"أخبرتها أن" - Traduction Arabe en Turc

• olduğunu söyledim
• Ona hayal
• olduğunu söyledin
• olduğunu söylemiştim
• gerektiğini söyledim

Ona babasının kasabaya gelen bir film ekibinde çalışan bir oyuncu olduğunu söyledim.
أخبرتها أن والدها الحقيقي كان ممثلاً كان في الفيلم الذي صوروه في المدينة

Ona hayal kırıklığına uğramamasını, muhtemelen kaybedeceğimizi söyledim.
أخبرتها أن لا تيأس ربما نخسر هذة الجولة

Ona etrafta onu olduğu gibi sevecek pekçok erkek olduğunu söyledin mi?
هل أخبرتها أن كل الأولاد الرائعين بالخارج سوف يعجبون بها لشخصها ؟

Evet, şey, bütün yakınlarımın yakışıklı olduğunu söylemiştim ona.
بالرغم من أنني أخبرتها أن جميع أقربائي شكلهم جميل

Evliliğin şakadan ibaret olduğunu, çocukları alıp ayrılması gerektiğini söyledim.
أخبرتها أن زواجنا نكتة علينا أخذ الاطفال والافتراق

Ben sadece ilk baskıların olduğunu söyledim ama bana inanmadı.
أخبرتها أن ما لدي هو العدد السابق فقط، لكنها لم تصدقني

Ona bir saat içerisinde yapmam gereken otobüs seferim olduğunu söyledim.
أخبرتها أن معي ترخيص حافلة ينتهي بعد ساعة واحدة.

Tımarhanedeki birinin yapması gereken en son şeyin sesler dinlemeye başlamak olduğunu söyledim.
أخبرتها أن آخر شيء يريد المرء فعله لو كان في مستشفى المجانين أن يستمع لأصوات

Ayrıca ortağımın 50 yaşında kel ve şişman bir adam olduğunu söyledim.
ذلك وحقيقة أنّن أخبرتها أن شريكي رجل سمين أصلع يبلغ من العمر 50 عاما،

Sen ona bunun seni sevip sevmediğini, görmek için bir deneme olduğunu söyledin ve kız başaramamıştı
أخبرتها أن ذلك كان اختبار إختبار ، هل كانت تحبك أم ترسب في الإختبار

Eminim bütün ağaçlarının sequoias olduğunu söyledin.
أراهن أنك أخبرتها أن كل أشجارك صنوبريه

Ona göğüslerinin bu şekilde güzel olduğunu söyledin mi?
هل أخبرتها أن ثدييها جميلان كما هما؟

Sinirlendiği zaman daha güzel olduğunu söylemiştim.
أخبرتها أن تبدو اجمل حينما تكون غاضبة

Ona adamın hödüğün teki olduğunu söylemiştim.
أخبرتها أن الرجل أحمق. مهما يكن.

Seninle konuşmam gerektiğini söyledim ona.
لقد أخبرتها أن عليّ إستشارتك أولاً، حسناً؟

Ona bunu düşünmem gerektiğini söyledim.
أخبرتها أن عليّ التفكير في الأمر.