| Homofobik bir yorumu da içeren bir olaydan haberdar oldum. | Open Subtitles | لقد عرفتُ أن هناك تعليق عن الشواذ حاز على أنتباهي |
| Ve asıl önemli olan kısım: her yorumu veya fikri, kendi değer ve inançlarımıza karşı kişisel bir hakaret olarak algılarız. | TED | والجزء المهم هو: أننا نميل إلى أخذ كل تعليق أو رأي على أنه إساءة شخصية لقيمنا ومعتقداتنا. |
| Peder, yaptığı münasebetsiz yorumu görmezden gelecekseniz sinirlerime hâkim olamayacağım. | Open Subtitles | أيها القس إن لم تلفت نظرها لهذا التعليق الغير حساس |
| Bu yorumu anlamıyorum. Korkutulmaktan da hoşlanmam. | Open Subtitles | لا أتفهم هذا التعليق و لا أقدر أن تجعلني أخاف |
| Hatta bir âlim, onun sürekli daha fazla Aristo yorumu istemesinin gözlerini yorduğundan yakındı. | TED | أحد العلماء حتى اشتكى أن طلباتها المستمرة لمزيد من تعليقات أرسطو كانوا يبلون عينيه. |
| Bu yorumu bürokrasi ve idare ile yaptıklarını ve çok güzel başardıklarını söyleyebilirim. | TED | في ذلك التفسير من قبل البيروقراطية والإدارة واسمحوا لي بالقول انهم قاموا بها بشكل رائع |
| Size vereceği tek yorumu " Yorum yok ". | Open Subtitles | تعليقه الوحيد هو لا تعليق |
| Ama bir yorumu tekrar tekrar alıyorum: "Bırakın, çocuklar çocuk olsun." | TED | ولكن كان هنالك تعليق يصلني مراراً وتكراراً: "دع الأطفال يكونوا أطفالاً". |
| Esther'in başka bir yorumu da Haiti'deki gibi bir trajedi olduğunda tepki verdiğimiz, ama bu trajedi sürekli devam ediyor. | TED | تعليق آخر لإيثر هو أننا نتفاعل فقط عندما تكون هناك كارثة مثل هايتي و لكن تلك الكارثة هي مستمرة. |
| Size, müvekkilimin yorumu yok dedim, tamam mı? | Open Subtitles | أسمعوا قلت لكم مامن تعليق لدى موكلي حسناً |
| Rastgele bir kadının rastgele bir yorumu yüzünden bunalıma girmem. | Open Subtitles | لم أٌجرح بسبب تعليق عشوائي من امرأة عشوائية ما |
| Altı ve Yedi, uzun olsan daha iyi olacağını düşünüyor, İki'nin yorumu yok. | Open Subtitles | سته وسبعه يعتقدون من الأفضـل اذا اصبحتي طويله و اثنين ليس لديهم اي تعليق |
| Hedefimiz bu parlayan sosyal yorumu 48 saat içinde çözmeye çalışmak. | Open Subtitles | هدفنا للـ48 ساعة القادمة هو الخوض في هذه القطعة المنيرة من التعليق الاجتماعيّ |
| Partiden gidince korktuğunu anladım ve sonra ağaç fotoğrafına yaptığı yorumu gördüm. | Open Subtitles | أستطيع القول أنه أرعبك في الحفلة وبعدها رأيت التعليق الذي كتبه ولقطة الشجرة |
| Yani, en zararsız yorumu bile şahsına yapılmış bir hakaret gibi görüyorsun. | Open Subtitles | ،أعني، أنك ستأخذ التعليق الأكثر مسالمة و ستتفهم الأمر كإهانة شخصية |
| Bence zaten oy birliğimiz gereken yorumu yapıyor. | Open Subtitles | أعتقد التصويت الكامل هو التعليق الوحيد الذي تحتاج إليه |
| "Orada öylece dikilirken çok komiksiniz," yorumu tipikti ve komik değillerdi, yani ameliyat yaparken değil. | TED | "أيها الرجال إنكم مضحكون واقفون بالقرب،" كان التعليق النموذجي، ولم يكونوا مضحكين، ليس فى قت إجراء الجراحة. |
| Araştırmacılar bir grup insandan birkaç pazar yorumu okumalarını ve bir sonraki günün fiyat eğilimlerini öngörmelerini istedi. | TED | وقد طلب الباحثون من بعض الأشخاص قراءة بعض تعليقات الأسواق ومن ثم توقع إتجاه مؤشر السوق لليوم التالي |
| Her gün dinleyici yorumu uydurmak o kadar da kolay değil. | Open Subtitles | ليس من السهل اختلاق تعليقات للمستمعين كل يوم |
| Evet ve bu durumda, istedikleri her yorumu yazan ismi belirsiz bir grup insan atom bombası gibi geliyor, ve bu kesinlikle kılıçtan keskin. | Open Subtitles | نعم , وبالقضية, بعض من الشباب مجهولين يكتبون أي تعليقات يريدون تشعر كقنبلة ذرية, |
| Bu, evrim kuramının doğru yorumu mu? | TED | هل هذا هو التفسير الصحيح لنظرية التطور؟ |
| Zeno'nun bu yorumu yapmasından daha doğal bir şey olamazdı. Netero da aynı düşüncede idi. | Open Subtitles | "بالنسبة لـ (زينو) فكان تعليقه فطريًّا، وكذلك شعر (نيترو)" |
| Ben kuantum mekaniği ve Kopenhag yorumu hakkında, saçma şakalar yapmayı seçtim. | TED | اخترت أن أقدم نكتا سخيفة عن ميكانيكا الكم وتفسير كوبنهاجن. |
| yorumu çok güzeldi. | Open Subtitles | يعرف كيف يجرّد الأسطح للأفكار التي يراها |