- Müthiş bir yeteneğim olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أنه كان لديّ موهبة فنية كبيرة |
Bazen en çok sevdiğin yanımın yeteneğim olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أحياناَ لا أعتقد موهبتي هي أكثر ما يعجبك بي |
Dünya daha da ezici bir hal aldığında, zorlukları aşma yeteneğim iyiye değil de kötüye gittiğinde mektupları bıraktım. | TED | لكن كلما أصبح العالم أكثر عاطفيا أصبحت قدرتي على التفاوض أسوأ وليس أفضل، توقفت عن كتابة تلك الرسائل. |
Aslında bir sanatçı değilim, gerçi ailem yeteneğim olduğunu anlamış... | Open Subtitles | لست ممثلاً، رغم أن والداي يشعران بأن لديّ الموهبة |
Hiçbir yeteneğim yok. Ve babamın çiftliğine dönemeden ölmüş olacağım. | Open Subtitles | ليس لدي مهارات حقيقية وسأموت قبل أن أعود لمزرعة والدي |
Ben hastayım. beş saniye bile yalnız kalma yeteneğim yok. | Open Subtitles | أنا مريضة، ليس لدى القدرة لأظل بمفردى لمدة خمس ثوانى |
yeteneğim olmadığını düşünüyorsun, Vince, ama var. | Open Subtitles | أعلم أنك تظن أني لا أملك أي موهبة, يا فينس,لكن بالواقع أنا كذلك. |
Bir yeteneğim var ve bu konuda bencil olmamaya çalışıyorum tamam mı? | Open Subtitles | لدي موهبة, و أنا أحاول ألا أكون أنانياً بشأنها. ولكن أن استخدمها, حسناً؟ |
Benim insanların sevdiği şeyleri tahmin etme yeteneğim var. | Open Subtitles | عندي موهبة في تخمين الأنواع المفضلة لدى الناس |
Kendi açımdan bakarsanız, benim tek bir yeteneğim var. | Open Subtitles | أما موهبتي الوحيدة إذا ما جاز لي التعبير عنها هكذا |
Benim gerçek yeteneğim, şansım anne. İIk şovumdan beri hep çok şanslıydım. | Open Subtitles | موهبتي الحقيقية حظ ، أمي ، أنا فقط كنت أملك الكثير من الحظ في عرضي الأول |
Bu benim yeteneğim. | Open Subtitles | تلكَ هيَ موهبتي دَعني أُساعدكَ في عملٍ شيءٍ ما من أجل القضيَة |
Hayır, şimdi rehinelere yardım edebilme yeteneğim tehlikeye girecek. | Open Subtitles | لا، إنه فقط قدرتي الحالية على إنقاذ الأسرى قلت |
Bu konuda yeteneğim var biliyorsun. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | وتعلمين أنني أملك الموهبة لذلك تعلمين ذلك |
Üstelik işlerine yarayacak komedi yeteneğim ve kalemim de var. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك ، لدي مهارات كوميدية مُفيدة وكذلك قلم |
Ben hastayım. beş saniye bile yalnız kalma yeteneğim yok. | Open Subtitles | أنا مريضة، ليس لدى القدرة لأظل بمفردى لمدة خمس ثوانى |
Babam uzun yolculuklarda asla kenara çekmezdi yani çişimi tutmak çocukluğundan kalma bir yeteneğim tabi buna bir yetenek derseniz. | Open Subtitles | أبي لم يكن يوقف السيارة في الرحلات الطويلة لذا فعل هذا، مهارة منذ طفولتي إذا كنت ستطلق على هذا مهارة |
Dönüşümüzden bir yıl kadar sonra bir yeteneğim olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | بعد عام من عودتنا تقريباً تعلمت أني أمتلك قدرة خارقة |
Bilmediğin daha çok yeteneğim var. | Open Subtitles | أوه ، لدي مواهب كثيرة وكبيرة لا تعرفين عنها |
Benim tek yeteneğim, yatağın altındaki o korkunç canavar olmak. | Open Subtitles | هبتي الوحيدة ، أن أكون الوحش المخيف وحيدة تحت الغطاء |
22 yıldır... buraya gelip bu türden bir şey için... sahiden hiç yeteneğim olmamasına rağmen,.. | Open Subtitles | لمدة 22 عاما وبصفتى مديرا للمسرح أقف هنا وألقى عليكم خطبة دون أن أمتلك اى موهبه |
Spor yapmak için gerekli olan yeteneğim yoksa beynim bunu benim için yapar. | Open Subtitles | إذا لم تكن لدي المهارات المعنية للعب الرياضة اذاً دماغي يمكنه بالتأكيد تعوّيض هـذا |
Bak, öğretmek benim yeteneğim. Hepimizin güçlü olduğu şeyler vardır. | Open Subtitles | . إنظري ، لدي هبة في التعليم ، جميعنا نمتلك قوى |
Özel bir psikolojik yeteneğim olduğuna hiç inanmıyorum, özellikle de medyum güçlerine. | TED | أنا لا أصدق لبرهة أن لدى بعض المواهب النفسية الخاصة ولا أية قدرات روحانية. |
Bu sefer yeteneğim hakkında küçümseyici yorumlar almadım ve işe yarar bir şeyler yapabildim. | TED | هذه المرة لم أحصل على أي من التعليقات المتسلطة على قدراتي واستطعت بالفعل إنجاز عملي. |