yolculuğum boyunca para bulmak için böyle yarım günlük işlerde çalışıyorum. | Open Subtitles | كنت فقط أعمل هناك لأجمع بعض المال لأجرة السكن خلال رحلتي. |
Bu benim son yolculuğum ve ben böyle bir partiyle veda etmeyeceğim. | Open Subtitles | هذه هي رحلتي الأخيرة لا أمانع إذا أصبحت عسيرة قليلاً للمرة الأخيرة |
Sizi iki adet yolculuğa çıkartacağım, benim polislik yolcuğum ve hapishane yolculuğum. | TED | سأقوم باخذكم إلى رحلتين ، رحلتي مع الشرطة ورحلتي مع السجن. |
Bir sanatçı olarak kişisel yolculuğum çok çok şahsi bir noktadan başladı. | TED | رحلتي كفنانة فقط من مكان جدا، شخصي جدا. |
Bu sayılar benim için anlamsız. Hayat yolculuğum yeni başladı! | Open Subtitles | هذه الأرقام لا تعنى شيئا لى لقد بدأت للتو رحلتى مع الحياة |
Benim otizme yolculuğum, aslen otizmli yetişkinler için açılmış bir yerleşim biriminde yaşarken başladı. | TED | رحلتي مع التوحد بدأت حقا عندما عشت بوحدة سكنية خاصة بالبالغين الذين يعانون من التوحد. |
böylece günümüz köleliğine yolculuğum başladı. | TED | وهكذا بدأت رحلتي إلى عبودية العصر الحديث. |
Sallantılı yolculuğum beni bazı inanılmaz yerlere götürdü. | TED | أخذتني رحلتي الملتوية إلى بعض الأماكن الرائعة جدا. |
Şimdi 13 yaşındayım ve işimi 2008 yılında kurduğum halde, sanatsal yolculuğum bundan çok önce başladı. | TED | وأنا الآن في الـ 13 من عمري، وعلى الرغم من أنني بدأت عملي في عام 2008، فإن رحلتي الفنية قد بدأت قبل ذلك بكثير. |
Benim yolculuğum, beni korku ve utanç dolu bir yerden tevazu ve anlayış içeren bir yere getirdi. | TED | رحلتي أخذتني من حيث كنت أشعر بالخوف والخجل لمكان آخر من التواضع والتفهم. |
Benim yolculuğum eşsiz bir yolculuk, ama bu söz konusu olmayabilr. | TED | رحلتي هي حالة فريدة من نوعها، وليس من الضروري أن تكون علي هذا المنوال. |
O anda benim keşif yolculuğum başladı. | TED | كانت تلك هي اللحظة التي بدأت فيها رحلتي مع الإبتكار. |
Programlama ve teknoloji dünyasına kişisel yolculuğum daha 14 yaşımdayken başladı. | TED | بدأت رحلتي إلى عالم البرمجة والتقنية في عمر الرابعة عشرة. |
Yabancı bir öğrenciden Amerikan vatandaşlığına yolculuğum 16 yıl sürdü, diğer göçmen hikayeleriyle karşılaştırınca kısa bir zaman dilimi. | TED | رحلتي من طالبة دولية إلى مواطنة أمريكية أخذت 16 عاماً هذا وقت قصير مقارنةً بقصص المهاجرين الاخرى. |
Cinsiyet değiştirmiş birisi olarak yolculuğum, erkeksiliği yeniden düşünmekle ilgili. | TED | ولذلك كشخص متحول جنسياً، فإن رحلتي عبارة عن إعادة تخيّل للذكورة. |
Şimdi, bu süreçte, yolculuğum hiç de kolay olmadı. | TED | الآن على مر هذه الاكتشافات لم تكن رحلتي سهلة. |
İyileşme yolculuğum sevgi ve mutlulukla doluydu ama ağrısız değildi. | TED | كانت رحلتي إلى الشفاء مليئة بالحب والفرح، ولكنها لم تخلُ من الألم أيضاً. |
Benim yolculuğum popüler bir cep telefonu videosuyla, ve arkadaşımı kaybetmekle başladı. | TED | بدأت رحلتي مع شعبية الهاتف الخليوي رهيبة وصديق |
yolculuğum beni Enoosaen'in dışına ve Enoosaen'e geri dönmeye yönlendirdi. | TED | قادتني رحلتي إلى خارج إنوسين وإليها مرة أخرى. |
Benim mantığıma göre bu benim son yolculuğum değil! | Open Subtitles | لكن فكرتى هى ان رحلتى لا تنتهى بوصول هذا القطار |
yolculuğum beni sizin de harika bulacağınızı düşündüğüm biriyle yollumu kesiştirmek üzere Peninsula Michigan'a götürdü. | Open Subtitles | واذ برحلتي تصحبني الى صعيد شبه حزيرة "ميتشيجان" حيث قطعت الطرق مع شخص ما.. |
yolculuğum sırasında birçok şeyin farkına vardım. | Open Subtitles | اكتشفت العديد من الأشياء حين كنت مسافرا |