"أنّ هذه" - Traduction Arabe en Turc

• bu
• olduğunu
• burası
• olduğuna
• bunun bir

Eğer dağ tırmanışı yapan, zorlu dağlara tırmanan insanların kitaplarını okuyorsanız, bu kitapların sevinç ve mutluluk anlarıyla dolu olduğunu mu düşünüyorsunuz?
إذا قرأت كتباً عن أشخاص تسلّقوا جبالاً ، جبالاً صعبة ، هل تعتقد أنّ هذه الكتب مليئة بلحظات البهجة و السعادة ؟

Söyleyeceklerim yalan olmayacaktı, ancak tamamıyla doğruyu da söylemiş olmayacaktım. Çünkü doğruyu söylemek gerekirse, bu sadece diğer herkesin görebildiği hayat.
ولن أكون كاذبا في ذلك، لكن قولي سيكون مجانبا كليا للحقيقة، لأنّ الحقيقة هي أنّ هذه هي الحياة التي يراها الجميع.

Ve, bu adaların, aslına büyük parça ile az çok aynı şey olduğunu bulmuş olmam benim başlıca buluşlarımdan.
وكان ذلك أحد أهمّ إكتشافاتي أي إكتشاف أنّ هذه الجزر هي مثل الشكل الكبير بأكمله، أكثر أو أقل بقليل.

Yatırımcılarla imarcılarla konuştu ama burası gibi kasabalar yok oluyor artık.
التحدّث مع مستثمرين، ومُطوّرين، لكن، بدا أنّ هذه البلدة تحتضر فحسب.

Onu bizden uzak tutanın bu alüminyum şapkalar olduğuna inanmamı bekliyor musun cidden?
هل تتوقع منّي أن أصدّق أنّ هذه القبعات منعتنا من أن نفقد الوعي؟

Yoksa beni uyarıyor musun? bu kasaba iki psişiğe dar mı gelir?
أهنا حيث تحذّرني أنّ هذه البلدة كبيرة بما فيه الكفاية لوسيطين روحيين؟

Kova dolduğunda da, sürücü devreye giriyor sadece bu musluğun tıpası yok.
وحين يمتلئ الدلو بالماء، يشتغل المحرّك، عدا أنّ هذه الحنفية بدون صمّام.

Sanırım yaradılış felsefemize inanmayan ve ülkemizi sevmeyen bu elitler askerlerimizin uğruna öldüğü ülkemizi Amerikalıların dışındaki insanlara satmaya çalışıyorlar.
أعتقد أنّ هذه الفئة التي لا تؤمن بدستورنا ولا تحب البلد يجب عليهم إتباع القوانين, التي قاتل جنودنا من أجلها

Çoğu hapishanede ama bu yoldan gitmek bizi bir yere ulaştırmayacak diye düşünüyoruz.
معظمهم لا يزالون في السجن ولكن نحن نفكّر أنّ هذه الطريقة في التحقيق

Olay şu ki bu yaka kartı, beni buraya getirmenizin muhtemel sebebi.
الشيء هو ، أنّ هذه الشارة من المحتمل أنّها سبب وجودي هنا

Evet, senin yaşında bir kadın için bu işler biraz tuhaf kaçıyor.
آجل ، أعتقدتُ أنّ هذه ستكون مرحه قليلاً لـ أمرأة بـ عمرك

Ama görüyoruz ki bu yerler göz ardı edilemez bir ölçekte değişiyor.
لكن يُمكننا الإدراك بأنفسنا أنّ هذه الاماكن تتغير على مستوىً يصعب تجاهله

Bence, bu soruşturmanın bazı sıkıntıları su yüzüne çıkaracağını söyleyebiliriz.
أعتقد أنّه من العدل القول أنّ هذه القضيّة ستجلب مشاكل،

- Kesim izlerine göre bu kapak buraya yeni yapılmış.
من علامات القطع، يبدو أنّ هذه الكوّة قد ركّبت مؤخراً.

...bu güzel bir başlangıç ve birlikte daha fazla vakit geçirebiliriz.
لا , أنا سعيدة لأنّنا هنا, أعتقدُ أنّ هذه بداية جيدة

O bunu seçti. bu seferin çok önemli olduğunu söyledi.
ولقد اِختار هذا، قال أنّ هذه الرحلة الاِستكشافيّة بالغة الأهمّية.

Bunun zorlu bir problem olduğunu gördük ama işin püf noktası, kişinin çok sayıdaki fotoğraflarını önceden analiz etmek.
تبيّن أنّ هذه المشكلة صعبة للغاية، لكن الحيلة الأساسية هي أننا سنقوم بتحليل مجموعة كبيرة من صور الشخص سلفاً.

burası da toplantı odası, anlayacağın üzere. Mola odası burada
من الواضح أنّ هذه غرفة الإجتماع، وغرفة الاستراحة من هنا.

Bunun da birbirimizi desteklemenin önemini gösteren... şu anlamsız egzersizlerden biri olduğuna eminim.
متأكّدة أنّ هذه أحد المناورات التي لا معنى لها التي تهدف إلى توضيح أهمّية دعم كل منهما الآخر

Tamam, açıklığa kavuşturalım, kimin ne dediği belli olsun, sence bunun, bir uzay gemisi, olması mümkün müdür ?
حسناً ، للتوضيح حتّى نعرف لاحقاً من قال شيئاً هل تتنازلين أنّه يوجد إحتمال أنّ هذه سفينة كائنات فضائيّة؟