| İşin ucunda senin hayatını kurtarmak var. Anlayış göstereceklerdir Bence. | Open Subtitles | إذا كان هذا يعني أن أنقذ حياتك أعتقد أنهم سيتفهمون |
| Bence demet, yaklaşık olarak bir milyon kez tur attı. | Open Subtitles | أعتقد أنهم قد حصلوا على الشعاع يدور حوالي مليون مرة |
| Bu insanlar korkuyorlar ama Bence bu adamlar öldükleri için rahatlamışlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس خائفين,أجل,ولكن أعتقد أنهم شعروا بالارتياح لأن هؤلاء الاشخاص ماتوا |
| Hayır, şu an için yapamayız, ama burada da güvende olduklarını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا , لا نستطيع حالياً لكن لا أعتقد أنهم بأمان هنا أيضاً |
| Tanrım, biri onları çok fena kızdırmış. Dost olduklarını sanmıyorum. | Open Subtitles | يا للمسيح, قامَ أحدٌ ما بإغضابهم لا أعتقد أنهم أصدقاء |
| Galiba benim bir tanrı olduğumu sanıyorlar. | Open Subtitles | ولكني أعتقد أنهم يظنون بأني إله من نوع معين. |
| Fakat , Bence çok önemli bir iş yapıyorlar. | TED | و لكنى أعتقد أنهم يقومون بعمل مهم للغاية. |
| Bence sahip olduğumuz derin bir boşuğu dolduruyorlar; sadece yeryüzünde olmaktan ziyade biraz daha alan doldurma isteği. | TED | أعتقد أنهم يملأون حاجة بشرية عميقة لدينا أن نعيش في مساحة أكثر من مجرد الأرض. |
| İnsanlar hayattan çok şey isterler; ancak Bence, her şeyden çok mutluluk isterler. | TED | ندرك بأن الناس يريدون الكثير من الأشياء في الحياة، ولكن، أكثر من أي شيء آخر، أعتقد أنهم يريدون السعادة. |
| Bence Robin Hood gibi yeniden dağıtım yapıyorlar ancak peşinde oldukları paranız değil. | TED | انا أعتقد أنهم مثل روبن هود، فهم يعملون في إعادة التوزيع، ولكنهم لا يسعون خلف اموالكم. |
| Bence potansiyel eş için koku mesajları bırakıyorlar. | TED | ولكني أعتقد أنهم يتركون رسائل خفية لزملائهم المحتملين |
| Bence uzak bir ihtimal olduğunu ancak olabileceğini düşünüyorlar, bu sebeple bunu, parayı sokağa atmaya tercih ediyorlar. | TED | أعتقد أنهم يعتقدون بأنه غير مرجح، لكن يمكن أن يحدث، وهو سبب أنهم يفضلون ذلك عن البالوعة. |
| Konsantre olamıyormuş, durduğu yerde duramıyormuş. Bence şimdi olsaydı | TED | كانت دائمة التململ. أعتقد أنهم اليوم سيقولون |
| Büyüyünce sigorta satacağımı düşündüklerini sanmıyorum. (Gülüşmeler) Şimdi size bunun nasıl olduğunu anlatayım. | TED | لا أعتقد أنهم كانوا يظنوا أن أكبر لأبيع وثائق تأمين دعوني أخبركم كيف حدث هذا |
| Aslında imdat çağrısını yollarım, ama açıkçası, bu küçük tekneyi hiçbir zaman bulabileceklerini sanmıyorum. | TED | أرسلت إشارة استغاثة، لكن صراحة لا أعتقد أنهم سيجدون هذا المركب الصغير. |
| Ve bu arada, hiç burger doldurma yaptıklarını sanmıyorum. | TED | وبالمناسبة، لا أعتقد أنهم قاموا بإعادة ملء للبرغر مطلقًا. |
| Galiba şu taraftan geldiler. İki kişiydiler. | Open Subtitles | أعتقد أنهم أتوا من هناك و كان هناك اثنين منهم |
| Polis akademisinde üçgenlere bölerek saldırmayı öğrenmişler Galiba. | Open Subtitles | أعتقد أنهم أرتفعوا قليلاً فى مدرسة الشرطة |
| CID burada bir çeteyi yakaladı. Galiba dolandırıcılar. | Open Subtitles | إدارة التحقيقات الجنائية قبضت على عصابة بالداخل أعتقد أنهم تصابون |
| Sanırım onlar endişeleniyor bilirsin ben yeni bir ilişkiden çıktım. | Open Subtitles | أعتقد أنهم قلقون فقط, أنت تعلم لقد إنهيت علاقة للتو |
| - Sanırım ona maymun şaşırtan ağacı deniyor. | Open Subtitles | أعتقد أنهم يطلقون عليها شجرة أحجية القرد |
| FBI'a yabancıları almadıklarını sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أنهم لا يدخلون جنسيات أخرى في الإستخبارات الفيدرالية |
| Arkadaşların gelemediği için üzüldüm. Çoğu üniversitedir Herhalde, değil mi? | Open Subtitles | آسف أصدقائك لم يستطيعوا القدوم أعتقد أنهم في الجامعة |
| Evet, tamam. Arabayı bulmuş olabilirler. | Open Subtitles | حسنا , بالتأكيد أعتقد أنهم قد وجدوا السيارة |
| Gerçekten benim konuşmamı istediklerini zannetmiyorum. | Open Subtitles | حسناً , لا أعتقد أنهم أرادوا التحدث حقاً , أو قول أى شئ |
| Buradan düştükten sonra, üzerinde mermi yarası arayacaklarını sanmam. | Open Subtitles | لا أعتقد أنهم سيبحثون عن جرح بفعل رصاصة بعد أن تصطدم بالأرض |
| Anlamadıklarını düşünüyorum, çünkü ırk denen şeyin bir uydurmaca olduğunun farkında değiller. | Open Subtitles | لا أعتقد أنهم تفَهموا لأنهم لا يدّركون أن العرق مجرد أمر وهمي |