"zarar vermeden" - Translation from Turkish to Arabic

    • أن تؤذي
        
    • أن يؤذي
        
    • بدون إيذاء
        
    • دون إيذاء
        
    • ان يؤذي
        
    • بدون أذى
        
    • دون إتلاف
        
    • دون إصابة
        
    • دون إلحاق الضرر
        
    • بدون التأثير
        
    • أنْ تؤذي
        
    • أن يؤذوا
        
    • أن تؤذوننا
        
    • أن تؤذى
        
    • يؤذي أحدًا
        
    Kendine zarar vermeden şu dergiyi bırak, tamam mı Harold? Open Subtitles أنزل المجلة قبل أن تؤذي نفسك حسناَ " هارولد "
    Hadi, neden onu bana vermiyorsun? Birine zarar vermeden bırak onu, tamam mı? Open Subtitles هيا، لماذا لا تعطينه لي تخلي عنه قبل أن تؤذي أحداً، حسنا؟
    Tyler kimseye zarar vermeden önce buraya gelip onu alsın. Open Subtitles حاول اقناعه بالقدوم لأخذ أخيه قبل أن يؤذي أي أحد.
    Başka birine daha zarar vermeden önce onu bulmamız gerek. Open Subtitles هو رجل خطر وعلينا إيجاده قبل أن يؤذي شخصا آخر
    Ama şu an yerdeler, muhtemelen babana zarar vermeden bunu yapabilirler. Open Subtitles ولكن الآن وهم على الأرض, يمكنهم على الأرجح فعل ذلك بدون إيذاء والدكِ
    Masum insanlara zarar vermeden bu işin bir çaresine bakmamız gerek. Open Subtitles نحن فقط علينا ايجاد وسيلة دون إيذاء الناس الأبرياء
    Bunu, o zavallı kadına zarar vermeden önce düşünmeliydi. Open Subtitles كان عليه أن يفكر قبل ان يؤذي المرأة المسكينة
    Sonra, bir kere kıçından, zarar vermeden, sonra biraz daha oral seks. Open Subtitles ثم، واحد يَئِز‏ بصوت عالي بدون أذى‏، ثم جنس شفهي ثانياً
    Kendine zarar vermeden önce şu şeyleri yere bırak. Open Subtitles ارمي هذه الأغراض على الأرض , قبل أن تؤذي نفسك
    Sanırım oda arkadaşım birine zarar vermeden onu da alıp, gitmeliyim. Open Subtitles ربما يجب أن أحضر شريكة غرفتي إلى البيت قبل أن تؤذي أحداً
    Birine zarar vermeden önce onu bulup geri getirmeliyim. Open Subtitles يجب أن أجدها وأعيدها قبل أن تؤذي شخصاً ما
    Birilerine zarar vermeden onu geri getirsek çok iyi olacak. Open Subtitles حسناً، علينا إستعادتها قبل أن تؤذي أحدٌ ما.
    En azından zamanında vardım. Kızına zarar vermeden yetiştim. Open Subtitles على الأقل وصلت إلى هنا، قبل أن يؤذي ابنتك
    Senin ev arkadaşını, kendine zarar vermeden önce gidip bulacağım! Open Subtitles أنا ذاهبة لأبحث عن رفيقك في السكن قبل أن يؤذي نفسه و هو يحاول أن يقطع الشارع أو أمر كذلك
    İnsanlara zarar vermeden, Bumblebee'yi kurtarmanın bir yolu yok. - Ama bu haksızlık... Open Subtitles ليس هناك طريق لتَحرير النحلة الطنّانةِ بدون إيذاء البشرِ.
    Kalıntıları, kemiklere zarar vermeden bu balçıktan çıkarmak bir hayli zor olacak. Open Subtitles سيكون صعبا للغاية إنتزاع البقايا من هذا الطين دون إتلاف العظام
    Cerrah, omuriliğe herhangi bir zarar vermeden tümörü çıkardı. Open Subtitles أزال الجراح الورم دون إصابة الحبل الشوكي
    Antarktik deniz yatağını, zarar vermeden keşfetmesi için küçük ve ince tasarlandı. Open Subtitles صُممت لتكون صغيرة ورشيقةً بما يكفي لإستكشاف قعر أنتاركتيكا دون إلحاق الضرر به
    Kara kutuları şifrelere zarar vermeden kablosuz olarak güncelleyin. Open Subtitles تحديث الصناديق السوداء لاسلكياً بدون التأثير بالتشفير
    Suçlu Elsa ve bunu hepimiz biliyoruz. Başka birine zarar vermeden önce durdurulması gerek. Open Subtitles إنّها (إلسا)، والآن نحن نعرف ذلك فيجب إيقافها قبل أنْ تؤذي أحداً آخر
    O halde, bunu yapanları bir başkasının çocuğuna zarar vermeden önce yakalayabilmek için elinizden geleni yapacağınıza eminim. Open Subtitles أنا واثقة إذاً أنك ستفعلين ما بوسعكِ لإيجاد من فعل هذا، قبل أن يؤذوا ابن أحدٍ آخر
    Siz bize zarar vermeden, sizi durdurmanın etkili bir yolu. Open Subtitles طريقة فعّالة لمنعكم من أن تؤذوننا
    Cordesh'i konukçuya zarar vermeden çıkarmaya çalışın. Open Subtitles حاولوا إنتزاع كورديش من المضيف دون أن تؤذى
    Tommy'i başka birine zarar vermeden önce durdurmalıyım. Open Subtitles عليّ أن أوقف (تومي) قبل أن يؤذي أحدًا آخرًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more