"أن كل شيء" - Traduction Arabe en Turc

    • her şeyin
        
    • Her şey
        
    • her şeyi
        
    • Herşey
        
    • herşeyin
        
    her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu biliyorum ve gövdemi baştan aşağıya geçen bu yaranın bir depremin kalıntıları olduğunu. TED وأنا أعرف أن كل شيء متصل، والندب التي إمتد على طول الجذع من بلدي هي من علامات وقوع الزلزال.
    Buraya her şeyin yolunda olduğunu söylemek için beni çağırdın. Open Subtitles لقد جلبتيني كي تخبريني أن كل شيء على ما يرام
    Ve benim babana, elimi tutup her şeyin yolunda olduğunu söylemesine ihtiyacım var... Open Subtitles وأنا أحتاج أباك حينها كي يمسك يدي ويقول لي أن كل شيء بخير
    Öyle ama. Olan biten Her şey yatkınlıklardan mı sence? Open Subtitles بالفعل، هل تظن أن كل شيء يحدث معلوم مسبقاً ؟
    Yoksa bu çılgın rüyanın tek anlamı olarak aşk Her şey midir? Open Subtitles أو تظني أن كل شيء قد كتب علينا منذ زمن طويل ؟
    Evin içinde her şeyin yolunda olduğunu ondan duymak istiyorum. Open Subtitles أريد أن أسمع منه أن كل شيء بخير داخل المنزل
    Emri verdiğimde, hava kuvvetleri üssünde her şeyin hazır olacağından emin ol. Open Subtitles تأكد من أن كل شيء في القاعدة الجوية جاهز حتى أعطي الأمر
    Tamirci her şeyin normal olduğunu söyledi; hiçbir şey kesilmemiş, yağ değişmemiş. Open Subtitles الميكانيكي قال أن كل شيء كما هو لا شيء مقطوع أو متغير
    Ben sadece aradığınız her şeyin iyi olduğunu söylemek için. Open Subtitles تتصل بي فقط لتقول أن كل شيء على ما يُرام
    Kendime her şeyin bir sebepten ötürü olduğunu söyleyip durdum. Open Subtitles أنا أظل أخبر نفسي دائما أن كل شيء يحدث لسبب
    Bunun senin için çok zor oluğunu biliyorum ama babamın bana sarılmasına ve her şeyin iyi olacağını söylemesine ihtiyacım var. Open Subtitles و التي علمت أن ذلك سيكون قاسيا جدا عليك لكنني احتجت ابي ليمسكني و يخبرني أن كل شيء على ما يرام
    Ayrıca hayatımda ilk kez, her şeyin nihayet yoluna gireceğini hissediyorum. Open Subtitles وانا بدأت بالشعور للمرة الأولى أخيراً, أن كل شيء سيكون بخير
    Fang Fang Jiangsu AIC'e anlaşmayı konuştuğumuz gibi fakslayacak her şeyin usulüne uygun olduğunu varsayarak fabrikaya hakim gönderiyorlar. Open Subtitles فانغ فانغ أرسلت الأدلة عبر فاكس ،إلى مكتب الغرفة تجارية الأمريكية في جيانغسو لنفترض أن كل شيء في محله،
    Hakkında bilmem gereken her şeyin bu zarfta olduğunu söyledi. Open Subtitles قال أن كل شيء أريد معرفته عنكِ في هذا الظرف
    Sayın Bakan, sizi temin ederim ki Her şey usulüne uygun. Open Subtitles سيدي الوزير ، أؤكد لك أن كل شيء على ما يرام
    Ve herkes benden ellerini sıkmamı Her şey normalmiş gibi davranmamı bekliyor. Open Subtitles والآن يتوقع الجميع مني أن أصافح الأيادي وأدعي أن كل شيء طبيعي
    Kendimi çok kötü hissediyorum şu anda ve kollarına atlayıp Her şey yoluna girecek diyerek beni sallamanı istemeliyim ama böyle hissetmiyorum. Open Subtitles أشعر بسوء الآن , و لم يكن يجب علي اسقط على ذراعيكي و ادعكي تعانقينني و تخبرينني أن كل شيء سيكون بخير
    Her ay bu olduğunda, can sıkıcı da olsa Her şey yolunda demektir. Open Subtitles وعندما يحدث شهريًا، حتى لو كان مزعجًا، فهذا يعني أن كل شيء يعمل.
    Her şey bir anda düzelecekse, neden bekleyerek acı çekesin ki? Open Subtitles لماذا تعاني خلال فترة الانتظار لو أن كل شيء سيتم تصحيحه
    Fakat Yunanlılar bize her şeyin, Her şey olabileceğini öğretiyor. Open Subtitles لكن اليونانيّون علمونا أن كل شيء يمكن أن يكون نفسه
    her şeyi düzgün yaptığımdan emin olmak istiyorum. Biraz daha zamana ihtiyacım var. Open Subtitles أريد فقط أن أتأكد أن كل شيء صحيح، وأنا أحتاج فقط لبعض الوقت
    Sanki Herşey onun başından geçiyormuş gibi. Hiç rol yapmıyor gibi. Open Subtitles تعتقد أن كل شيء يحدث لها فعلاً، لا تمثيل في ذلك
    Ama göndermeden önce, biz gerçekten o Gezginler'i test ettiğimizden emin olduk -- ya da o Gezgin'i-- ve herşeyin doğru çalıştığından emin olduk. TED و لكننا تأكدنا من اختبار هذه العربات الجوالة قبل أن نقوم بإرسالها إلى الأسفل و تأكدنا من أن كل شيء يعمل على ما يرام

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus