Gama ışınlarına yaklaşmak istemezsiniz, tehlikeli olabilir. | TED | لا تريد الاقتراب من اشعة غاما,قد تكون خطرة |
Bir mako köpekbalığına kişisel olarak yaklaşmak ve üzerine bir etiket koymayı denemek gerçekten çok zor. | TED | إنه حقاً صعب الاقتراب وشخصياُ من سمك قرش الماكو ومحاولة وضع بطاقة عليه |
Bu seviyeye yaklaşmak için bile muazzam bir nükleer reaksiyon gerekir. | Open Subtitles | نحتاج إلى تفاعل نووي ضخم جدا لمجرد الإقتراب من هذا المستوى |
Sonra yaklaşmıştık ama sonra yaklaşmak son değildir, değil mi? | Open Subtitles | ربما إقتربنا من النهاية، ولكن الإقتراب منها ليس النهاية، صحيح؟ |
Sadece yaklaşmak için bile bir uzay gemisine binip ona uzanan derin uzay boşluğunu aşıp geçmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | على المرء أن يستقل مركبة فضائية تعبر الكون الشاسع للاقتراب منه فقط |
Ben bir fahişeyim,Kuzey kötülüğüne yaklaşmak için tek yol bu | Open Subtitles | أنا عاهرة، وهذا هو السبيل الوحيد للإقتراب من شيطان الشمال |
Yöntemi; bir çete patronuna yaklaşmak işi öğrenmek, sonra da işi elinden almak. | Open Subtitles | اسلوبه , هو التقرب من رئيس عصابة وتعلم عملياته ثم الانقلاب عليه |
Sayın hâkim, duruşma başlamadan önce kürsüye yaklaşmak istiyorum. | Open Subtitles | قبل أن تبدأ الجلسة, سعادتك، أودّ الأقتراب من مقعد المحكمة. |
Bu benim işimdi, Sonya-- sana yaklaşmak, çalıştığın insanlara yaklaşmak... | Open Subtitles | كآن لدي عمل لأفعله ' سونيآ , ان اتقـرب منك , أتقرب من الاشخاص الذين تعملين معهم |
Ben de işadamıyım, Ama bu heriflere, fazla yaklaşmak istemem. | Open Subtitles | أنا رجل أعمال أيضا ، ولكن أنا لا ارغب في الاقتراب من هاؤلاء الرجال |
Sayın Yargıç, kürsüye yaklaşmak istiyorum. | Open Subtitles | سيادة القاضي ,أود الاقتراب من المنصة هذا طلب غير معتاد |
Bu kadar yaklaşmak 1 senemi almıştı. | Open Subtitles | انها اتخذت مني سنة للحصول على هذا الاقتراب. |
Seni Yu'nun bölmelerine sokabilirim. Görevin bunu kullanabilecek kadar yaklaşmak. | Open Subtitles | أنا يمكن أن أختصر عليك ثلاث أرباع المسافة مهمتك الاقتراب بما يكفي لتستعمل هذه |
yaklaşmak güvenli mi, Dr. Brennan? | Open Subtitles | هل الإقتراب منك آمن أيتها الطبيبة برينان؟ |
Köpeklere yaklaşmak istersen, onlara ön tarafdan yaklaş. Tamam mı? | Open Subtitles | إذا اردت الإقتراب من الكلاب، إقترب منهم من الامام. |
Gel-git oyuğu. Bizim yapmayı planladığımız botumuzla bu dalgaya mümkün olduğunca yaklaşmak. | Open Subtitles | ما نحن بصدد فعله هو إنتظار وصول المد ومحاولة الإقتراب منه قدر الإمكان |
Ama hepsi buysa, o zaman sana yaklaşmak için gereken cesareti gösterebilirim. | Open Subtitles | ولكن لو كان هذا كلّ شيء، لما واتتني الشجاعة للاقتراب منكَ |
Ama benim gibi çocuklar için bunun yakınına bile yaklaşmak zorlaşıyor. | Open Subtitles | ولكن الأمر بالغ الصعوبة للأولاد مثلى للإقتراب أى مسافة من هذه الأشياء |
Kendisinin rızası olmadan bir hastaya yaklaşmak veya bir şekilde bu oda dışındaki ilişkimizi dışa vurmak pek etik olmazdı. | Open Subtitles | سيكون من غير الأخلاقي التقرب من مريض أو الإعتراف بأي طريقة بعلاقتنا خارج هذه الغرفة حتى يعطي المريض موافقته. |
Ona bu şekilde mi yaklaşmak istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريدين الأقتراب منه بهذا الشكل؟ |
Evet ama aslında barda oturan güzel bir kıza yaklaşmak içindi. | Open Subtitles | اجل, ولكن أيضاً بشكل أساسي.. كى أتقرب من فتاة جميلة فى الحانة. |
Ovalardaki insan avcılar sürünerek sürülere yaklaşmak için üzerlerine kurt postları geçirirlerdi. | Open Subtitles | الصيّادون البشر على السّهول تعوّدو ارتداء جلود الذئب لينسلّو بقرب القطعان |
Bir saate her açıdan yaklaşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن نقترب منه من كلّ جانب خلال ساعة. |
4400'lere yaklaşmak isteyen sürüyle insan var. | Open Subtitles | هناك العديد من الناس التي تفعل أي شيء لكي تقترب من أحد الـ 4400 |
yaklaşmak için izin istiyorum. | Open Subtitles | الأذن بالإقتِراب. |
Beni bir kenara bırak, bu fakir çocukların ailelerine ne olacak mecburen, bu sarsılmaz cumhuriyetçilikten tiksinen İngiliz Hükümetine yaklaşmak zorunda kalacaklar. | Open Subtitles | أقصد تضع بالحسبان الوضع المزري الذي سيحل بعائلات هؤلاء الشباب؟ أنت هنا تضع نفسك في مواجهة الحكومة البريطانية وجها لوجه، وهم يحتقرون الجمهوريين بشكل غير قابل للتغيير |
Bunu kurbana yaklaşmak için kullanmış olabilir. | Open Subtitles | اذن لا بد انه استخدم حيلة ليقترب من الضحية |
Yetişkin bir boz ayıya bu denli yaklaşmak gerçekten enderdir. | Open Subtitles | لتقترب هكذا من دب أشهب بالغ هو أمر رائع حقاً |
Mevkisini oğluma yaklaşmak için kullanırken sadık numarası yaptığından hiç şüphem yok. | Open Subtitles | لا ساورني الشك في تظاهرها بالولاء بينما هي تستخدم منصبها للتقرب من ابني |