| Siktir git adamım. Bak, ben senin bunca zamandır yaptığının aynını yaptım. | Open Subtitles | عليك اللعنة , يارجل لقد فعلت ما كنت تفعله انت طوال الوقت |
| Ama ne yaptığının farkındadır. Buna kalıbımı basarım. | Open Subtitles | ولكنها تعرف جيدا ما تفعله تماما, ثق فى كلامى |
| Yapmak istediğim şey, Afika'nın yaptığının aynısını yapan başka ülkeler bulmak, yani 1800 yıl boyunca yerinde saydıktan sonra bir anda gürlemek, aniden aşırı yükselmek. | TED | ما أود فعله هو إيجاد دول فعلت مثل ما فعلته أفريقيا وذلك يعني القفز من 1800 سنة من لا شيء إلى لمس الأعالي فجأةً |
| Ne yaptığının farkında değilsin. Anlamıyorsun! | Open Subtitles | لا أعتقد أنك تدرك فظاعة ما فعلته ،إنك لا تفهم |
| Çünkü fark ettim ki kendine her gün yaptığının yanında, bana yaptıkların bir şey sayılmaz. | Open Subtitles | لأنه يجعلني ادرك ، ان مافعلته لي لا يُقارن بما تفعلينه لنفسكِ يومياً |
| Sorun yok. Eminim ne yaptığının farkında değildi. | Open Subtitles | مو مشكلة ، انا متأكد أنه لا يعرف ما الذي يفعله |
| Hayatının geri kalanı için ne yaptığının bir önemi yok sonsuza dek bir süprüntü olarak kalacaksın. | Open Subtitles | مهما فعلتِ لبقية حياتك ستبقين دائما قمامة |
| Teşkilatın itibarına ne yaptığının farkında mısın? | Open Subtitles | لا أظنك تدرك ما قمت به لأجل القسم,كالاهان |
| Ama bu yaptığının hepsi değil, burda ne yaptığına bakın. | TED | ولكن هذا لا يكفي، انظروا إلى ما فعله هنا. |
| Babalık ne yaptığının farkında değilsin. İndir şunu. | Open Subtitles | بولك,أنت لا تعرف ما تفعله,ضع سلاحك جانباً |
| Ne yaptığının farkında mısın, bay Green? | Open Subtitles | هل أنت مدرك لما تفعله يا سيد جرين ؟ تمهل يا جاك |
| Ve bunu başarabilirsem, daha önce yaptığının aksine teklifime daha sıcak bakacaktır. | Open Subtitles | وإذا أستطعت إثبات ذلك، ربما قد تُعيد النظر فى طلبات زواجي بتحيز أكثر مما قد تفعله من بعد. |
| Yani yaptığının doğru ya da yanlış olduğunu söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لذا أنا لن أقوم بإخبارك إن كان ما تفعله صحيحاً ام خاطئاً |
| Bayan Salinas'ın cinayet günü ne yaptığının... o gece gördüğü şeylerle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | ما الذى فعلته السيدة سالينس فى ليلة القتل ليس له علاقة بما رأته ليلة الجريمة |
| Onun ailesine ne yaptığının farkında mısın? | Open Subtitles | هل لديك ادنى فكرة عن ماذا فعلته لعائلتها ؟ |
| Wonderland'de yaşayan o heriflere, bana yaptığının aynısını yapacaksın. | Open Subtitles | سوف تفعل بهؤلاء الرجال في وندرلاند ما فعلته بي |
| Bu yaptığının bir çok kişiyi etkileyeceğini anlamalısın Şimdi senaryonun tamamını atmamız gerekecek, ve ben bütün gece yazarlarla birlikte yeni bir sürpriz son yazmak için uyanık olacağım. | Open Subtitles | أريدك أنْ تفهم، أن ما فعلته يؤثر على كل الناس، علينا أنْ نرمي النص الآن |
| Sana Washington'da neler öğrettiler bilmiyorum ama ne yaptığının farkında olsan iyi edersin. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي أخبرك به مركز المعلومات الوطني لكن يجب أن تكوني متأكدة جداً مم تفعلينه |
| yaptığının tamamen ülke yararına olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | إنه مؤمن كلياً بإن ما يفعله يصب في مصلحة وطنه |
| Öldürmek isteseydin, çoktan ölmüş olurdum. Ne yaptığının farkında değilsin. | Open Subtitles | لأنكِ لو فعلتِ ،لكنت ميتا بالفعل أنت لا تدركين عاقبة ذلك ، أليس كذلك؟ |
| yaptığının bedelini ödemelisin. Yarattığın bütün acıların. | Open Subtitles | عليك أن تدفع لما قمت به كل الألم الذي تسببت به |
| yaptığının yanlış olduğuna inanmıyor. Muhtemelen kendisinin kanunun üzerinde olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | لا يعتبر ما فعله خطأ ربما يعتبر نفسه فوق القانون وأفضل منا |
| Ben bir 4400 olduğum için, yaptığının yanlış olmadığını söylüyorsun. | Open Subtitles | انتى تقولين بسبب انى من ال4400 لايهم ما فعلتيه بى |
| Doğaçlama yaptığın zaman bazen ne yaptığının farkında olmadan yapmaya devam edersin, derdi. | TED | قالت لي, عندما تقوم بالارتجال بعض الاحيان انت لا تعلم ما الذي تقوم به و انت ما تزال تقوم به |
| Ya da yanlış yaptığının farkında değilsindir. | Open Subtitles | وإلا فأنتِ لا تدركين أنكِ فعلتي اي شيئا خطأ |
| Bir dakika dur, Bütün yaptığının masum insanları öldürmek olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | إنتظر, أعتقد أنك كل مافعلته هو قتل ناس أبرياء |
| Ondan bir şey çaldın. Ve yaptığının cezasını çekmek yerine bir yolunu bulup kurtuldun. | Open Subtitles | بدلاً من أن تدفع ثمن فعلتك تحايلت و خرجت من الأمر |
| yaptığının bedelini ödemek istiyorsan, bu senin tek şansın. | Open Subtitles | إن أردتَ التكفير عمّا فعلتَه فهذه هي فرصتك الوحيدة |
| Ne yaptığının farkında mısın? Ne yaptığının farkında mısın? | Open Subtitles | هل تعلم ماذا فعلت للتو هل تعلم ماذا فعلت للتو |
| Eczacının babama yaptığının cezasını çekmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد لذلك الصيدلي أن يدفع ثمن مافعله لأبي |