"yanında bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • كانت معه
        
    • على جانب
        
    • واحدا بالقرب
        
    • يُمكن مُقارنته
        
    • إنه لا يقارن
        
    • بالصرف عليهم
        
    • امرأة هنا و
        
    • دون مرافق
        
    Yanında, bir fahişeye bağlayacağı büyük bir bomba düzeneğini toplantının ortasına yollayacaktı. Open Subtitles و كانت معه قنبله هائله حيث سيحزم بها عاهره و يرسلها لهذ المؤتمر
    Yanında bir kız var mıydı? Beyaz bir kız? Open Subtitles هل كانت معه فتاه بيضاء؟
    Boynunun tam Yanında bir lekesi vardı tam... şurada. Open Subtitles كانت لديها تلك البقعة على جانب عنقها هنا
    Köşenin yanında, bir şişe viskim vardı. Open Subtitles اذا، كنت واقفا على جانب حصلت على زجاجة ويسكي
    Eğer uçağın Yanında bir kişi görürsem, rehineleri öldürmeye başlarız. Open Subtitles اذا رأيت شخصا واحدا بالقرب من الطائرة سنبدأ بقتل الرهائن
    Bu çocuğa olabilecek herhangi bir şey, bu şehre olabileceklerin Yanında bir hiç kalır. Open Subtitles أياً كان ما قد يحدث لذلك الطفل لا يُمكن مُقارنته بماقديحدثلتلكَالمدينة.
    Northanger'in Yanında bir şey değil elbette, sadece küçük bir papaz evi. Open Subtitles إنه لا يقارن بـ(نورث آنغر) بالطبع إنه فقط كوخ ريفي مخصص لإقامة القسّ
    Yurt, burs, Yanında bir de anne ve baba... Open Subtitles سكن طلبة، منح دراسية، والوالدان يقومان بالصرف عليهم...
    Yanında bir çocuk vardı. Open Subtitles كان هناك امرأة هنا و كانت تصرخ
    Ancak çocukluk evresinden genç kızlığa geçtiğinde yani 13 yaşına bastığı zaman Yanında bir erkek olmadan evden dışarı çıkması yasaklanıyor. TED ولكن عندما تصبح مراهقة، عندما تدخل عأمها الثالث عشر، تُمنع من مغادرة البيت من دون مرافق.
    Yanında bir kız vardı. Open Subtitles لقد كانت معه فتاة
    - Yalnız giriş yaptı ancak ayrıldığında Yanında bir kadın vardı. Open Subtitles - ...لقد حضر بمفرده، ولكن عندما غادر كانت معه إمرأة
    Yanında bir kız olduğunu biliyorum ve sanırım nerede yaşadığını da biliyorum. Open Subtitles وأنا أعلم أن لديه أبنته على جانب آخر وأعتقد أننى أعلم أين تسكُن
    Gazeteleri görünce çok şaşırdım, çünkü, geçen gün benim mağazada bir telefon görüşmesi yaparken, uh huh, yan pencereye kadar yürüyüp, baktım acaba Yanında bir bayan getirmiş misin diye. Open Subtitles شعرت بالحيرة الشديدة أثناء متابعتي للصحف لأنه حينما كنت في المحل تجري الاتصال يوم الأمس اختلست النظر على جانب النافذة لرؤية ..
    Eğer o uçağın Yanında bir kişi görürsem, rehineleri öldürmeye başlarız. Open Subtitles اذا رأيت شخصا واحدا بالقرب من الطائرة سنبدأ بقتل الرهائن
    Bu çocuğa olabilecek herhangi bir şey, bu şehre olabileceklerin Yanında bir hiç kalır. Open Subtitles أياً كان ما قد يحدث لذلك الطفل لا يُمكن مُقارنته بماقديحدثلتلكَالمدينة.
    ...şu Karen zırvasının Yanında bir hiç kalır. Bitir artık hikâyeni. Open Subtitles إنه لا يقارن بجنون (كارين) اكملقصتك!
    Yurt, burs, Yanında bir de anne ve baba... Open Subtitles سكن طلبة، منح دراسية، والوالدان يقومان بالصرف عليهم...
    20 dakika önce bir kadın buradaydı, çığlık atan bir kadın! Yanında bir çocuk vardı. Open Subtitles كان هناك امرأة هنا و كانت تصرخ
    Yanında bir büyüğü olmayan bir gence 110.000 dolarlık araba emanet etmem. Open Subtitles هل تحسب أنني سأدع صبياً من دون مرافق يقود سيارة تساوي مائة وعشرة آلاف دولار؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more