"yapabilecek" - Translation from Turkish to Arabic

    • لفعل
        
    • فعلها
        
    • قادر
        
    • للقيام
        
    • سيفعل
        
    • قادرة
        
    • يمكنه فعل
        
    • بإمكانه
        
    • يستطيع فعل
        
    • القادر
        
    • ليفعل
        
    • قادراً
        
    • لتفعل
        
    • قادرين
        
    • على فعل
        
    Şimdi kendinize bunu yapabilecek kadar cesaretli olup olmadığınızı sorma zamanı. Open Subtitles انه وقت سؤالك لنفسك هل انت شجاعة بما يكفى لفعل المثل
    Bunu yapabilecek parası var. Bunun olacağına emin olmak istiyorum. Eyalet bunu yapabilirse-- Open Subtitles لديه المال لفعل ذلك وأنا أريد تحقيق رغبته إذا كان ذلك باستطاعة الولاية
    Beğen ya da beğenme bunu yapabilecek tek kişi o. Open Subtitles وسواء أعجبك ذلك أم لا، هو الوحيد الذي يُمكنه فعلها
    Her şeyi yapabilecek güçte biri. Burada kanun ve düzen istiyorum! Open Subtitles انه قادر على فعل اي شيئ و اريد قانون ونظام هنا
    Sonunda bunu yapabilecek bir yer bulman ne kadar hoş. Open Subtitles انه لامر جيد ان كنت أخيرا ديك مكان للقيام بذلك.
    Bu kadar da saf olma senin patronun, her şeyi yapabilecek birisi. Open Subtitles أنت لا يُمكنُ أَنْ تَكُوني ساذجة رئيسكَ مجرم سيفعل أي شيء لينقذ نفسه؟
    Herkes kağıdı ve mürekkebi yapabilir ama bu kadar karışık şekilde para yapabilecek sekiz tane usta matbaacı var. Open Subtitles أي شخص يصنع الورق والحبر ، ولكن هناك فقط 8 طابعات رئيسية قادرة على هذا النوع من العملة المعقدة.
    Dilediği her şeyi yapabilecek mevki ve nüfuza sahip biri. Open Subtitles هو حصل على موقع و نفوذ لفعل أي شيء يريده.
    Bu hurdayı, görebileceğiniz en imkansız şeyleri yapabilecek hale getirene dek zorlamak istiyorum. Open Subtitles وأريد دفع هذه المحركات القديمة لفعل أكثر الأمور المستحيلة التي سترونها في حياتكم
    Onun ailesi bunu yapabilecek güçteydi, finansörlerini bu kadar kolay manupüle edebilmek? Open Subtitles لدى عائلتها المقدرة لفعل ذلك من أجل التلاعب مع دائنيك بصورة سهلة؟
    Ama bu işi benden çok daha iyi yapabilecek bir sürü adam var. Open Subtitles لكن هناك خمسـون ألف رجـلاً يُمكنهـم فعلها أفضل مني
    Bunu yapabilecek tek kişi, onunla vagonda olan tek kişi annesiydi. Open Subtitles الشخص الوحيد الذي أمكنه فعلها إذاً الشخص الذي كان معها في العربة, الأم
    Aşağıda tanıştığımız o yaşlı, tatlı şey... takma dişlerini kocasının birasına düşürmekten... daha kötü bir şey yapabilecek durumda değil. Open Subtitles ذلك الشئ الجميل الحلو الذى قابلناة بالأسفل أنه غير قادر على أى شئ أسوأ إنخِفاض أطقم أسنانها إلى بيرةِ زوجِها.
    Böyle bir şeyi yapabilecek bir kişi vardır. o da sensin Open Subtitles هناك شخص وحيد قادر على القيام بذلك وذلك الشخص هو أنت.
    Ne düşünüyorsun Aaron? Sence başkanlık yapabilecek durumda değil miyim? Open Subtitles هل تظن يا آرون بأنني لا اصلح للقيام بمهامي كرئيس
    Bunu yapabilecek olan araç herkeste mevcut ve bu araç beyin. TED إذ ثمة وسيلة أخرى للقيام بذلك، وكلّنا نملكها، وتلك الوسيلة هي الدماغ.
    Gücü elinde tutmak için her şeyi yapabilecek bir baş belası. Open Subtitles إنّه بمثابة تهديد سيفعل أيّما شيئ للتشبّث بالسلطة.
    Bu harcamalar sonunda sadece 15 eyalet bir salgın durumunda büyük miktarda aşı ve ilaç dağıtımı yapabilecek altyapıya sahip. TED و النتيجة، فقط 15 ولاية تم إعتمادها كولاية قادرة على توزيع كميات كبيرة من اللقاحات والأدوية في حال تفشي وباءٍ ما.
    Gerçek bir dehasın. Bunu yapabilecek tek zeki kişi sensin. Open Subtitles العبقري الحقيقي الوحيد الرجل الأذكى الوحيد الذي يمكنه فعل ذلك
    Tükürsem tükürüğüm bu işi senden iyi yapabilecek birine denk gelir. Open Subtitles بإمكاني البصق والحصول على أحدهم من بإمكانه تأدية الوظيفه أفضل منك
    Şey, anladığım kadarıyla, bunu yapabilecek bir kişi varda, o da sensin. Open Subtitles حسناً، مما عرفته إن كان هناك شخص يستطيع فعل هذا، فهو أنتِ
    Yapmanı istediğim şeyi yapmalısın çünkü bunu yapabilecek tek kişi sensin. Open Subtitles يجب أن تقوم بما طلبتهُ منك لأنك الوحيد القادر على فعله.
    Doğru araç-gereci ele geçirebilmiş olsa bile böyle bir şeyi tekrar yapabilecek kadar gözü kara değildir özellikle de bulunduğu koşullarda. Open Subtitles حتى إن كان بإمكانه الحصول على الأدوات المناسبة أنه ليس متهوراً لهذا الحد ليفعل شيئاً كهذا مجدداً لاسيما وهو بهذه الحالة
    Çünkü hala bunu yapabilecek kadar yürekli misin, merak ediyorum. Open Subtitles لأني اتسائل ما اذا كنت لاتزال قادراً على فعل هذا
    Düzgün yapabilecek kadar uçmadığına emin misin? Open Subtitles هل أنت متأكّد أنك لست منتشياً جداً لتفعل ذلك ؟
    Belki de bizim yapamadığımız bir şeyi yapabilecek hâle gelmişlerdir. Open Subtitles وربما الآن أنهم قادرين على شيء لا نقدر عليه نحن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more