"yer var" - Translation from Turkish to Arabic

    • يوجد مكان
        
    • من مكان
        
    • هناك غرفة
        
    • هناك مساحة
        
    • هنالك مكان
        
    • لديك مكان
        
    • هناك أماكن
        
    • لدي مكان
        
    • ثمّة مكان
        
    • هناك مكانٌ
        
    • أهناك مكان
        
    • هناك متسع
        
    • هناك مجال
        
    • هُناك مكان
        
    • هناك غرف
        
    Eğer açsan, ilerde, muhteşem biftek yapan bir yer var. Open Subtitles لو كنت جائع ، يوجد مكان رائع هناك للطعام الجيد.
    Anne, Sevgililer Günü kartlarımı koyabileceğim bir yer var mı? Open Subtitles هل من مكان لأضع فيه جميع البطاقات الغرامية التي بحوزتي
    Neyse ki o göğsünde bir harf için daha yer var. Open Subtitles هو شيء جيد هناك غرفة على تلك صدر لك للرسالة الأخرى
    Herkes hangi cehennemde? İçeri gel. Yeteri kadar yer var. Open Subtitles أين هم الجميع ؟ تعال للداخل , هناك مساحة كافية
    Bu odada sadece bir ilaha yer var, o da seninkine değil. Open Subtitles هنالك مكان واحد فحسب لربٍّ واحدٍ في هذا المُختبر، وهو ليس ربّكِ.
    Görüşmeye kadar babanın kalabileceği gözden uzak bir yer var mı? Open Subtitles هل لديك مكان يبعد والدك عن الخطر حتى يحدث هذا ؟
    Bu ülkede bir şeyler saklayabileceğin bir sürü yer var. Open Subtitles أقصد, أن هناك أماكن كثيرة يمكن إخفاء الأشياء بها في هذا الريف
    Buraya geldiğin ilk geceden beri seni götürmek istediğim bir yer var. Open Subtitles لدي مكان كنت اريد ان اخذك اليه منذ الليلة الاولى لقدومك هنا
    Bu evin en altında, bu iş için çok güzel bir yer var. Open Subtitles إذا لم أكن مخطئة, في أسفل هذا المبنى, يوجد مكان مناسب لنقوم بذلك.
    Um, bu civarda yemek yiyebileceğim bir yer var mı? Open Subtitles هل يوجد مكان هنا قريب حيث يمكنني تناول الطعام فيه؟
    Devamlı korunmasız gezip yalnız olduğu sadece bir yer var. Open Subtitles يوجد مكان واحد فقط سيكون به وحيدًا حيث يكون مكشوف
    Banyo yapıp tıraş olabileceğim bir yer var mı? Open Subtitles هل من مكان حيث يمكنني الاستحمام والحلاقة؟
    Bakın, bence bu şehirde ikinize de yetecek kadar boş yer var. Open Subtitles إنظر، يبدو لي فقط أن هناك أكثر من ما يكفي من مكان لكلا منكم في هذه المدينة.
    Derneğimizde, sanat ve dostluk için üreten-yaratan tüm insanlara yer var. Open Subtitles وتكوين . صداقات جديدة فى نادينا، هناك غرفة ، لكل المبدعون . للفن ولكل الأصدقاء الجيدون
    Freddie'nin göğsünde bir librettonun tamamı sığacak kadar yer var. Open Subtitles هناك غرفة لكافة النصوص الأوبرالية في صدر فريدي
    - Burada bir sürü yer var. - Evet, Peder Hubbard, çok yer var. Open Subtitles هناك مساحة كبيرة خالية له نعم, ايها الأب هابورد, بالتأكيد
    Bu odada sadece bir ilaha yer var, o da seninkine değil. Open Subtitles هنالك مكان واحد فحسب لربٍّ واحدٍ في هذا المُختبر، وهو ليس ربّكِ.
    Affedersiniz efendim, ama bu kirli bezleri koyabileceğimiz bir yer var mı? Open Subtitles عفوا يا سيدي، ولكن هل لديك مكان يمكن أن أضع هذا حفاضات القذرة؟
    İş bulabileceğim pek çok yer var. Open Subtitles هناك أماكن أخرى كثيرة يمكنني الحصول على عمل فيها
    Bu işler için kullandığım küçük bir yer var. Dert etme. Bu gece ararsın. Open Subtitles لدي مكان صغير استخدمه لاجل هذه اه الاشياء اتصل بى الليلة
    Evim diyebildiğim tek yer var, o da sen orada olduğun için... Open Subtitles ثمّة مكان واحد بالعالم أدعوه منزلي وهذا لأنك فيه.
    Tüm bu şeyleri sakladıkları "Sarı Üs" diye bir yer var. Open Subtitles هناك مكانٌ يدعى القاعدة الصفراء حيث يخزّنون كلّ هذه الأغراض
    Kendine gelene kadar onu yatırabileceğim bir yer var mı? Open Subtitles أهناك مكان يمكنني أن اجعلها تستلقي لكي تمد ساقيها؟ -اتبعني
    Bu masada bir sürü yer var. Neden iskemlelerinizi ayırmıyorsunuz? Kalsın, teşekkür ederiz. Open Subtitles هناك متسع كبير على هذه الطاولة، لمَ لا تبعدوا كراسيكم قليلاً؟
    Gel. Burada yer var. İkili şarkı söyleyebiliriz. Open Subtitles تعالى هنا, هناك مجال واسع لنغنى غناءا ثنائيا
    Sanırım deneyeceğimiz bir yer var. Open Subtitles أعتقد أنهُ يُوجد هُناك مكان واحد حتيّ نُحاول.
    Sence burada devrilip yatacağım bir yer var mı? Open Subtitles قل لي هل تعتقد أن هناك غرف كفاية لي لأتحطم هنا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more