Sorun değil, fakat tüm o zaman boyunca yastığın altındaydı. | Open Subtitles | شيئ لا يهم، ولكنه كان تحت . الوسادة طوال الوقت |
Çünkü o yastığın altındaki katlanmış geceliği biliyordu. | Open Subtitles | لأنه كان يعلم عن ثوب النوم المطوي تحت الوسادة |
İkimiz de duyabilelim diye telefonu yastığın ortasına koymuştum. | Open Subtitles | وضعت الهاتف على الوسادة بيننا لكي نستطيع كلينا أن نسمعك |
Uçağı havada yakalıyoruz ve ardından yumuşak bir şekilde şişirilmiş yastığın üstüne düşürüyoruz. | TED | نمسك بالطائرة من السماء ثم نسحبها برفق إلى وسادة مضخمة |
yastığın var mı? | Open Subtitles | ألديكِ وسادة من الألياف الصناعية؟ بالتأكيد. |
Yüzünü yıka, yoksa yastığın boydan boya gülücükle kaplanır. | Open Subtitles | واغسِل وجهكَ, وإلّا غطّت الابتسامات وسادتك. |
Önce yastığın neden elimde olduğunu anlamadım. | Open Subtitles | في البداية لم أفهم ماذا تفعل الوسادة في يدي |
Benim yatağımdaki yastığın nerede olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم إلى أين اختفت الوسادة الجيدة التي كانت فوق سريري؟ |
Bana dediler ki gelecek hafta, bir gün kalkacağım ve saçlarımdan geriye kalanlar yastığın üzerinde olacak. | Open Subtitles | قالوا أنّني سأستيقظ يوماً ما في الأسبوع المقبل وأجد البقيّة هناك، على الوسادة |
Kanıt olarak şunu söyleyeyim, yatağı duvardan çekince yastığın yan tarafında iğne delikleriyle yapılmış bir figür var, onu ben yaptım. | Open Subtitles | كدليل انظر على الحائط خلف الوسادة سترى رسما بواسطة الابر |
yastığın yanındaki havlu dedin. Arabada neden yastık olsun? | Open Subtitles | لقد قلتى المنشفة بجانب الوسادة لماذا سيوجد وسادة فى السيارة؟ |
yastığın üzerine çikolata bile bırakmışlar. | Open Subtitles | حتى أنهم وضعوا لنا قطعة شوكولا على الوسادة |
Bana verdiğin yastığın üstünde metal detektörü gezdirmem gerekiyor mu? | Open Subtitles | أيجب علي فحص الوسادة التي أهديتيني إياها؟ |
Bacaklarım yastığın üzerinde duracakmış. | Open Subtitles | وأنا أضع ساقي على وسادة ومن ثم أضع ثلجاً على ظهري. |
Biliyorsun, asıl hatası kağıdını koltuktaki yastığın altına saklamaya çalışmasıydı. | Open Subtitles | خطئها الكبير كان محاولة أخفاء الغلاف تحت وسادة الأريكة |
Kullanılmış ikiz yatağına kıvrıl, battaniyeni kızarkadaşınmış varsay, yastığın ile oynaş, ve işide büyüklere bırak. | Open Subtitles | نام علي سريرك التوأم ، تتظاهر بانها بطانية صديقتك و ضاجع وسادتك و أترك العمل للناضجين |
Umarım hava yastığın vardır! | Open Subtitles | أتمنى أن يكون لديك وسائد هوائية |
Bu yastığın gerçek olamayacak kadar iyi olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | انا اعرف تلك الوساده كانت مريحه لدرجة لايمكن تصديقها |
Evet sende buğday dolgulu var ve boşaltmak istiyorsun. Kadife yastığın kılıfıyla değiştirebilirim. | Open Subtitles | إذا لديكَ بعض الحنطة السّوداء تريد تفريغها يمكنني مبادلتك بعلبة من الوسائد المخططّة. |
İnsan dişi karşılığında yastığın altına gümüş şeyler koymaya başlamışlar. | Open Subtitles | للحصول على الأسنان البشرية كانوا يضعون العملات الفضية تحت الوسادات |
Ne tür bir manyak bir çocuğun odasına gizlice girip yastığın altına para koyar ki? | Open Subtitles | مانوع الشخص الذي يتسلل إلى غرفة نوم طفل صغير ويضع بضعة نقود تحت وسادته |
yastığın Rorschach testi gibi görünüyordur. | Open Subtitles | وسادتكِ تبدو كمظهر اختبار روشاخ |