Hayır, savunmaya yemin ettikleri yalanları ebedileştirmek ile... daha çok ilgilidirler. | Open Subtitles | لا، إنهم أكثر اهتماماً بإظهار الأكاذيب التي أقسموا على الدفاع عنها |
Bana bir şans ver, tüm yalanları gerçeğe dönüştürebilmem için. | Open Subtitles | إعطيني فرصة واحدة وسوف أحول كل تلك الأكاذيب إلى حقيقة |
Benim hakkımdaki o yalanları söyleyerek kaç tane hayvana zarar verdiğini bilmiyor. | Open Subtitles | هو لا يعرف كم من الحيوانات قد آذاها بنشرهِ لتلك الأكاذيب عني |
3,5 yıldır ahlaksız yalanları yuttunuz ve bu feci katliama suç ortağı oldunuz. | Open Subtitles | لثلاثة أعوام و نصف أنتم إبتلعتم أكاذيب مخزية وأصبحتم شركاء فى المذبحة الشنيع |
yalanları ortaya çıkarıp sırlardan dolayı meydana gelen anlaşmazlıkları çözebilir. | Open Subtitles | يمكنها اكتشاف الكذب ورأب الصدع الذي يأتي من حفظ الأسرار |
Bilmek istediğim neden bana o yalanları söylediğin. | Open Subtitles | فقط اريد أن أعرف لماذا دائما تسـرد الاكاذيب عني |
Battıkça yalanları olduğu yerde bırakıp, kaybolmak daha kolay oluyor. | Open Subtitles | أعمق ما تذهب, تسهل عليك ترك الكذبات مكانها وتختفي فقط. |
Tüketebileceğim bütün yalanları aldım. Bir adamdan bir sürü yalan. | Open Subtitles | ومن ثمَّ أوتيت بأكاذيب أتخمتني، كذب فائض من رجل واحد. |
Onun hakkındaki tüm bu yalanları duyduğunda ona ne olacağını düşünüyorsun? | Open Subtitles | ماذا تظن قد يحدث لها عندما تسمع هذه الأكاذيب عن أخيها؟ |
Sana bütün aptal yalanları unutturabilirim. | Open Subtitles | يمكننى أن أجعلك تنسى كل هذه الأكاذيب البلهاء |
Öğretmenin bana okulda en akla gelmez yalanları uydurduğunu yazan bir mektup gönderdi. | Open Subtitles | معلمك كتب لى بذلك أنك كنت تقول أكبر الأكاذيب |
Üzerinde resmi mühür olan yalanları nasıl ortaya çıkarabilirim ki ? | Open Subtitles | كيف أفند الأكاذيب المختومة بالختم الرسمى ؟ |
O zaman bu yalanları doğruya çevir abla. | Open Subtitles | اذا غيرى هذه الأكاذيب الى الحقيقة يا أختى |
yalanları hazırladığın gibi, onlara sonuçlar da hazırla. | Open Subtitles | كلما ركّبت الأكاذيب, كلما عقّدت النتائج المترتبة عليها. |
Almanya'nın o zaman yenik düşmesine... düşmanlarının yalanları sebep olmuştur. | Open Subtitles | ما إضطر ألمانيا للخضوع في لحظتها و هي أكاذيب خصومنا |
Uso kuşu, bir inanışa göre; önümüzdeki yıl söyleyeceğiniz bütün yalanları yiyor başka bir inanışa göre de; | Open Subtitles | والذي طبقا للعادة يأكل كل أكاذيب السنة القادمة |
yalanları ve tutarsızlıkları yakalamak için ufak yöntemlerim var. | Open Subtitles | وهذا ما أفعله سأعتمد على أسلاك التعثر للقبض على الكذب والتناقضات |
Düşündüğün bütün iğrenç yalanları söyleyebilirsin. | Open Subtitles | و يمكنك اخبار كل الاكاذيب المقززة التى يمكنك ان تفكرى بها |
Anlamıyor musun, hepimizin küçük yalanları ve söylenmeyen gerçekleri vardır. | Open Subtitles | ألا تفهمين, كلنها عندنا بعض تلك الكذبات الصغيرة و حديثنا الغير صادق |
Karısına başka hangi yalanları salladı merak ediyorsundur. | Open Subtitles | حسناً، ذلك يجعلك تتساءل عمّا كذب على زوجته أيضاً. |
Yaptığım şeyin büyüklüğü yanında onun yalanları sönük kalır. | Open Subtitles | أكاذيبه لا شيء مقارنةً بالفداحة التي فعلت |
Hakkımda tüm bu pis yalanları yazan eski dostum Jim Lefferts'i kurtarmanı istiyorum. | Open Subtitles | أود ان تنقذ صديقي القديم، جيم ليفرتس الذي كتب كل هذه القذارة اكاذيب سوداء حولي |
Burada durup bu pis yalanları dinlemeyeceğim! | Open Subtitles | انا لن اقف هنا لأستمع الى أكاذيبك القذرة |
Orada çıkmış yalanları sıralarken daha fazla dinleyemedim. | Open Subtitles | لم أستطع الإنصات إليها تقف هناك وتحكي أكاذيبها ... |
Çocuklara tekrar tekrar ayını yalanları söylerlerse bende böyle söylerim. | Open Subtitles | عندما تخبرين الأطفال الكذبة ذاتها مراراً وتكراراً |
Sakin ol. Bunlar sadece küçük aptal bar yalanları. | Open Subtitles | استرخي, انها فقط كذبات حانة سخيفة و صغيرة |
Orada çıkmış yalanları sıralarken daha fazla dinleyemedim. | Open Subtitles | لم أتمكن من الاستماع لها تقف هناك وتروي كذباتها |
Kızımın yalanları işte. | Open Subtitles | تلكَ أكاذيبُ ابنتي. |
Tüm yalanları, inkarları düşününce, karışmamak daha iyi. | Open Subtitles | بغض النظر عن الإنكار والإعذار والأكاذيب والإستهزائات من الافضل نسيان الامر |