünyanın böyle olduğu kanaatine varıncaya kadar bir tür kuraklık dönemi yaşamış olabilir misin, onu merak ediyorum. | Open Subtitles | أتسائل بأنه ربما مرت عليك فترة طويله لم تحظى فيها بأحد تلك الأيام حتى فكرت بهذه الفكرة |
Bu girişimciler, Kenya'da son 30 yılda gelişen tarım sektöründeki iniş-çıkışları yaşamış tecrübeli çiftçiler. | TED | هؤلاء المزارعون القدامى قد مروا بكل صعود وهبوط الزراعة في كينيا خلال ال 30 سنة الماضية. |
Janet McKenzie'nin verdiği ifade, büyük bir kayıp yaşamış, sevgili hanımının ölümüne tanık olmuş, sadık, kendini adamış bir hizmetçinin ifadesidir. | Open Subtitles | ثم استمعتم اٍلى شهادة جانيت ماكينزى مديرة منزل مخلصة و قديرة عانت أخطر خسارتين |
Ben sadece bunları daha önce yaşamış birisiyle konuşmak isterdim. | Open Subtitles | أنا فقط أتمنى لو أستطيع أن أتحدث مع أحدما مرّ بمثل ما أمرّ به الآن |
Onunla bu evde yaşamış olan Zoe arasındaki tek fark şu: | Open Subtitles | الفرق الوحيد بينها وزوي التي عاشت في هذا البيتِ فقط ذلك |
Zamanın izleri bunlar, dostum. Bu adamlar dolu dolu yaşamış. | Open Subtitles | إنها علامات الزمن يا رجل هؤلاء الرجال عاشوا حقاً, أتفهمنى؟ |
Katie'ye göre, Lindsey 9 yaşına dek Maine'de yaşamış. | Open Subtitles | حتى عمر 9 سنوات,وفقا لـ كايتي ليندسي كانت تعيش في ماين |
Ormanda yaşamış olan iki kardeşe dair bir efsane var. | Open Subtitles | تقول الأسطورة بأن شقيقين عاشا معًا في الغابة |
Birinci Dünya Savaşı'nda bir ressam yaşamış. | Open Subtitles | كانت تسكن هنا رسامة خلال الحرب العالمية الأولي. |
Zor zamanlar yaşamış. | Open Subtitles | إنه أكبر من ديريك بعدة سنوات لقد واجه اوقاتا عصيبة |
Birçok yerde yaşamış, memleketinden ayrıldığından beri. | Open Subtitles | وعاش في العديد من الأماكن منذ ان غادر وطنه. |
Ama eğer daha erken doğmuş olsaydım... iyi bir Hristiyan olarak yaşamış ve ölmüş olurdum. | Open Subtitles | لو أنّي ولدتُ في وقتٍ أبكَر من هذا لكنت قد عشتُ ومتُّ كمسيحيٍّ صالح |