| Bana aynı şeyi sorup duruyorsun. Neyin var? Ben iyiyim. | Open Subtitles | أنت مصمم ان تكرر السؤال ما خطبك , أنا بخير |
| Ben iyiyim, sadece şu sıralar evi arayamayacak kadar meşgulüm. | Open Subtitles | أنا بخير. لكن مشغـولة للغاية، ولا وقت لديّ لأتصل بالمنزل. |
| Ben iyiyim, sadece şu sıralar evi arayamayacak kadar meşgulüm. | Open Subtitles | أنا بخير. لكن مشغـولة للغاية، ولا وقت لديّ لأتصل بالمنزل. |
| Epey yakın görünüyorsunuz. Daha önce de yaşadım bunları. İyiyim ben. | Open Subtitles | تبدوا قريباَ جداَ من هذا مررت بهذا من قبل أنا بخير |
| Ben iyiyim, çünkü Glee var ama bu kızlar kendilerini kaybetti. | Open Subtitles | أنا بخير لأنني أملك غلي لكن هؤلاء الفتيات قد خسروا شيئا |
| - Evet, o iyi. Biraz daha ekle. - Evet, Ben iyiyim. | Open Subtitles | نعم , إنه بخير نعم , أنا بخير , أنتِ بخير ؟ |
| Bak, Ben iyiyim, ama sen halen iyi olmadığımı sanıyorsun. | Open Subtitles | أنا بخير ولا زلت تعامليني على أني لست كذلك حسنا. |
| Ben yasal olarak gideceğim. Sen rahat ol, Ben iyiyim. | Open Subtitles | أنا خارج دائرة الشبهات قانونياً ثق بى ، أنا بخير |
| Ben iyiyim ama bakın ceketime ne yaptılar. | Open Subtitles | أنا بخير, و لكن أنظر إلى ما فعلوه بمعطفى |
| -Ama gerekirse seni eve... -Hayır, lütfen. Ben iyiyim. | Open Subtitles | ـ لكني سأعيدك في دقيقة ـ لا؛ من فضلك أنا بخير حقاً أنا |
| Ben iyiyim ama sen hayli heyecanlı gözüküyorsun. | Open Subtitles | أنا بخير, ولكنك أنت مضطرب اضطرابا غير مألوف |
| Ben iyiyim, Abel. Daha kötüsü de olabilirdi. | Open Subtitles | أنا بخير, إيبل كان من الممكن أن يكون أسوء |
| Grossberger, Ben iyiyim. Beni artık indirebilirsin. | Open Subtitles | أنا بخير يا جروس برجر , تستطيع إنزالي هنا |
| Ben iyiyim, sen kendine çekidüzen ver. | Open Subtitles | أنا بخير لكن من الأفضل أن تُحكم سيطرتك علية |
| Ben iyiyim. - Biraz daha kahve alabilir miyim, lütfen? | Open Subtitles | لاشيء , أنا بخير هلّا أتيت بالمزيد من القهوه , فضلا ؟ |
| Bak büyükbaba, Ben iyiyim! Gerçekten kocakarı ilaçlarına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | انظر يا جدي ، أنا بخير ، لست بحاجة للمزيد من العناية الصحية المنزلية |
| Seninle kedi maması yemeyi dört gözle bekliyorum. İyiyim ben. | Open Subtitles | لا اطيق انتظار ان اكل طعام القطط معك أنا بخير. |
| Evet, yolunda, Ben iyiyim. Hayır, iyiyim. Ben iyiyim. | Open Subtitles | أجل , أنا بخير , أنا بخير لا , أنا بخير , أنا بخير |
| - İyiyim, ama bunu durdurmanın bir yolunu bulmak zorundayız. | Open Subtitles | أنا بخير ، لكن علينا إيجاد طريقة لإيقاف ذلك الشيء |
| Hayır Böyle iyiyim. Beni görmene gerek yok. | Open Subtitles | لا عليك أنا بخير, لايجب عليك أن تراني هكذا |
| Dünyanın en büyük nine külotları. Benim Bir şeyim yok. | Open Subtitles | هذه هي أكبر سروال للجدات في العالم أنا بخير تماماً |
| Üstümden bir türlü atamadığım, soğuk algınlığım dışında fena değilim. | Open Subtitles | الزكام، لا أستطيع أن أظهر وأنا أهتز عدا ذلك أنا بخير. |