"أنها لم" - Traduction Arabe en Turc

• onun
• olmadığını
• bunun
• değildi

Sadece merakımdan soruyorum, onun benim sevgilim olmadığını nereden anladın?
أتعلم, ينتابني الفضول فقط, كيف علمت أنها لم تكن خليلتي؟

Ya ödevini iyi yapmadı... ..ya da onun yazdığı hikayeye uymuyor.
حسنًا،إما أنها لم تتعمق في البحث أو لم تتماشى مع روايتها

Polis bombanın tam olarak patlamasının can kaybına neden olmadığını düşünüyor.
تظن الشرطة أن التفجير فشل بما أنها لم تحدث أي ضحايا.

Fakat nihayetinde bazı sistematik nedenlerden ötürü bunun işe yaramadığı sonucuna vardım.
ولكن وصلت في النهاية إلى استنتاج أنها لم تنجح فقط لأسباب منهجية.

Senin için bir piknik gezisi değildi biliyorum ama artık evdesin.
أعرف أنها لم تكن نزهة بالنسبة لكِ, ولكنك في منزلك الآن.

Ve benliğimin, onun aslında hiçbir zaman yaşamamış olduğunu fark etmeme kadar kaç kere ölmesi gerekiyordu?
وكم مرة يتوجب على ذاتي أن تموت قبل أن أدرك أنها لم تكن حية أصلا؟

Babam onun büyük bir delik değil, oculus adı verilen göğe bakan bir göz olduğunu açıkladı.
شرح لي والدي أنها لم تكن فتحة كبيرة، لكنها كانت تدعى الأوكلوس، عين إلى الجنة.

Ve onun da babamı sevmiş olduğunu anladım ve gerçekten beni incitecek bir şey yapmadığını.
وحينها أدركت فجأة بأنهاكانتتحبهأيضاً. وحقيقة الأمر أنها لم تتسبب في إيذائي

Madem siz uyuyordunuz, onun çıkmadığından nasıI emin olabilirsiniz?
إذا كنت تستغرقين فى النوم بسرعه فكيف يمكنك التأكد من أنها لم تغادر المقصوره ؟

İncilerin geri dönmesi, onun katil olmadığı anlamına gelmez.
حقيقة أن أعيد اللؤلؤة لا يعني للحظة واحدة ذلك أنها لم تقتل في حين سرقتها في المقام الأول

Buradaki kimse onun hiç kimseyi öldürmediğini umursamıyor.
لا أحد هنا يكترث بحقيقة أنها لم تقتل أحداً

Odama gitmek istedim ama sonra oranın artık odam olmadığını hatırladım.
أردت الذهاب لغرفتي، لكني نسيت أنها لم تعد ملكي بعد الآن

Sosyal servis 8 ay boyunca onu kontrole gelmiş fikrini değiştirmeye çalışmışlar ve artık gebe olmadığını rapor etmişler.
دفعت الخدمات الاجتماعية لها زيارة حوالي ثمانية أشهر محاولة إقناعها بتغيير رأيها وذكرت أن أنها لم تعد مع الطفل

Bu arayışında ilk önce yalnız olmadığını gördü.
وخلال تلك العملية، اكتشفت أن أولًا, أنها لم تكن الوحيدة.

Yani aptal olmadığını bildiğinizde o tam tersini düşünse de daha da çekici gözüküyor.
إذا، فهي أكثر روعة إذا علمت أنها لم تكن غبية حتى ولو أنها اعتقدت أنها من الممكن أن تبدو غبية

bunun bir kaza olmadığını üç dakikada anlar.
فى خلال ثلاث دقائق سيعرف أنها لم تكن حادث

Ama unutma, çok iyi bir fikir olmadığını söyledim.
تذكّري وحسب, قلتُ أنها لم تكن فكرة مثيره

bunun ne kadar tehlikeli olduğu ve evleniyor olduğun için risk almaman gerektiğiyle ilgili koca bir açıklamam vardı...
لدي تفسير كامل حول كيف أنها لم تؤد حقها منذ أن قررتما الزواج لا يجب عليك أن تتحمل المحاطرة

bunun yerine, yaptığım şeyi sahiplenme imkânına eriştim ve bu şeyin, benim olduğum kişiyi tamamen betimlemediğini fark ettim.
بدلًا من ذلك، عُرض على الاعتراف بما فعلت، ووجدت أنها لم تصادر مجمل ما أنا عليه.

Geriye dönüp baktığımda, o an değildi.
لكن عند تذكر ما حدث، أُدرك أنها لم تكن كذلك.

Okula geldiğinde en iyi öğrenci değildi.
وقالت أنها لم تكن الطالب الأعلى تقديرا عندما تم قبولها.