"yaptığı şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • ما فعلته
        
    • ما يفعله
        
    • ما فعل
        
    • ما يقوم به
        
    • ما قام به
        
    • مافعله
        
    • شيء يفعله
        
    • ما فعلهُ
        
    • ما تفعله
        
    • ماتفعله
        
    • ما فعله كان
        
    • ما يفعلونه
        
    • به هو
        
    • ما فعله هو
        
    • هذا مايفعله
        
    Kadraja giren elini görebiliyordum. yaptığı şey neredeyse yarım saniyesini aldı. Open Subtitles ارى يدها تمتد داخل اطار الصورة ما فعلته استغرق نصف ثانية
    yaptığı şey profesyonelce değil, etik değil deyip, yeniden yargılanma talep edeceğiz. Open Subtitles ما فعلته كان غير اخلاقى مغير إحترافى ويؤمن اسساً لاعلان مُحاكمه فاسده
    "Gemide yaşam" sırasında masum insanlara, bizim insanlarımıza Z'lerin yaptığı şey bu. Open Subtitles هذا ما يفعله الزائرون بالمقيمين في السفينة. إنّهم أناسٌ أبرياء، إنهم قومنا.
    Şimdi, istemeden gördüm ki, bu denli etkileyici bir kütüphanesi olan biri, o kitaba yaptığı şey garip değil mi? Open Subtitles لاحظت رجلاَ لمكتبة مذهلة أليس غريباَ ما فعل بهذا الكتاب ؟
    yaptığı şey şu: kafasının üzerinde çok beklenmedik ve son derece yavaş bir şekilde şarhoşmuş gibi dönüyor. TED ما يقوم به هو أنه يتحرك بطريقة مترنحة على رأسه بحركة لا يمكن التنبؤ بها وفي غاية البطء.
    Bu platformda yaptığı şey şehri oluşturma sürecini anlatan 12 parçalık bir seri. TED كان ما قام به في الواقع سلسلة من 12 نقطة لبناء هذه المدينة.
    Babamın yaptığı şey için kötü hissetmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أجعلكِ تشعرين بالسوء حيال مافعله والدي لنا
    Yüzsüz gazetecilerin kendisiyle konuşmak istemeyen kişilere yaptığı şey. Open Subtitles إنه شيء يفعله الصحفيون المزعجون ليتكلموا مع شخص لا يريد أن يتكلم معهم
    ve yaptığı şey haricinde hiç bir şeyin farkında olmayacak... ve bununla sonsuza dek yaşayacak. Open Subtitles لن تدرك إلآ ما فعلته ستخلد في ذلك إلي الأبد
    Çocuğa yardım etmek için yaptığı şey... Open Subtitles عندما حدث هذا هذا ما فعلته لمساعدة الطفلة
    Kaosun yaptığı şey, basit matematikte içsel olasılıkların tasavvur edebildiğimizden çok daha geniş ve çok daha genel olduğunu bize göstermesidir. Open Subtitles ما فعلته نظرية الفوضى أنها أخبرتنا أن الاحتمالات الأصيلـة فى الرياضيات البسيطة أكثر اتساعاً وأكثر عموميـاً
    bir video bu ve biz bir fotoğraf karesini donduruyoruz, ve tipik bir çocuğun yaptığı şey şu. TED ينمون نموا نموذجيا, ونحن نجمد إطار واحد, وهذا ما يفعله الأطفال الطبيعيون.
    Yani boşluk doldurma eğrisinin yaptığı şey, bir birim kare içinde alabileceği tüm alanı almasıdır. TED ما يفعله منحنى ملء الفراغ هو أن يتوسع ليشمل كل الحيز المتاح داخل مربع وحدة واحدة.
    Rachel, Ross bilmeni istiyor ki o, yaptığı şey için çok üzgün ve kalbinde, onu affedecek bir yer olduğunu umuyor. Open Subtitles رايتشل لقد أراد أن يقول لك أنه آسف على ما فعل و يتمنى أن تسامحيه
    O bir veteriner. yaptığı şey yasa dışı. Open Subtitles إنه طبيب بيطرىّ ، ليس قانونياً ما يقوم به
    Öyle de olsa gerçekte yaptığı şey beni katile çevirmekti. Open Subtitles بالرغم من أن ما قام به هو تحويلي إلى قاتل.
    Bak, bu çocuğun yaptığı şey mide bulandırıcı. Open Subtitles أنظر . أنا أعرف أن مافعله ذلك الصبي مقرف
    Yargıcın ilk yaptığı şey saçını kestirmek, biliyorsun. Open Subtitles اول شيء يفعله القاضي هو قص شعرك
    Kocanın yaptığı şey doğru demiyorum. Open Subtitles لَم أقُل أن ما فعلهُ زوجكِ صحيح
    Kızımı okuması için Tokyo'ya gönderdim, ama tek yaptığı şey parti. Open Subtitles ارسلت ابنتي إلى طوكيو للكلية وكل ما تفعله هو عمل الحفلات
    Yani, baskıcı rejimlerin yaptığı şey de bu değil mi? Open Subtitles اقصد , أليس هذا مثل ماتفعله الانظمة القمعية ؟
    Bunu söylüyorum çünkü yaptığı şey alçakçaydı. Open Subtitles إنني أقول هذا فقط لأن ما فعله كان حقيراً
    Bunların yaptığı şey, gidip regolit katmanı üzerine kurulmak ve sonrasında orayı ısıtmak, katman-katman kubbe yapısını yaratıyorlar. TED ما يفعلونه هو الذهاب والجلوس على طبقة من الثرى ثم تسخينها، وإنشاء هذا الهيكل المقبب طبقة بطبقة.
    yaptığı şey ilk etapta geniş adımlarla aramak, ama daha sonra oldukça hassas. TED وما تقوم به هو التحرك، بخشونة في بادئ الأمر وبدقة عالية بعد ذلك
    Onun yaptığı şey bizimkinden çok daha kötü, değil mi? Open Subtitles ما فعله هو أسوأ بكثير مما قمنا به، والحق، ما؟
    Çok eşliliğin en güçlülerimize bile yaptığı şey işte uydu. Open Subtitles هذا مايفعله تعدد الزوجات الى حتى القويات منا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more