İşte ben bugün size ekranda ne gördüğümüzü değiştirmenin mümkün olduğunu söylemek için burdayım ve oraya ulaşmamız için sabırsızlanıyorum. | TED | حسنًا أنا هنا اليوم لأخبركم أنه ليس من الممكن فقط تغيير ما نراه على الشاشة لكنني أتوق لوصولها إلى ذلك. |
Senin alıcın olmak için sabırsızlanıyorum. Ve senin hissettiklerini hissetmek için. | Open Subtitles | أتوق لإستلام كل ما لديك و أتوق لأشعر بما تشعر به |
Gerçek raporu yayınladıklarında, yüzünü görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | صحيح، أتوق إلى رؤية تعابير وجهه حين يُبث تقرير المحاصيل الأصلي |
Elbette! Canlı yayında bana "pislik" dedikten sonra programa çıkmaya can atıyorum. | Open Subtitles | أجل، أتوق لمقابلة تلفزيونية جديدة معه بعد أن لقبني بالتافه على الهواء |
Eski karımın çocuğu olamıyordu, o kadar çok istiyordum ki. | Open Subtitles | زوجتي السابقة لم يكن بوسعها الحمل وكنتُ أتوق لهم بشدّة |
Boğuluyor gibi hissederim ve eski hayatıma geri dönmek isterim. | Open Subtitles | أشعر إني أغرق و أتوق إلى إسترجاع حياتي السابقة ثانية |
Asıl hayalimi elde edene değin seninle yapacağımız savaşları dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | إلى أن أتمكن من تحقيق حلمي الحقيقيّ .أتوق لمعاركنا التي سنخوضها معًا |
- İzlemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | ذهبت لثلاث محلات لأحصل على هذا الشريط أنا أتوق لرؤيته |
Alışveriş yapmak için sabırsızlanıyorum. Şu yenilikçi ürünlere bak. | Open Subtitles | أتوق لأن أتسوق، انظري لكل هذه المنتجات المبتكرة |
İnsan kalbinin korkuyla durduğunu görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | عندما أقتل للمرة الأولى أتوق لأرى كيف يوقف الخوف قلب إنسان |
Onu teste sokmak için sabırsızlanıyorum. - Neden polis onun kimliğini ortaya çıkarmadı? | Open Subtitles | إنني أتوق لفحصه لماذا لم يجد الشرطة أي شيء؟ |
Çünkü bu ikimiz için de, 11 Eylül Komisyonu'nun sorularını yanıtlamak için iyi bir fırsat ve ben onlara cevap vermek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لأنها فرصة جيدة لنا للإجابة على اسئلة تتوق اللجنة لسؤالنا إياها ,و أنا أتوق للإجابة عليها |
O küçük fıstığı kucaklamak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أتوق الإنتظار لمعانقة تلك الفستقة الصغيرة |
Test etmeye başladığınızdan beri buna dâhil olmak için can atıyorum. | Open Subtitles | كنت أتوق للاشتراك في واحدة من هذه منذ بدأت تجري تجاربك. |
Geldiğimden beri bölgenin hayvanlarını ve bitki örtüsünü incelemek istiyordum. | Open Subtitles | منذ وصولنا، وأنا أتوق إلى رؤية حيوانات ونباتات المنطقة الأصلية |
Evet, gerçekten... seninle her konuda birlikte çalışmayı isterim. | Open Subtitles | أجل، أعني، إني حقًّا أتوق للعمل بشدة في أي شيء برفقتكِ |
Oh, cezanın açıklanacağı anı sabırsızlıkla bekliyorum. İşte orada parlayacağım. | Open Subtitles | لا أتوق انتظار الإنتقال لإتخاذ القرار إنه الجزء الذي أبدع به |
Hindistan'daki bir raylı sisteme yatırım yapmak ve köyümdeki sıtmayla mücadele çabalarına katkıda bulunmak isterdim. | TED | أتوق للاستثمار في نظام القطار السريع في الهند والمساهمة في الجهود لمكافحة الملاريا في قريتي |
Bu arada en fazla dövüşmek istediğim kişinin sen olduğunu da söyleyeyim. | Open Subtitles | وكذلك عليّ أن أذكر أن من أتوق لقتاله هذه اللحظة، هو أنتَ. |
Yüzüne baktığımda bulduğum huzuru özlüyorum. | Open Subtitles | أتوق للصفاء الذي وجدته عندما نظرت إلى وجهك .. |
Onu herkesten daha fazla bulmak istediğimi biliyorsun. | Open Subtitles | ثق بي، تعلم أنّي أتوق لإيجاده أكثر من أيّ امرء آخر |
Çok garip ama ben de onu bu yüzden arzuluyorum. | Open Subtitles | ولكن هذا مضحك لأنني بهذه الحالة أتوق اليه |
Merkezdeki yeni İspanyol... - ...füzyonun denemek için ölüyorum. | Open Subtitles | أتوق لتجربة ذلك المطعم الإسباني الجديد وسط المدينة |
Bunu görmek için neler vermezdim. Gerçek yöntem en gerçek yönteme karşı. | Open Subtitles | كم أتوق لرؤية هذا الصفقة الحقيقية ضد الصفقة الحقيقية جداً |
Aman, ne güzel. Yaşlı bir maymunun eşleşme hakkındaki öğütlerini dinlemek için bekleyemem. | Open Subtitles | رائع، إني أتوق لسماع نصائح في الزواج من قرد عجوز |
Tabii, çünkü bileğimi iki yerden kıran çocukla takılmak için bekleyemiyorum. | Open Subtitles | صحيح ! لأنني أتوق المكوث مع الشاب الذي جعل ساقي بقطعتين |
Çünkü benim de biriyle paylaşmak için sabırsızlandığım küçük bir sırrım vardı. | Open Subtitles | لأنه كما ترين , كنتُ أخفي سراً صغيراً أيضاً و كنتُ أتوق لمشاطرته مع أحد |