"yakın bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالقرب من
        
    • قريب من
        
    • قريباً من
        
    • مقربة من
        
    • قريبة من
        
    • مؤخرًا
        
    • حميمية
        
    • في القريب
        
    • ما قرب
        
    • قريبه من
        
    • قريبٌ من
        
    • كترخيص قريب
        
    • على مسافة قريبة
        
    • ليس ببعيد
        
    • تموتي قريبًا
        
    Göze yakın bir tıkanma görüş problemleri ve retina tıkanmasına sebep olabilir. TED إذا حصل الانسداد بالقرب من العين سيؤدّي إلى اضطرابات بالرؤية وانفصال الشبكيّة.
    Yere yakın bir dizi göze ufuk sonsuza dek gidiyormuş gibi hissettirir. TED من مجموعة من العيون بالقرب من الأرض، يبدو الأفق وكأنه مد البصر.
    Sanırım bunları biliyorsun. Buraya yakın bir yerde oldu kaza. Open Subtitles أظن أنك تعلم بأن هذا قد حدث بالقرب من هنا
    Herhangi bir iyileşme belirtisi yok, yani kırılmalar ölümüne yakın bir zamanda gerçekleşmiş. Open Subtitles لا يدل على الشفاء، و لذلك ربما حدث في وقت قريب من الموت.
    Hayır, sadece... İşe yakın bir yerde yaşamak istedim. Open Subtitles لا، أردت فقط أن أعيش قريباً من مكان عملي
    Suya yakın bir yerde, eski bir binada olduğunu biliyoruz. Open Subtitles نحن نعلم بأنها في مبنى قديم بالقرب من مجرى مياه
    Kitap dükkanına yakın bir çöplükte küçük bir şişe bulduk. Open Subtitles وجدنا قارورة بوبر في سلة المهملات بالقرب من مخزن الكتب.
    Çıkıyor, o memphis kolej yakın bir frat evde saklanıyor. Open Subtitles تبين، أنه تحصنوا في منزل فراط بالقرب من كلية ممفيس.
    Onu ve kamerasını atlama yerine yakın bir otelde yakaladık. Open Subtitles نحن متمزق له وكاميرته في فندق بالقرب من موقع القفز.
    Telco'ya katıldım, Pune'ye oldukça yakın bir yerde TATA kamyonetleri yaptım. TED انضممت إلى شركة Telco، صنعت شاحنات TATA، بالقرب من مدينة بوني.
    Bu hikayenin bir başka versiyonu, Priyanka'nın yaşadığı yere yakın bir başka köyde geçiyor. Lakara adındaki bu köyde yaklaşık bir yıl önce herhangi bir tuvalet yoktu. TED أمر مشابه لهذا ، في قرية أخرى في الهند بالقرب من حيث مكان عيش بريانكا قرية تسمى لاكارا، وقبل عام تقريباً لم يكن بها مراحيض على الإطلاق.
    Silikon bir parça el bileğinizin etrafına ya da göğsünüze yakın bir yere koyuluyor. TED يتم وضع رقعة سيليكون حول معصمك أو في مكان بالقرب من صدرك.
    Bir kaç ay önce, yaşadığım yere yakın bir hastanenin acil servisine 40 yaşlarında bir kadın gelmişti ve getirildiğinde kendinde değildi. TED قبل بضعة أشهر, أتت امرأة ذات الـ 40 سنة إلى غرفة الطوارئ في مشفى قريب من مكان سكني, وقد أُحضرت وهي في حالة ضياع.
    Eve daha yakın bir yerede gidebilirsin. .Hepsi bu kadar. Open Subtitles سوف يكون عليك أن تذهب لمكان قريب من المنزل وهذا كل الموضوع
    Kayalara dikkat et. Kıyıya yakın bir yerde, akıntı yönünde dur. Open Subtitles توخّ الحذر على الصخور وابق قريباً من الشاطيء
    Düşünüyorum da tiyatroya yakın bir otel ola... Open Subtitles أعتقد أنه سيكون هناك فندق على مقربة من المسرح ، أليس كذلك؟
    Çite çok yakın bir yerde büyüdüğü için kesilen bir ot,... Open Subtitles لقد كنت مثل الحشائش التي تنموا قريبة من السور ليتم قصّها
    Fakat yakın bir zamanda farkettim ki, başarılı bir liderlik ile yeniliğe liderlik etmek aynı şekilde olmuyor. TED لكني اكتشفت مؤخرًا أن مفهوم القيادة الناجحة لدى العديد منا غير نافع عندما يتعلق الأمر بقيادة الإبتكار
    Şimdi daha yakın bir şekilde bir makineyle etkileşim kuruyoruz. TED ولدينا الآن طريقة حميمية للتفاعل مع الآلة.
    Bu yüzden harekete geçmezsek, bugün bir şeyler yapmazsak, çok yakın bir zamanda, bazılarının tabiriyle zaman ayarlı tedavi bombasıyla yüzleşeceğiz. TED لذلك ما لم نتصرف ، ما لم نفعل شيئا اليوم فسنواجه في القريب العاجل ما أسماه البعض قنبلة الزمن بالنسبة للعلاج.
    Eğer onu şimdi açarsam, en son açık olan gerçekliğe yakın bir yerlerde ortaya çıkmalı. Open Subtitles اذا لو فتحته الآن يجب أن يصعد في مكان ما قرب الحقيقة التي كان عليها
    Ama çok derin ya da kemiğe çok yakın bir yara ne kadar çok çabalasanız da kanamayı durduramazsınız. Open Subtitles لكن بعض الجراح تكون عميقه جدا أو قريبه من العظم ومهما عملت عليها لا يمكنك ان توقف النزف للدماء
    Profesyonel bir tetikçi yoksa yakın bir şey yok. Open Subtitles ولا يوجد مرتزق محترف أو أي شيء قريبٌ من هذا
    Yengen yakın bir muhitte müzikal tiyatro eğitimi veriyor. Open Subtitles ولكن عمتك تُدرس في مسرح موسيقي على مسافة قريبة
    yakın bir zamanda olan şeylerin suçunu üzerime almaya çalışmıştım. Open Subtitles حاولت أخذ اللوم على كل شيء منذ وقت ليس ببعيد
    Korkarım çok uzun zaman yaşayacağın için bu yakın bir zamanda olmayacak. Open Subtitles إنّك ستعيشين عمرًا مديدًا، وأخشى أنّك لن تموتي قريبًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more