Bu hayatın sağlıksız olduğunu düşündüm ve onu kırsalda yaşamaya ikna ettim. | Open Subtitles | شعرتُ أن حياة كتلك غير صحية و أقنعته بالعيش هنا في الريف |
Ben de onu başka bir mimar bulmaya ikna ettim Portekizli Alvaro Siza. | TED | وقد أقنعته بأن يدعني أحضر مهندساً آخر من البرتغال يدعى ألفارو سيزا |
Yıllar içinde onu, bu tüylü ve tatlı hayvanları bizim hasta çocuklara getirip, ara sıra onlarla vakit geçirme konusunda ikna ettim. | TED | على مدى سنوات، أقنعته لنقل تلك البهائم ذات الفراء الجميل لتسلية مرضانا الأطفال من وقتٍ إلى آخر. |
Korkudan delirmek üzere. Sen onu ikna ettiğin için - kendi rahatını bozuyor. | Open Subtitles | إنّه خائف تماما ، إنّه يترك منطقة الراحة الخاصة به لأنك أقنعته بذلك |
Ve sonunda odadan ayrılıken, onu tasarladığım planı uygulatmak için ikna etmiş olarak ayrıldım. | TED | و أقنعته بأن نغادر الغرفة بالاتفاق على بناءه كما تم تصميمه |
Fakat, bir yıldan daha az bir zamanda Henry aniden iyileşti ve Kraliçe onu York'un yeniliklerini geri çekmesi için ikna etti. | TED | و مع ذلك ، بعد أقل من عام شُفي هنري فجأة و أقنعته الملكة بإلغاء الإصلاحات التي قام بها يورك. |
Pendleton'dan plastik patlayıcılar çalıp, para karşılığında bomba yapmak için, onu sen ikna ettin. | Open Subtitles | أقنعته بسرقة المتفجرات البلاستيكية من ثكنات الجيش لصنع قنبلة مقابل المال |
Ettiğimi sanmışım. | Open Subtitles | ظننتُ أنّي أقنعته. |
Başlarda evet, ama sonra onu birbirimize yardımımız dokunabileceğine ikna ettim. Birlikte çalışırsak, ikimiz de kontenjana girebiliriz. | Open Subtitles | نعم لكنّي أقنعته لو عملنا سويًا فربما نحصل على المكانين الشاغرة |
Robbins'in yaptığını anladığımda onu transı kaldırmaya ikna ettim. | Open Subtitles | عندما إكتشفت ما يفعله روبينز أقنعته بأن يأخذ الغيبوبة بعيداً |
Şefim seni tutuklamamı istedi, ben de seni eve göndermek için onu ikna ettim. | Open Subtitles | قائدي يريدُ إعتقالك أقنعته بأن يرجعك للبيت |
Basın toplantısını bekletmeye ikna ettim. | Open Subtitles | أقنعته بتأجيل المؤتمر الصحفي حتى صباح الغد |
Neyse, onu acele etmemeye ikna ettim. | Open Subtitles | على أية حال, لقد أقنعته ألا يكون متسرعاً |
Thorne'un, onları araştırmalarıyla beraber sığınakta yok ettiğine dair onu ikna ettim. | Open Subtitles | لقد أقنعته بأن ثورن دمرتهم في القبو مع معظم بحثهم |
Geri gelip seninle konuşması için onu ikna ettim ama ne yapacağımızı düşünmen lazım. | Open Subtitles | لكنني أقنعته بالعودة والكلام لك ، ولكن يجب تحديد ما يجب عليك فعله بعد ذلك |
Onu gördüm, durdum, ve geri gelip seninle konuşması için onu ikna ettim. | Open Subtitles | رأيته، ثم توقفت و أقنعته ليعود ويتحدث إليك |
- Geçmiyor muydunuz? Hayır. onu ikna ettiğimde mahcup oldu, bani telefonla arayacağını söyledi. | Open Subtitles | ..لا ، عندما أقنعته ، بدا مرتبكاً وقال إنه سيتصل بيّ |
Ama ikna etmiş onu biz gizlilik içinde, şu an için bu, işlemesi gerekir. | Open Subtitles | ولكن أقنعته انه يجب ان يتعامل مع هذا الامر بسرية فى الوقت الراهن |
Annesi ilaçlarını bırakmaya ikna etmiş. Biliyorum ama... | Open Subtitles | أقنعته والدته بالتخلي عن أدويته أعلم، ولكن |
Benim talimatlarımla, onu yeniden doğmuş bir Hıristiyan olmaya ikna etti ve kötülük ettiği bütün insanları toplaması için onu kandırdı. | Open Subtitles | تحت توجيهاتي، أقنعته بالتوبة وأفحمته بتنظيم لقاء مع كل الناس الذين أصابهم بمكروه |
Ona projesini uzun bir süre rafa kaldıracaklarını söylediklerinde geri alması için onu ikna ettin. | Open Subtitles | وعندما قالوا له أنّهم سيضعون مشروعه في المخزن لأجل غير مُسمّى، أنت أقنعته بسرقتها. |
Ettiğimi sanmışım. | Open Subtitles | ظننتُ أنّي أقنعته. |