Onların bitmeyen yolculukları onları galaksinin en uzak köşesindeki... küçük, mavi bir gezegene getirdi. | Open Subtitles | رحلتهم اللانهائية جلبتهم إلى عالم أزرق صغير في المجرة البعيدة |
Onların bitmeyen yolculukları onları galaksinin en uzak köşesindeki... küçük, mavi bir gezegene getirdi. | Open Subtitles | رحلتهم اللانهائية جلبتهم إلى عالم أزرق صغير في المجرة البعيدة |
Uzak mesafeli yolculukları paylaşmak isteyen sürücüleri ve yolcuları eşleştiren bir platform. | TED | وهي منصة حوسبة تربط السائقين والمسافرين الذين يرغبون في مشاركة الرحلات لمسافات طويلة معًا. |
bazılarımız, bu yolculukları mümkün kılabilmek için yeni fikirler ve sistemler geliştirmeye emeklerini harcadılar. | TED | ولأنه لمئات السنين، كرس بعضنا جهوده لتطوير المفاهيم والأنظمة اللازمة لجعل هذه الرحلات ممكنة. |
Yani, taksi yolculukları buna örnek olabilir. | TED | قد تكون رحلات التاكسي واحدة من الأمثلة. |
Denizcilere yolculukları boyunca rehberlik edecekti, fakat bu onlar için bir şakaydı. | Open Subtitles | قد يعتمد البحارون عليها فى جميع رحلاتهم ولا يعرفون أنهم خُدعوا |
Buzlar eridikçe, açık denizdeki beslenme alanlarına yolculukları kısalır. | Open Subtitles | بينما يذوب الثلج، فإن رحلتهم لأماكن طعامهم في البحر المفتوح تصبح أقصر كلّ يوم |
En az yolculukları kadar büyülü bir sonu hak ediyorlar! | Open Subtitles | يستحقون نهايه سحريه مثلما كانت رحلتهم سحريه |
Hac yolculukları bitiminde, ...onlara, kederden ve ölümden arınmış bir diyar gösterecek. | Open Subtitles | يعتقدون أنه في نهاية رحلتهم... سوف يرشدهم إلى أرضٍ بلا عذاب أو موت |
Uzun yolculukları için daha da yassılaşırlar. | Open Subtitles | إنهم يسمنون من أجل رحلتهم الطويلة |
Bu efsanevi yolculukları binlerce yıl sürdü. | Open Subtitles | رحلتهم الملحمية هذه أخذت آلاف السنين |
Altı ay sonra, Loch Ness Canavarı'nı aramak için gittiler ve yolculukları çok boktan şeylerle doluydu. | Open Subtitles | بعد ستة أشهر، ذهبوا في رحلة استكشافية "للبحث عن وحش الـ "لوش نيس و رحلتهم كانت مليئة بالمغامرات الجنونية |
Kayıp şehirleri, egzotik yolculukları ve her yeri kazmayı unutun. | Open Subtitles | لذلك إنسوا أى أفكار لديكم عن المدن المفقودة و الرحلات الغريبة و البحث فى أرجاء العالم |
Bana yaptığı yolculukları anlattı ve zihnini genişletmenin yollarını nasıI keşfettiğini ve galiba buranın batısında olan ahenk içinde yaşamayı öğrenişini, çünkü California'ya kadar gelebilmişti. | Open Subtitles | أخبرتني عن كل الرحلات التي قامت بها و كيف إكتشفت طرق توسع بها مدارك عقلها وتعلم كيف تعيش في إنسجام |
Bana yaptığı yolculukları anlattı ve zihnini genişletmenin yollarını nasıl keşfettiğini ve galiba buranın batısında olan ahenk içinde yaşamayı öğrenişini, çünkü California'ya kadar gelebilmişti. | Open Subtitles | هى اخبرتنى عن كل الرحلات التى قامت بها و كيف هى اكتشفت طرق توسع بها مدارك عقلها وتعلم كيف تعيش فى انسجام |
Bu sırada... bütün geçit yolculukları askıya alındı. Bir sonraki emre kadar. | Open Subtitles | فى الوقت الحالى ، سأوقف كافة الرحلات عبر بوابة النجوم لحين إشعار آخر |
General, hem ilkleri hem de yolculukları çok severim. | Open Subtitles | أيها الجنرال ، أنا أحب الرحلات و كونى من الأوائل كذلك |
Galaksi boyunca beni garip yerlere götürüyorsun ama yaptığımız o yolculukları hatırlatacak bir şeyim yok hiç. | Open Subtitles | ودوماً ما تصحبني لأماكن عجيبة عبر المجرات ولا أمتلك شيء لأتذكر هذه الرحلات بها 0 |
Ve tüm o otobüs yolculukları, yol rehberleri "Bu sudan içmeyin" uyarılarından iki hafta sonra yine eve dönüyorsun. | Open Subtitles | و كان الأمر كله يقتصر على رحلات الباص و دليل الكتب و ألا تشرب الماء و أسبوعان لاحقا، تعود الى المنزل |
15. yüzyılın keşiflerle sonuçlanan büyük yolculukları modern çağın başlangıcını müjdeliyordu. | Open Subtitles | في القرن الخامس عشر بشرت رحلات الاكتشاف العظيمة,ببداية العصر الحديث |
Bu noktaya keşif yolculukları, doğadan kazanılacak para doğanın çeşitliliğini belgelemeye başlayan Hans Sloane gibi takıntılı koleksiyoncular ve tüm bunları sıradan insanlara sunan müzeler sayesinde geldik. | Open Subtitles | وكان وقوده رحلات الاكتشاف و جني الأموال باستغلال الطبيعة و بواسطة محبي الجمع أمثال سلون و الذي وثق التنوع في الطبيعة |
Pelikanlar yolculukları boyunca diğer hayvanları izleyerek veya kendi hünerlerini kullanarak yiyecek bulmayı öğrenmişler. | Open Subtitles | طوال رحلاتهم, تعلم البجع العثور على الطعام من خلال مشاهدة الحيوانات الأخرى أو باستخدام براعتهم. |