Tarihimizi sadece yeniden kolonileştirmek değil Hegel'in olduğunu inkar ettiği düşünsel desteği tekrar inşa etmenin yollarını bulmak zorundayız. | TED | لا يتعين علينا إعادة استعمار تاريخنا، بل يتوجب علينا إيجاد طرق لإعادة بناء الوعي الفكري الذي أنكر هيغل وجوده. |
Beni sikmek istiyor, bunu inkar edemeyeceğim, ama kızın evine hiç götürmeyecek. | Open Subtitles | قد يكون راغباً بمضاجعتي, لا أنكر لكنه لن يستبدلني أبداً مكان خطيبته |
Öyle ki inkar edip, mühendislik hatasından dolayı kırıldığını söyleyecek kadar. | Open Subtitles | ذلك كثير جداً بالنسبة لي أن أنكر إحساسي لأسباب هندسية سيئة. |
İnkâr ettiğim için değil, seninle arkadaşlığımıza değer verdiğim için. | Open Subtitles | ليس لأنني أنكر حقيقة مشاعري، وإنما لأنني أهتم كثيرًا لصداقتنا. |
Hayır, yazar olarak bunu senin yapman gerek. Öyle olduğunu inkâr edemem. | Open Subtitles | كلا، أنت من يجب أن يفعل كمؤلف لن أنكر حقك في هذا |
Suçlamaların hepsini reddetti ama ceset bulunduktan sonra suçlu bulundu. | Open Subtitles | هو أنكر كل شيء، لكن حوكم بعد العثور على الجثة. |
İnkar edemem bugün kiliseden kaçmak çok ağır bir hareketti. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أنكر الهروب اليوم من الكنسيه كان قاسي |
Fark ettiğin üzere tüm davalarda savunma bu kanıtların varlığını inkar etmiş. | Open Subtitles | فى كل قضية كما ستلاحظ أنكر الدفاع وجود هذا الدليل |
Hayır. İnkar etmeyeceğim. Açıklamama izin verir misiniz? | Open Subtitles | لا، لن أنكر ذلك إن تركتني أوضح الأمر فحسب |
Sir Thomas More? Parlamentonun yasama hakkını inkar etmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أنكر حق البرلمان فى تشريع القوانين. |
- Yani... sen polise gidersen... ve ben olanları inkar edersem, hiçbir şey yapmadım dersem. | Open Subtitles | إذا ذهبت للشرطة كما تقول سوف أنكر أى شئ بخصوص العملية |
Mitchell bunları inkar etti ve hikayeyi gülünç bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | ميتشل أنكر تورطه في هذا الأمر و وصف القصة بأنها سخيفة |
Shaw, Oswald'ı tanıdığını bile inkar ediyor. | Open Subtitles | شو أنكر تماماً معرفة أوزوالد , أليس كذلك؟ |
Bir şey bildiğini inkar ediyor tabi ki. | Open Subtitles | لقد أنكر معرفته بالأمر، لكن كان هناك على حمالة المعاطف |
Bunca zaman inkâr edip durdum ama bu kesin kanıt. | Open Subtitles | لقد كنت أنكر الأمر طوال الوقت، لكن هذا دليل قاطع. |
Artık ne gerçeği inkâr edebiliyor, ne de değiştirebiliyordum. | TED | لم أعد أن أنكر الحقيقة، و لم أستطيع تغييرها |
Onun hakkında özel düşüncelere sahip olduğumu, ...ona büyük değer verdiğimi inkâr etmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أنكر أنني أفكر فيه بشكل راقٍ جداً أنني أحترمه بشكل كبير أنني معجبة به تحترمينه؟ |
Ama Atina'da, bu sabah İtalyan büyükelçisi bir kez daha reddetti ki... | Open Subtitles | في أثينا هذا الصباح أنكر السفير الإيطالي الإشاعات |
Kıskançlığa bağlayacaksınız. Kıskançlığın da olduğunu reddetmiyorum. | Open Subtitles | سوف تعيدين الأمر إلى الغيرة إنني لا أنكر أنه قد مزج بالغيرة |
Ama NASA'daki yetkililer, bunun dünya dışı bir uygarlığın işareti olabileceğini reddediyor. | Open Subtitles | ومع هذا أنكر موظفوا ناسا بأنها تثبت وجود حياة لحضارة من الفضاء |
Ve saygısızlık etmek istemem ama, bundan mutsuz olduğumu söyleyemem. | Open Subtitles | ومع احترامي, لا أستطيع أن أنكر سعادتي لحدوث ذلك. |
Aramızda itiraf edeyim, ben onaylamıyorum. Göze göz, derim ben. | Open Subtitles | لا أنكر أنها لا تروقني أنا أؤمن أن العين بالعين |
Victor birini vurmayı reddetmiş, Philip Cowan diye biri de onu yakmış. | Open Subtitles | أنكر فيكتور الإغتيالات لكن شخص اسمه فيليب كاون اعترف عليه على أي حال |
Unkar Plutt yakıt popasını buraya yüklemişti. | Open Subtitles | "أنكر بلوت" وضَعَ مفاتيح للتحكم بـ "مضخة وقود" من هنا. |
Bana sürekli olarak reddettiğim şeyin sağlık hizmeti değil sadece ödeme olduğu söyleniyordu. | Open Subtitles | وأنا أُخبرتُ مراراً وتكراراً بأنني لم أنكر عناية طبية أنا كنت ببساطة أداة رفض |
Birbirinizi sevmediğinizi söylemiyorum kendinizi sevmediğinizi söylüyorum. | Open Subtitles | لا ، أنا لا أنكر أنكم تتقبلون بعضكم البعض ولكنكم لا تتقبلون أنفسكم |