"yemeğinden" - Translation from Turkish to Arabic

    • العشاء
        
    • الغداء
        
    • عشاء
        
    • غذاء
        
    • طعامه
        
    • تناول طعام
        
    • العشاءِ
        
    • عشائه
        
    • الغدا
        
    Akşam yemeğinden önceki açlıktan bahsetmiyorum. Hiç açlıktan karnınız şişti mi? Open Subtitles ليس فقط ريثما يعدون العشاء بل جائعة بما يكفي لتصرخ بطنك؟
    Hakikaten öyle, saygıdeğer leydi. Ancak akşam yemeğinden sonra hiç burada oturmayız. Open Subtitles حقا، بان النوافذ كذلك، سيادتك، ولكننا لا نجلس هنا ابدا بعد العشاء.
    Akşam yemeğinden sonra da canavar kamyon ralisine gideceğiz. Senin programın ne? Open Subtitles وإليك هذا، كأن العشاء لا يكفي، سآخذها إلى عرض رالي المونستر بعدها
    Belediye Başkanının yemeğinden hemen önce Liman müdürünü ziyaret ettik TED وقبل ذهابنا إلى الغداء مع العمدة توجهنا إلى موظف الميناء
    Genelde öğle yemeğinden sonra içki içmem ama... aman tanrım! Open Subtitles لا أحتسي الخمر عادة بعد الغداء لكن .. يا إلهي
    Ayrıca orada yeterince uzun süre kalabilirsem belki Martha'nın akşam yemeğinden yırtarım. Open Subtitles اضافة الى ذلك ربما اذا بقيت مدة كافية سأستطيع تجنب عشاء مارثا
    Akşam yemeğinden sonra şehir manzaralı stüdyo dairemize geri dönüyoruz. Open Subtitles وبعد العشاء.. سوف نعود لشقتنا الصغيرة التي تطل على المدينة
    Zaten akşam yemeğinden önce birkaç telefon görüşmesi yapmam gerekiyor. Open Subtitles على أية حال عليّ أن أقوم ببعض الإتصالات قبل العشاء
    Akşam yemeğinden önce dönmüş olurum, ama sence saat kaçta... Open Subtitles سأعود قبل العشاء , ولكن في أيَّ وقت سوف تغادر..
    Sen ve Violet'in akşam yemeğinden sonra bizimle partiye gelişinize içelim. Open Subtitles نخب دعونا لك والبنفسج الذهاب الى حفلة الليلة، معنا، وبعد العشاء.
    Eğer biri gerçekten arkadaşınsa akşam yemeğinden sonra gelir. Open Subtitles إذا كان لديك صديق فعلاً فسوف يزورك بعد العشاء
    Akşam yemeğinden sonra neredeyse her akşam onu sağlıklı yaşam yürüyüşü yaparken bulabilirsiniz. Open Subtitles قد تجده غالبا كل مساء على الطريق الرئيسي يقوم بنزهته عقب العشاء
    Akşam yemeğinden beri. Geceleri hep burada otururum. Open Subtitles منذ بعد العشاء انا اجلس هنا دائما فى الليل
    O satıcı sıradan bir akşam yemeğinden sonra karısını öldürüp bir sandığa tıkıp, depoya göndermiş olamaz. Open Subtitles هذا البائع لم يقتل زوجتة بعد العشاء ويلقى بها فى الصندوق ويضعها فى الخزانة
    Merkezi boşalt. Zihnini boşalt. Öğle yemeğinden sonraya kadar seni burada istemiyorum. Open Subtitles غادر المركز وصفِّ ذهنك، لا أرغب برؤيتك هنا إلى ما بعد الغداء
    Belki öğle yemeğinden sonra başka işe başlamadan, onun hepsini halledebiliriz. Open Subtitles ربما سوف نفعل هذا بعد الغداء قبل ان ننشغل بشىء آخر
    Belki öğle yemeğinden sonra Marie Callender'a gidip pasta yeriz. Open Subtitles ربما نذهب بعد الغداء إلى محلات ماري لتناول بعض الفطائر
    Ve edindiğiniz bilgi iyi bir akşam yemeğinden daha değerli olacaktır. TED ففي النهاية المعلومات المكتسبة قيمتها ستضاهي عشاء جميلًا.
    Belki Şükran Günü yemeğinden sonra bizim için küçük bir gösteri yapabilir. Open Subtitles ربما تؤدى لنا عرضاً صغيراً بعد عشاء عيد الشكر
    O zaman neden onu Cuma gecesi yemeğinden kurtarmaya çalışıyordum? Open Subtitles إذا لماذا أحاول أن أبعدها عن عشاء ليلة الجمعة؟
    Yani ödül yemeğinden çok dedikodu yemeği mi olacak? Open Subtitles إذن هذا غذاء سحاقيات، أكثر منه غذاء تكريم
    Bu sincap da yemeğinden vazgeçecekmiş gibi gözükmüyor. Open Subtitles ويبدو أن السنجاب لا يُريد التخلي عن طعامه
    Yarın öğle yemeğinden sonra sigara içmek için arka tarafa gideceğim. Open Subtitles بعد تناول طعام الغداء غدا سوف أذهب إلى الزقاق الخلفي لأدخن سيجارة ..
    Pekala, akşam yemeğinden önce 50 eyaleti bulacağıma bahse girerim. Open Subtitles حَسَناً، رَاهنتُ بأنّني يُمْكِنُ أَنْ أُصبحَ كُلّ 50 قبل العشاءِ.
    Bir keresinde bir Cyclops'la onun akşam yemeğinden konuştum. Ve onun akşam yemeği bendim. Open Subtitles لقد تحدثت مع العملاق خارج عشائه وكنت عشائه
    Sanırım öğle yemeğinden önce evlenmen gerekiyor. Open Subtitles اعتقد انك يجب ان تتزوج قبل الغدا?

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more