"yoksullar" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفقراء
        
    • للفقراء
        
    • والفقراء
        
    • الفقير
        
    Ve yine, yoksullar çok daha erken ölüyor. Zira iyi bir tıbbi bakım göremiyor, iyi ilaçlara ulaşamıyorlar. TED مرة أخرى، الفقراء يموتون قبل أوانهم، لأنهم لا يملكون العناية الطبية والأدوية.
    Öyleyse merkezde bulunan dört-çeker araçlar bakanları, daimi sekreterleri, bürokratları ve yardım projelerinde çalışan uluslararası yardım bürokratlarını taşıyorlar, bu arada yoksullar ambulans ve ilaç yokluğunda ölüyor. TED إذا العربات الرباعية الدفع لدى الوزير تقود الوزراء، والأمناء الدائمين، والبيروقراطيين وبيروقراطيين الاغاثة الدولية الذين يعملون في مشروعات المعونة في حين أن الفقراء يموتون دون اسعاف وادوية.
    Binalar insanları hasta ediyor, dedi. Dünyadaki yoksullar için bu bulaşıcı hastalıklara yol açıyor. TED قال: المباني تزيد من مرض الناس وخصوصاً اولئك الفقراء المدقعين فإنها تسبب لهم الاوبئة
    yoksullar daha fazla borçlanır, daha az biriktirir, daha çok sigara ve içki içer ve daha az sağlıklı beslenir. TED يستدين الفقراء أكثر بينما يدّخرون أقل، يدخنون أكثر ويمارسون الرياضة أقل، يشربون أكثر ويأكلون بشكلٍ صحيٍ أقل.
    Ve yoksullar için bir Yalınayaklar Koleji açmaya karar verdim. TED وفكرت بأن أبدأ كلية بيرفوت كلية للفقراء فقط
    yoksullar sadece yoksul değil, aynı zamanda sağlıksız. TED والفقراء لا يبقون فقراء فقط، بل يبقون في حالة غير صحية أيضاً
    Dünyayı bir mahalle olarak düşünün, en yoksullar bir kısmında, en zenginler de diğer kısmında olsun, dünyadaki diğer herkes de bu mahallede yaşasın. TED لذا، تخيلوا العالم كأنه شارع، يعيش فيه الفقير في زاوية والغني في زاوية أخرى، الكل يعيش هنا على السواء.
    Çok yoksullar için plastik atık kullanarak her şeyin satın alınabileceği dünyanın en büyük mağaza zinciriyiz. TED نحن أكبر سلسلة متاجر في العالم تخدم الفقراء للغاية، حيث يمكن شراء أي شيء في المتجر مقابل المخلفات البلاستيكية.
    yoksullar ayrıca zekice kararlar almak istiyorlar onlara bu fırsatı verirseniz. TED ويرغب الفقراء كذلك في أخذ وتنفيذ قرارات ذكية، إن قمت بتقديم الفرصة لهم.
    Daha da önemlisi, yoksullar hakkında önceden hiç duymadığım türden öyküler anlatıyordu. TED ولكن الامر الاهم .. هو انه كان يشاركنا قصص الفقراء وكانت تلك القصص مختلفة جداً عن القصص التي سمعتها من قبل
    yoksullar, yemeklerini pişirilmesi daha ucuz olduğu için fırına getiriyorlar. Open Subtitles الفقراء يجدون أنه أرخص لهم احضار العشاء للخباز لطهيه
    "yoksullar hep bizimledir." Bunu hatırlatman kibarlık. Open Subtitles الفقراء دائما معنا انت طيبه لتذكيرنا بذلك.
    Gerçekte, zenginler, yerlerine ölecek kişileri işe alsalardı biz yoksullar, iyi yaşardık. Open Subtitles فالواقع إذا استأجر الأثرياء أناسا ليموتوا نيابة عنهم نحن الفقراء سنحظى بحياة رغيدة
    Efendim, yoksullar ve muhtaçlar için bağış topluyoruz. Open Subtitles سيدي، نحن نجمع التبرعات من اجل الفقراء والمحرومين
    İsa'ya inanmayan yoksullar, en zavallı insanlardır. Open Subtitles الفقراء من دون المسيح هم من جميع الرجال الأكثر بؤسا
    Ama İsa'ya inanan yoksullar bu dünyanın prensleri ve krallardır. Open Subtitles لكن الفقراء مع المسيح همالأمراءوملوكالأرض
    "yoksullar hep bizimledir." Bunu hatırlatman kibarlık. Open Subtitles الفقراء دائما معنا انت طيبه لتذكيرنا بذلك.
    O'nu dinleyenler sadece yoksullar ve güçsüzler. Open Subtitles إنهم عشرات الفقراء والضعفاء فقط من يؤمنون به
    Kadınlar çoğunluktur yoksullar ve çalışan yoksullar bu gezegenin çoğunluğunu oluşturur. Open Subtitles إنهم الأغلبية. تشكل النساء غالبية الفقراء والفقراء العاملين
    Dünyada üç tip insan vardır zenginler yoksullar ve arada kalan herkes. Open Subtitles هناك ثلاثة أنواع من الناس في هذا العالم الأغنياء الفقراء و الوسط بينهما
    Fiyat artışı yoksullar için de teşvik sağlıyor. TED وتوفر الدافع للفقراء بتوفير زيادة في السعر.
    Şimdi seslenmek istediğim benim gibi insanlar, Afrikalılar ve orada hayalleriyle mücadele eden yoksullar, TED لذا ارغب في قول شئ لكل الناس هناك، مثلي الى الأفارقة، والفقراء الذين يناضلون من أجل أحلامهم،
    Hayır, bu olmamalı. Zenginlerle yoksullar arasındaki uçurumun her gün derinleştiğine inanmak güç Sayın Elçi. Open Subtitles يمكنني أن أعتقد أن الفجوة تزداد بين الغني و الفقير

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more