| Ama yaşam ölümü alt etmekle ilgili birşey değil, değil mi? | TED | ولكن الحياة ليست تتعلق دوماً بتفادي الموت .. أليس كذلك ؟ |
| Kayıt şirketleri için pek de öyle olmadı ama değil mi? | TED | لم تعمل هذه الحكمة بشكل جيد مع شركات انتاج الموسيقى,أليس كذلك؟ |
| Değil mi? Böyle değil. Söylemek istediğim... Her geçen yıl, hep aynı yaklaşım. | TED | هكذا هو الأمر الآن ، أعني كل عام، على نفس النهج، أليس كذلك؟ |
| Bunu burada bırakacağım, çünkü yani, her şeyi kendisi söylüyor, değil mi? | TED | سأترك الأمر عند هذا الحد، بسبب، أعني،أنه يوضح كل شئ، أليس كذلك؟ |
| Yani trilyonlarca dolar üzerinde oturan sizler bize gelin, olur mu? | TED | فانضموا إلينا يا أصحاب التريليونات من الأموال، انضموا إلينا، أليس كذلك؟ |
| Ne muazzam, gerçi yanlış yönlendirilmiş bir yaratıcılık, değil mi? | TED | وإن لم يكن في محله, يال الابداع الهائل، أليس كذلك؟ |
| Öyleyse her şey tamam, ışık bir dalgadır, değil mi? | TED | إذاً لقد اتفقنا .. الضوء ينتمي للموجات أليس كذلك ؟ |
| Ancak insanları teker teker saymak oldukça verimsiz, değil mi? | TED | ولكن عدّ الأشخاص واحدا تلو الآخر عملية بطيئة، أليس كذلك؟ |
| Ama bu, benim soyunma odası sorunumu çözmüyor, öyle değil mi? | TED | ولكن ذلك لا يحل معضلتي المتعلقة بغرف تبديل الملابس، أليس كذلك؟ |
| RW: Vay, ilk buluşma için kolları sıvadığımıza eminiz, değil mi? | TED | راين: رائع، بالتأكيد أن أصابعنا ستتسخ في أول موعد، أليس كذلك؟ |
| KB: Göz bağının ötesini görmenin hiçbir yolu yoktu, değil mi? Kathryn: Hayır. | TED | كيث بارى: لم يكن بإمكانك الرؤية من خلالها، أليس هذا صحيحاً؟ كاترين :لا |
| Viagra, değil mi? Neden? Çünkü çoğu erkeğin ihtiyacı var. | TED | الفياقرا, أليس كذلك؟ لماذا؟ لأن الكثير من الرجال يحتاجون إليه. |
| Şu anda sen de şirketini satmayı düşünüyorsun, öyle değil mi? | TED | أنت تفكر الآن في بيع شركتك، في هذه اللحظة، أليس كذلك؟ |
| Yani, herkesin önünde, kadınsılığı reddederek rolünü oynuyordu, değil mi? | TED | أترون، علنًا، كان يلعبُ دوره فقط، برفضه الأنوثة، أليس صحيحًا؟ |
| Kozmik takvimde sadece küçük bir andan ibaretiz, değil mi? | TED | نحن لسنا سوى ومضة على الخط الزمني للكون، أليس كذلك؟ |
| Ve bu insanlar gün doğumuna tanıklık ettiler, değil mi? | TED | وهؤلاء فقط هم الأشخاص الملتزمون، لتصوير شروق الشمس، أليس كذلك؟ |
| HW: Ama bize söyle Huang, ayrıca TikTok'ta dans ediyorsun değil mi? | TED | هيلين والترز: أخبرينا هوانغ: قمتِ أيضاً برقصات على تيك توك، أليس كذلك؟ |
| Yani, yüksek bahislerin güçlü etkisinin olması ilginç değil mi? | TED | إذاً، أليس ذلك مثيراً بأن الرهانات العالية لديها تأثير قوي. |
| Zombi değil de bir su hayaleti gördüğünü söylemiştin değil mi? | Open Subtitles | بدلاً من الزومبي، أنتِ قُـلتِ أنكِ رأيتي شبح مياه أليس كذلك؟ |
| Sorgu yargıcının tahkikat yapacağı doğru mu, hanımefendi? Evet, Frith. | Open Subtitles | يبدو أن هناك تحقيقاً آخر أليس كذلك يا سيدتى ؟ |
| Siz ne yapıyorsunuz çocuklar? Sizin Noel alışverişi yapmanız gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن تقوموا بالتبضع قبل ليلة رأس السنة ؟ |
| Doğru. Ama sonuçta, herşey Sevgililer Gününe uygun değil miydi? | Open Subtitles | صحيح, ولكن في النهاية, أليس هذا هو محور عيد الحب؟ |
| Oh, sevgili Matmazel Ellis. Geldiğinize memnun oldum. Ne kadar az zamanınız olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | عزيزتى السيدة أليس, سعيد بحضورك, كم اعلم وقتك الضيق |
| Son birkaç haftadır nişanlınız, eski aşkına doğru yönelmeye başlamıştı, haksız mıyım? | Open Subtitles | خلال الأسابيع الأخيرة، خطيبتك كانت قريبة جداً من حبها القديم، أليس كذلك؟ |
| "ha evet. Yardım istemek için arabaya binen adam değil mi o?" | Open Subtitles | نعم، أليس هو ذلك الزميل الذي كان لا بدّ أن يركب للمساعدة؟ |
| Alice Stewart, 25 sene boyunca büyük bir mücalede yürütmek durumunda kaldı. | TED | ولذا كان لدى أليس ستيوارت معركة كبيرة بين يديها لمدة 25 سنة. |
| Alice tarafından seçilen o zor problem ise, kanserli çocuk vakalarının artışı oldu. | TED | المشكلة الصعبة التي اختارتها أليس كانت ارتفاع معدلات الإصابة بالسرطان في مرحلة الطفولة. |
| Geçtiğimiz yerlere ekmek kırıntısı falan serpsek iyi olmaz mıydı? | Open Subtitles | أليس قيامنا بتغذية بعض الأسماك بالنهر أفضل من هذا ؟ |
| tamam mı? Şimdi üçe kadar sayacağım ki hep beraber söyleyelim. | TED | أليس كذلك؟ حسنا، سأقوم بالعد، حتى لا نفعل ذلك جميعا معا. |
| Açıkça bu kelimeyi kullanıyorum, ama doktor insanlara yardım eden kişi değil midir? | Open Subtitles | أنا أستعمل هذا اللفظ كثيراً ولكن أليس طبيباً كل من يساعد الآخرين ؟ |
| Güven bana, Eğer önemli biri olsaydı bayanlara öyle vurmazdı değilmi. | Open Subtitles | ثق بي لو كان مهم لما ضرب النساء، أليس كذلك ؟ |