Bunu başından beri izliyorum. Bu yüzden buraya geldim. Benim ne yaptığımı bilmiyor. | Open Subtitles | كنت أراقب الأمر كله طوال الوقت لهذا أتيت إلى هنا، كيلا تراني أنظر |
Sosyal medya üzerine çalışıyorum. Yani kabaca insanların tartışıp durmasını izliyorum. | TED | إذاً أنا أدرس الشبكات الإجتماعية، ما يعني، لأول وهلة، أنني أراقب الناس يتجادلون. |
Benim suçum. 80 yaşındaki bir cadının hiçliğe çekilişini izliyordum. | Open Subtitles | أعتذر، كنت أراقب ساحرة عمرها 80 عامًا تُسحب لأرض العدم. |
Beni takip eden ajan, ne kim olduğumu ne de neden takip edildiğimi biliyordu. | TED | العميل الذي تبعني لم يعلم من كنت ولا لم كنت أراقب. |
Gerçekten yapmasam iyi olacak. Bir arkadaşıma göz kulak olmam gerekiyor. | Open Subtitles | في الحقيقة لا أريد ذلك، يجب على أن أراقب صديقي هناك |
İki yıl önce bir gece, büyükbabama bakıyordum ve onun yataktan dışarı adım attığını gördüm. | TED | ثم، ذات ليلة منذ عامين، كنت أراقب جدي ورأيته يخرج من فراشه. |
- O burada! - Babacığım o burada ! ben bebeğe bakıyorum. | Open Subtitles | ـ لقد وصلت ـ أبي ، لقد وصلت ، سوف أراقب الطفلة |
Liseden beri Biff'e hep dikkat etmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان على ّ أن أراقب كل تصرفاته منذ المدرسة الثانوية. |
Son otuz yildir dunyayi ve uzerinde yasiyan sakinlerini gokyuzunden dikkatle izliyorum. | TED | في ال 30 سنة الأخيرة قد كنت أراقب الأرض عن كثب الأرض وقاطنيها من أعلى في السماء. |
Bütün gün masa başında, satıcıların gelip gidişini izliyorum. | Open Subtitles | إنني أجلس على ذلك المكتب. أراقب كل الباعة المتجولون يمرون. يوم بالداخل و يوم بالخارج |
Mahkeme üyelerini izliyorum. Sana olumlu bakıyorlar. Seni seviyorlar. | Open Subtitles | أراقب أعضاء المحكمة إنهم يتجاوبون معك، يحبونك |
Zama'nın vagonlardan birinin kilidine basmasını izliyorum. | Open Subtitles | أراقب زاما يضربه في إلى لوحة المفاتيح في إحدى سيارات القطار. |
Biliyor musunuz, yağmurlu havada içeri girdiklerinde şemsiyelerle ne yaptıklarını görmek için insanları izliyordum. | Open Subtitles | كنت أراقب الناس لأرى ما يفعلون بالمظلات حينما يهل المطر |
Bu grubu aylardır izliyordum. Hiç bu kadar yaklaşmamıştım. | Open Subtitles | كنت أراقب هذه المجموعة لشهور لكني لم أكن بهذا القرب من قبل. |
Dan'in eve tek başına dönüşünü izliyordum ve bence bu fotoğrafa "Suçluluk Duygusundan Ölen Cadı" demen daha uygun olur. | Open Subtitles | أراقب عودة " دان " للمنزل لوحده، و اعتقدت بأنَّ التعليق المناسب لهذه الصورة هو ساحرة بحالة أليمة من الذنوب |
Bak, sen benim kariyerimi takip etmiyorsun ama ben seninkini ediyorum. | Open Subtitles | أترى، أنت لا تتابع تقدمى فى عملى، لكنى أراقب أعمالك |
Ben... Ben devriye gezer, etrafa göz kulak olurum. | Open Subtitles | أنا سوف , أنا سأقوم بدورية تعرفِين , أراقب الاشياء |
Bir keresinde, sabahın üçünde, burada durmuş caddeye bakıyordum. | Open Subtitles | في إحدى المرات في الثالثة صباحاَ كنت أجلس هنا أراقب الشارع |
Birkaç gündür kardeşimin çocuklarına bakıyorum. | Open Subtitles | لقد كُنْتُ في الضواحي أراقب أطفالِ أَخِّي بضعة أيام. |
- Biliyorum, biraz uçarı bir yaşam sürüyorum ve harcamalarıma biraz daha dikkat etmeliydim. | Open Subtitles | اقر بأن اسلوب حياتي كان طائشاً قليلاً وغالباً كان يجب أن أراقب مصاريفي |
Pekala, ben insanların seslere karşı nasıl davrandığını ve nasıl seslere nasıl tepki verdiklerini izledim. | TED | حسناً، أراقب كيف يستجيب الناس للصوت وكيف يستجيبون له. |
gözetliyorum. Benim işim bu, hatırladın mı? | Open Subtitles | إنني أراقب الأمور هذا ما أفعله، أتذكرين؟ |
Şey, o zaman ameliyatı izlemek için bir kaç saatimi boşa harcayacağım. | Open Subtitles | في هذه الحال، سأضيّع بضع ساعاتٍ من وقتي وأنا أراقب عملية جراحية |
çünkü, onu B.B. ile takılırken düşündüğümde, o ışığın daha da söndüğünü görüyorum. | Open Subtitles | بسبب عندما أعتقد أنه يتدلّى منه مع بي بي وكأن بإمكاني أن أراقب ذلك الضوء يخفت ويخفت |
Gökyüzünü seyrediyorum ki o gökyüzü, benim izlemem ve sizin hatırlamanız için var, porsuk. | Open Subtitles | أنا أراقب السماء لأن موهبتي هي ان أراقب مثلما هي موهبتك أن تتذكر ، أيها الغرير |
Yüzüm koyda yüzen herhangi birinin başına geleceği gibi donmuştu. İnsanların bitirmesini izlerken donmuş yüzümü çözmekle uğraşıyordum. | TED | كنت أتجمد من البرد، كما تعلمون، وكنت أحاول أن أدفئ وجهي، وأنا أراقب الناس يقتربون من خط النهاية، |
Kağıtları izlerim ama aslında oyuncuların gösterdiği tepkiyi izlerim. | Open Subtitles | أراقب الأوراق. لكني أيضا أراقب رد فعل اللاعبين عند تسلمها |
Ertesi günü, bankta oturup, parkta oynayan çocukları izleyerek geçirdim. | Open Subtitles | أمضيت اليوم التالي جالسة أراقب الأطفال بينما يلعبون |