Bir aspirin ister misin? | Open Subtitles | هل أحضر لك قرصاً من الأسبرين؟ إنه سوف يخفف الألم |
Eczaneden göz damlalarını almamı ister misin? | Open Subtitles | هل تريدني أن أحضر لك قطرات زرقة العين من الصيدلية؟ |
Sen şuraya geç otur ben de sana el işi kâğıdı getireyim. | Open Subtitles | حسناً، تفضلي بأخذ مقعد هناك و سوف أحضر لك بعض أوراق الزينة |
- Bir şey alır mıydınız? - Evet, lütfen bir O'Doul. | Open Subtitles | هل أستطيع ان أحضر لك شيئا ً نعم، اودول لوسمحت |
Şu anda bir hayvan barınağındayım ve Sana bir şey getiriyorum. | Open Subtitles | وأنا الىن في ملجأ حيوانات أحضر لك واحداً. |
- Bugün onun doğumgünü. - Size hediye almadım, üzgünüm. | Open Subtitles | إنّه عيد ميلادها لم أحضر لك هدية ، أنا آسف |
Sana biraz amonyak getirmemi ister misin? Hadi, dostum. | Open Subtitles | هل تريدني أن أحضر لك بعض املاح الاستنشاق هيا حان وقت الذهاب |
Bir şey ister misin? | Open Subtitles | مرحبا. هل يمكن أن أحضر لك شيئا ، أي شيء؟ |
Size bir yatak getirmemi ister misiniz? | Open Subtitles | حسناً , هل أستطيع أن أحضر لك قهوة أو شيئاً ما ؟ |
Dinle, aramadığım için özür dilerim, ama buralardaydım ve sana vesikalık resmimi, programı falan getireyim dedim. | Open Subtitles | أنا آسفة أنني لم أتصل لكنّي كنت بالحيّ وأردت أن أحضر لك أول عمل والشريط وتلك الأمور تفضّل |
Beni aramadığın için sana kahveni getireyim dedim. | Open Subtitles | لم تعاودي الإتصال بي لذا قررت أن أحضر لك القهوة |
Kath halaya meyveli tatlı alacağım. Sana da birşey getireyim mi? | Open Subtitles | أنا سأحضر للعمة كيث بعض من كعك الفاكهة هل أحضر لك شيئا؟ |
Bir şey alır mıydınız? | Open Subtitles | ألا يمكنني أن أحضر لك شيئاً آخر ؟ |
Yoksa Sana bir daha tavuk suyu çorbası yapmam ve de yatakta seni çıldırtmam. | Open Subtitles | أن أحضر لك حساء الدجاج وأبادلك الحب كما ينبغي |
Kervanda Size su getirdiğimde kim olduğunuzu bilmiyordum ama Ali Baba'nın adamlarından biri için ölmeye hazırdım. | Open Subtitles | عندما كنت أحضر لك الماء في قفصك في القافلة لم أكن أعرف من أنت ولكن أموت من أجل أتباع علي بابا |
Tatlım, dur. Sana bir torba vereyim. Torba gerek. | Open Subtitles | دعني أحضر لك حقيبة، سوف تكون بحاجة لها، انتظر |
Sana daha önce muhasebe seminerinde bahsettiğim.. ...şu broşürü getirmek istemiştim... | Open Subtitles | لكني أردت أن أحضر لك الكتيب عن حلقة دراسية للمحاسبة |
Ne alırsınız? - Evet. | Open Subtitles | ماذا يمكن أن أحضر لك ؟ |
Ne alırdınız? | Open Subtitles | ماذا يمكنني أن أحضر لك ؟ |
Size mercimek çorbası getirebilirim. - Görüşmek üzere. | Open Subtitles | ربما يجب علي أن أحضر لك بعضا من شوربة العدس خاصتي سأعود بعد قليل |
Size bir şey ikram edebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أحضر لك أي شيء؟ قهوة أو قارورة ماء؟ |
Selam, tatlım. Ne istersin, aşkım? | Open Subtitles | مساء الخير عزيزتي ماذا يمكنني أن أحضر لك حبيبتي ؟ |
Kutsal Babamız, Size Floransalı kâfir Savonarola'nın itirafını imzalatıp getirdim. | Open Subtitles | أبينا المقدس , أحضر لك اعتراف موقع من المهرطق , سافانارولا من فلورنسا |
- Senin için yapabileceğim bir şey olursa söyle. | Open Subtitles | اعلمني لو بإمكاني أن أحضر لك شيئاً آخر أجل |
Sana içecek bir şey getirebilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع أن أحضر لك شيئاً تشربه؟ |