Eminim omurgamızın altından geçip gitti ve aksi istikamette bir yerde çıkacak. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه سيعبر تحت السفينه و ينطلق بسرعه فى الإتجاه المعاكس |
Bak, Regina. Her ne olursa olsun, Eminim üstesinden gelecektir. | Open Subtitles | الآن , ريجينا, أنا متأكد أنه مهما حدث, سيكون بخير. |
- Eminim hiçbir şey değil, ama şunlardan biraz bulduk. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه لا شيء لكننا وجدنا مجموعة من هذه |
Eminim, şu anda onunla hayatının en güzel zamanını geçiriyordur. | Open Subtitles | . أنا متأكد أنه يتمتع بوقته مع إبنها بينما نتحدث |
Eğer tek bir adam olsaydı Eminim onun hakkında bir şeyler yapılabilirdi. | Open Subtitles | لو كان فقط رجل واحد أنا متأكد أنه كان هناك ما يوقفه |
Sadece tek bir adam olsaydı, Eminim onu engelleyecek bir şeyler yapılırdı. | Open Subtitles | لو كان فقط رجل واحد أنا متأكد أنه كان هناك ما يوقفه |
Ama onun yeteneklerine ihtiyaçları varsa Eminim ki bu açık bir görüşme değildi. | Open Subtitles | ولكن اذا كانوا بحاجة لمهاراته ، أنا متأكد أنه لم يكن مفتوحا للتفاوض. |
Ama 40 tane var diyorsa 40 tane olduğundan Eminim. | Open Subtitles | لكن لو قال يوجد 40 أنا متأكد أنه يوجد 40 |
- Eminim yakacak toplanmasına minnettar olacaktır. - Sağ ol. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه سيُقدّر المساعدة على جمع الحطب, شكرًا لك. |
Fakat görünüşünü değiştirip onu daha sağlam yaparak, çok iyi bir araç yaratabileceğimize Eminim. | TED | ولكن مع تغيير المظهر وجعله أكثر قوة، أنا متأكد أنه يمكننا أن نصنع آلة جيدة منه. |
Tınazlara bakın. Eminim orada oynamak çok zevkli olacak. | Open Subtitles | انظر إلى أكوام القش ، أنا متأكد أنه بإمكاننا الحصول على بعض المرح |
Tınazlara bakın. Eminim orada oynamak çok zevkli olacak. | Open Subtitles | انظر إلى أكوام القش ، أنا متأكد أنه بإمكاننا الحصول على بعض المرح |
Daha genç bir adam olduğuna Eminim. | Open Subtitles | حسناً,أنا متأكد أنه كان أصغر سناً من ذلك |
Eminim o denizci burada. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه هنا ، ذلك البحار الذي يبدو مثل تمثال إنسان جاوة |
- Daha önce tanıştığımıza yemin edebilirim. - Eminim dostça bir tanışmadır. | Open Subtitles | ـ أقسم أننا تقابلنا من قبل ـ أنا متأكد أنه كان لقاءً ودياً |
Eminim o bundan sonra çok iyi görünecek. Çok çok iyi. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه يهتم بها جيداً وبطريقة جيدة للغاية |
Eminim ki, tam şu anda Allah kendi kendine diyordur ki... | Open Subtitles | أنا متأكد أنه و في كل لحظة :فان الله يخاطب نفسه قائلا |
Bayanı gördüğü zaman tanıyacağından Eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه سيعرف السيده عندما يقابلها |
Pekâlâ yardım et bana, yapacağım. Oku ele geçireceğim, Kay. Onu bulabileceğimden Eminim. | Open Subtitles | سوف أحضر السهام كاي أنا متأكد أنه يمكنني أن أجدهم |
Eğer durumu kavrayabilirsek Eminim çok eğitici olacak. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه سيكون تعليمي تماماً إذا عرفنا ماذا كان كل شيء |
O ne bir ocu, ne bir seytan ne de su kocakarı hikayesi sacmalıklarından biri. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه ليس رجل الخزانه ،أو الشـيطان أو أحد شخصيات القصص الغبية،وتبا لاسم الرجل الطويل |
Bahse girerim Nicholas Gardenia'dır. Bahisleri kazanırım. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه نيكولاس غاردينيا |