"yalan söylediğini" - Translation from Turkish to Arabic

• أنك تكذب
• كذب
• أنه يكذب
• بأنك تكذب
• عندما تكذب
• كان يكذب
• أنك كذبت
• أنك تكذبين
• أنها تكذب
• بأنه يكذب
• أنكِ تكذبين
• أنّك تكذب
• بكذبك
• انك كذبت
• بأنك كذبت

Bana yalan söylediğini öğrenirsem yarağını koparıp domuzlarıma yem yaparım.
إذا اكتشفت أنك تكذب عليّ، سأقتلع قضيبك وأطعم به خنازيري

yalan söylediğini öğrenecek olursam seni vurma konusunda asla tereddüde düşmem.
أن وجدت أنك تكذب سوف لن أتردد في إطلاق النار عليك

O eski fıkrayı bilirsin, eroinmanın yalan söylediğini nasıl anlarsın?
هناك تلك النكتة القديمة كيف يمكنك معرفة كذب أحد المدمنين؟

"Hayır dediğinde , yalan söylediğini biliyordum;çünkü onu çok iyi tanıyordum"
حين أجاب بالنفي، عرفتُ أنه يكذب. عندها عرفت أني قبضتُ عليهئ

Sorularıma cevap ver. yalan söylediğini düşünürsem, konuşmamız biter.
اجب على اسئلتي واذا اعتقدت بأنك تكذب المحادثة منتهية

İnsanları kandırabilirsin ama Tanrı yalan söylediğini her zaman anlar.
يمكنك الكذب على الناس لكن الرب يعلم دائما عندما تكذب

Kibar sözlerin için teşekkür ederim, ama yalan söylediğini biliyorum.
أشكرك على كلامك الجميل لكنني أعرف أنك تكذب

Gördün mü, yalan söylediğini anladım, çünkü bir yıl önce başhekim Carson Beckett'tı, Dr. Keller değildi.
انظر, الآن , أعرف أنك تكذب لأنه قبل عام كان كارسون بيكيت مدير الطب لدينا , وليس الدكتورة كيلر.

Bu da demektir ki yalan söylüyorsun. Ne zaman yalan söylediğini her zaman anlayabilirim.
هذا يعني أنك تكذب أستطيع دائماً أن أخبرك عندما تكذب

Eğer bu tasarı kongrenin önüne yüz gün içinde gelmezse başkanın amerikan halkına neden yalan söylediğini kendisine açıklarsın.
إن لم تستطع إنهاء الأمر خلال 100 يوم فعندها سأسمح لك بأن تُفسر للرئيس لماذا كذب على الشعب الأمريكي

İnsanlar, çocuğun casus olduğu konusunda Başkan'ın yalan söylediğini düşünüyor.
الناس سيعتقدون أن الرئيس كذب حول ذلك الطفلِ وكونه جاسوس.

yalan söylediğini kabul etti ve hiçbir şey olmamış gibi devam etti.
لقد نعته بذلك إعترف أنه يكذب, ومضى قدماً وكأن شيء لم يكن

Sen ben olmadan nasıl evlenirsin, yalan söylediğini anlamıştım ama yalanını sevdim, bence Priya'da sevmişe benziyor çok iyi bir kız annen de bende senin için Priya'dan daha iyisini bulamazdık.
كيف لك أن تتزوج من دوني ؟ . لقد علمت بأنك تكذب . لكنني أحببت كذبتك وكذبة تلك الفتاة

Çok iyi bir dolandırıcısın. yalan söylediğini anlamak zor.
انت رجل موهوب بحق يا رجل من الصعب ان تكشف عندما تكذب

O adamın köpek gibi yalan söylediğini anlamak için bir çipe gerek yok.
نعم، حسناً، لا احتاج الى شريحة مستقبلية لاعرف إنه كان يكذب كشخص حقير

Bir dedektif olmadığını, yalan söylediğini öğrendiğinde çok da mutlu olmamıştı.
لم يسعدها أنك كذاب أنك لست محققاً، أنك كذبت

Bu bir yalan. Öyle yaptığında yalan söylediğini anlıyorum, kaltak.
هذا كذب ، عندما تفعلين هذا أعرف أنك تكذبين يا ساقطة

yalan söylediğini biliyor ve eğer taramayı başlatırsa gerçeği bulacağını da biliyor.
إنها تعلم أنها تكذب علينا، وإن شغلت تلك التشخصيات، فإننا سنكتشف الحقيقة

Daha ağzını açmadan insanların yalan söylediğini düşünülmelerini istiyorum.
أريد الناس تعرف بأنه يكذب من قبل أن يتكلم.

Saçındaki yağlanmaya bakarak, yalan söylediğini söyleyebilirim.
نظراً للتراكم الزيتي بشعرك أقول أنكِ تكذبين

Ama flash disk konusunda yalan söylediğini anlayınca, buna daha fazla devam edemedim.
لكن عندما أدركتُ أنّك تكذب عليّ حول القرص، لمْ يعد بإمكاني التحمّل أكثر.

Televizyona çıkacaksın ve bizim büyük insanlarımıza nasıl yalan söylediğini devrim karşıtı unsurları ecnebi ajanlarla beraber nasıl ortaya koyduğunu söyleyeceksin.
ستخرج على التلفاز وستعترف بكذبك على شعبنا .. وكيف قمت بالتجهييز للثورة

Artık Gromek hakkında yalan söylediğini biliyorlarsa her an seni almaya gelebilirler.
الآن, وقد عرفوا انك كذبت بشأن جروميك فانت مُعرّض للأعتقال فى اى لحظة

Onlara yalan söylediğini söyleyeceksin, duydun mu beni?
سوف تقوم بأخبارهم بأنك كذبت عليهم .. أتسمعني ؟