Bazılarımız bilinen yolların izinden gitme eğiliminde oluyor. | TED | لذا يميل بعضنا إلى إعادة استكشاف الطرق المعروفة لدينا مسبقًا. |
Bunu da şehirlerarası geniş yolların haritasını çıkarmak olarak düşünebilirsiniz. | TED | ومرةً أخرى ، يمكنكم تشبيهها بخرائط الطرق السريعة بين الولايات ، مع فارق التشبيه. |
Nijerya'da yolların %70i asfaltlanmamış. | TED | نيجيريا: 70 في المائة من الطرق غير مشيدة، زامبيا: 80 في المائة. |
yolların akıntısı gibi. | Open Subtitles | "... كمُنحدر زلق" |
Aynı zamanda onlar bazı yolların nasıl koktuğunu ve nasıl bir etki bıraktığını hatırlıyorlardı. | TED | وأشاروا أيضًا إلى رائحة وصوت بعض المسارات. |
(slide için) Her neyse, Amerikan şehirleri: yolların çoğu geniş alanlara yayılmıştır ve neredeyse toplu taşıma yok denebilecek kadar azdır. | TED | وأعني بذلك أن المدن الأمريكية تمتلك العديد من الطرق التي تمتد لتشمل مناطق واسعة، دون وجود حقيقي لوسائل النقل العام. |
Bütün yolların nerede, kuralların ne olduğunu ve nereye gittiğinizi bilmek zorundasınız. | TED | يجب أن تعرف أين تقع جميع الطرق ما هي القواعد وأين أنت ذاهب |
yolların yetersiz olduğu bir bölgede yaşıyordu ve sağlık çalışanları konusunda ciddi bir azalma vardı. | TED | كان يعيش في منطقة حيث كانت الطرق متناثرة وكان هناك نقص هائل في عدد عاملي الصحة. |
yolların çok azı asfaltla kaplıydı. | Open Subtitles | القليل جداً من الطرق فى روسيا كان مُعبداً |
Okullar para istiyor, yolların bakıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | المدارس تلح بطلب المال، الطرق تحتاج إلى إعادة التعمير |
Okullar para istiyor, yolların bakıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | المدارس تلح بطلب المال، الطرق تحتاج إلى إعادة التعمير |
Liderlik savaşının başlaması için yolların kesiştiği yer idealdir. | Open Subtitles | إلا أن تقاطعات الطرق تشكل دافعا لبدء معركة القيادة |
Gönüllüler Yeni Gine'deki gemilerin boşaltılması ve yolların kazılması için gönderildiler. | Open Subtitles | لتفريغ السفن وحفر الطرق. جنود الشوكولاته. |
Yağlı yolların ve yıpranmış ayakkabıların ölümcül karışımı. | Open Subtitles | مزيج قاتل من الطرق الزيتية، ترتديه أسفل الأحذية. |
Ve bu yolların bir çoğunun hayvanların bir yerden bir yere giderken kullandığı yollara denk gelmesi rastlantı değildir. | Open Subtitles | وليس صُدْفة أن العديد منهم يعبرون خلال الطرق التى تستخدمها الحيوانات للتنقل من مكان لأخر |
Olası yolların haritasını çıkarmanızı istiyorum. | Open Subtitles | وذلك بزرع الأشواك الحددية على الطرق وذلك يحمينا من إمكانية هروبهم |
Onlar hala yolların tıkalı olduğunu söyledi. Ne yapacağız? | Open Subtitles | هذه الطرق مازالت معطلة ماذا ترديني ان افعل؟ |
Broadway köprüsüne çıkan bütün yolların kapatılmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تغلق كل الطرق المؤدية لجسر برودواي والخارجة منه |
yolların akıntısı gibi. | Open Subtitles | "... كمُنحدر زلق" |
Ama sinirsel yolların geliştikçe acın dinecek. | Open Subtitles | لكن سيزول الألم بعد تكييف المسارات العصبية. |
O yolların seni nereye götüreceğini bilmiyorsun! | Open Subtitles | أنتَ ليس لديكَ فكرة إلي إين تؤدي تلك الطُرق. |
Bırak yolların ışığı yanık kalsın. | Open Subtitles | "دعينا نغرق هذه الشوارع فى الضوء" |
Haydi, Yıldırım, Tüm yolların fatihi | Open Subtitles | اَذْهبُ،وادَهنَ بريقاً، أنت تُدمّرُ رُبْع ميلَ |