Boş mideniz televizyonda ve... ...ben onun için savaşıyorum. | TED | بطونكم فارغة على التلفاز ومن أجل أنا أقاتل. |
Çünkü, bunu anlayamazsam, kendime karşı sorumluluklarım var ve bunların yerine getirilmesi gerek, savaşmak zorunda kalsam bile. | Open Subtitles | لدي الكثير من المسئوليات والحقوق ويجب أن أقاتل من أجلها |
Çocuklarımızın eğitimi için omuz omuza mücadele etmek de öyle olacak. | Open Subtitles | وسيكون من دواعي سروري أن أقاتل بجانبك من أجل تعليم أطفالنا |
Ve bir ölümsüzle dövüşmek, bir ölümsüze ihtiyacım var. | Open Subtitles | هذا مؤكد وكي أقاتل شخصاً خالداً، سأحتاج لشخص خالد |
kavga ederken beni aerodinamik hale getiriyor. Tehlikeyle baş edebiliyorum. | Open Subtitles | هذا يجعلني سريع الحركة عندما أقاتل يمكنني التعامل مع الخطر |
dövüşmeyeceğim, burada ne yaptığınızı zannediyorsunuz? | Open Subtitles | لن أقاتل يا رجل, لا أريد أخذ دور في سيركِكُم. ماذا تسموا هذه التفاهات؟ |
Küçük fransız bir kızla dövüşeceğim, ve bence onun le kıçını tekmelemek üzereyim. | Open Subtitles | على وشك أن أقاتل هذه الفتاة الفرنسية و اعتقد بأني سأهزمها شر هزيمة |
dedim. Kaybettiğimde savaşı kazanabilirdim... ...şimdi savaşıyorum. | TED | بحيث أخسر حتى يتثنى لي الربح ميدان المعركة الذي أقاتل فيه الآن. |
O kadar uzun zamandır savaşıyorum ki, barışı anlamakta güçlük çekiyorum. | Open Subtitles | أنا أقاتل منذ فترة طويلة و لا أفهم معنى السلام |
Çok uzun zamandır savaşıyorum. Hiç hevesim kalmadı. | Open Subtitles | إننى أقاتل منذ فترة طويلة و فقدت شهيتى للقتال |
Yalnızca bir defa kötü adamlar güneşli ve temiz havası olan bir yerde savaşmak istesin. | Open Subtitles | فقط لمرة أريد أن أقاتل أوغاد يعيشون تحت ضوء الشمس وفي الهواء الطلق |
Seninle birlkte savaşmak iyi olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الممتع أن أقاتل بجانبك ولو لمرة |
Hayatım boyunca hep mücadele ettim, ve bir kere yapınca bundan asla kurtulamazsın. | Open Subtitles | أنا أقاتل طوال حياتي، وبمجرد أن تفعل ذلك فإنه لن ينتهي أبداً |
Çünkü onun için sokaktaki pis bir köpek gibi mücadele ettim. | Open Subtitles | لأني يجب أن أقاتل عليها ! مثل الكلب القذر في الشارع |
Buradan çıkabilmemiz için son bir kez dövüşmek zorundayım. | Open Subtitles | يجب على أن أقاتل مرة واحدة حتى نستطيع الخروج من هنا |
Ben kavga eden adamlardan değilim. Ama senin için kavga etmeliydim. | Open Subtitles | لست من النوع المقاتل لكن كان يجب أن أقاتل من أجلك |
dövüşmeyeceğim, dostum! Burada dönen bu sirk dalaşı... saçmalığının bir parçası olmayacağım. | Open Subtitles | لن أقاتل يا رجل, لا أريد أخذ دور في سيركِكُم. |
Oh, anlıyorum. Şimdi de yaşlı bir bunakla dövüşeceğim. | Open Subtitles | أنا أفهم ذلك، الآن عليّ أن أقاتل رجل عجوز معاق |
Ödül için çetelerle dövüşmeyi falan kastediyorum. | Open Subtitles | أقاتل العصابات من أجل الجمعيات الخيريه هذا النوع من الأشياء |
Artık patronun için dövüşüyorum. Yine beni durdurmaya mı çalışacaksın? | Open Subtitles | أنا أقاتل لزعيمك الآن أستحاول إيقافي مجددًا؟ |
Şu andan itibaren evime dönebilmek için savaşacağım. | Open Subtitles | من هنا فى العراء، أقاتل حبّاً للوطن فحسب |
Alçakça ihanetin ardındaki karanlık amaçlarla savaşmaya hazırım. | Open Subtitles | ومن هذا المكان أقاتل ضد اهداف الخونة السرية |
Turnuvalarda dövüşmem çünkü bir adamla gerçekten dövüşeceğim zaman neler yapabileceğimi bilmesini istemem. | Open Subtitles | لا أحارب في البطولات عندما أقاتل رجل أقاتله لأمر حقيقي فلا أريده ان يعرف ما بإمكاني فعله |
Bu kralla barış olmaz! Hicap için sadakat sözü vermeyeceğim. Bunun için savaşmayacağım. | Open Subtitles | لا يوجد سلام مع هذا الملك لن أتعهّد بأى ولاء لهذا العار لن أقاتل من أجل هذا إقبض عليهم |
Bununla savaştım, ama belki yeterince değil. | Open Subtitles | لقد قاتلت فحسب,و لكن أعتقد أننى لم أقاتل بما فيه الكفاية |
Pamuk için savaşmıyorum ben. Onur için savaşıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقاتل من أجل القطن، بل أقاتل من أجل الشرف. |