"yakınlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • قريبون
        
    • قريبان
        
    • قريبين
        
    • مقربان
        
    • مقربتين
        
    • مقربون
        
    • مقرّبين
        
    • مجاورون
        
    • متقاربتان
        
    • إنهم أقرب
        
    Giysi ve alet edevatlarına bakarak diyebilirim ki, bizim teknoloji seviyemize yakınlar. Open Subtitles من الحكم على نوعية أدواتهم و ثيابهم فهم قريبون من مستوى تكنولوجيتنا
    Hastaneye çok yakınlar Bu ormanlarda onları hiçbir zaman yenemeyiz. TED فهم قريبون للغاية من المستشفيات, لا يمكننا أبدا أن نهزمهم في هذا المجال.
    Onu yerine koy. Birbirlerine çok yakınlar. Düzgün bir atış yapamazsın. Open Subtitles أبعده، إنها قريبان من بعضهما جداً لا يمكنك التصويب بدقة
    Pislik herifler oğluma fotoğrafını çekecek kadar yakınlar ama buraya getiremiyorlar öyle mi? Open Subtitles هؤلاء الأوغاد كانوا قريبين جداً منه حتى يأخذوا صورة لأبني, ولازال بعيداً عنـّـا
    O ve Angel çok yakınlar. Open Subtitles هى و (أنجل) مقربان
    Küçüklüklerinden beri çok yakınlar. Open Subtitles أجل، صديقتين مقربتين منذ كانتا صغيرتين
    Yani yakınlar. Aileyi yıllardır tanıyor. Open Subtitles اذا فهم مقربون انه يعرف العائلة منذ سنوات
    Nick'i ve kardeşini hiç muayene etmedim... ama bence birbirlerine çok yakınlar. Open Subtitles أنا لم أقم باختبار (نيك) أو أخته ولكنّهما يبدوان مقرّبين من بعضهما ..
    Şimdi sana yardım gönderiyoruz. Oraya yakınlar, en kısa zamanda gelirler. Open Subtitles سنرسل إليكم بعض المساعدة، إنهم قريبون وسيصلون قريباً.
    Bize sandığımızdan yakınlar. Yollardan uzak durmalıyız. Open Subtitles انهم قريبون جداً وافضل شيء ان نحاول الابتعاد
    Bize sandığımızdan yakınlar. Yollardan uzak durmalıyız. Open Subtitles انهم قريبون جداً وافضل شيء ان نحاول الابتعاد عن الطريق
    Bolvengardtaki doktorlar tozun yaratacağı etkiyi ortadan kaldırmaya çok yakınlar. Open Subtitles -اطباء بولفنغار، قريبون جداً من نجاح التلقيح، ضد تأثيرات الطيف.
    İnsanlık Bakanlığının içinde oğluna çok yakınlar. Open Subtitles داخل وزارة الموارد البشرية قريبون من ابنك
    - Birbirlerine yakınlar. Open Subtitles هم قريبون من بعضهم جدا قريبون؟
    - Durumları iyi ve birbirlerine yakınlar. Open Subtitles إنهما بخير و قريبان
    Geyikle çok yakınlar. Open Subtitles هي والموظ قريبان جدا
    Hala yakınlar. Evli olduğu halde pekçok telefonlaşma. Open Subtitles يبقون قريبين العديد من المكالمات بغض النظر عن الزواج.
    Birbirlerine çok yakınlar. Open Subtitles مع حرارت أجسامهم فهم قريبين من بعضهم البعض
    Çok yakınlar. Open Subtitles إنهما مقربان .
    Antia ve kızım bir hayli yakınlar ve ikisi de epey ısrarcı. Open Subtitles "أنتيا" وابنتي أصبحتا مقربتين وهما متفقتان على هذا.
    Bir, gösteriyi Aisha'yı kaçıranlar yönetiyor ki bu durumda Al-Saleem'e yakınlar. Open Subtitles الأول، أن من يحتجز (عائشة) هم من يحركوا الأمور، لذا فهم مقربون من (السليم).
    Go'nun evine çok şey saklardı. Çok yakınlar. Open Subtitles إنّه يقوم بإخفاء الكثير من الأشياء عند (قو) فهم مقرّبين من بعضهما
    - Çok yakınlar. Open Subtitles هم فعلياً مجاورون لنا
    Tate ve Sharp yakınlar. Holland onunla birlikte Gazi Komitesinde görev yapıyor. Open Subtitles "تيت" و "شارب" متقاربتان "هولاند" خدم في لجنة شئون المحاربين معها
    Aslanlara umduklarından çok daha yakınlar. Open Subtitles إنهم أقرب للأسود أكثر مما يظنوا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more