Alım satımlarla ilgili ayarlamalar yapmak istiyorsanız, size yardımcı olurum. | Open Subtitles | إن أردت إجراء تعديل على كيفية الإدارة سأساعدك في ذلك |
Ve zamanında değişim yapmak isteyen bir yöneticinin desteği ile kendi tasarladığımız, kapsamlı bir reform programı hazırladık. | TED | وبدعم من قائد كان يرغب في إجراء إصلاحات في ذلك الوقت، لقد طرحنا برنامجا إصلاحيا شاملا الذي صغناه بأنفسنا. |
Bu, erkeğin cinsel zevk kapasitesini azaltan travmatik bir prosedür. | Open Subtitles | إنه إجراء مؤلم والذي يجعل متعة الجنس عند الذكر تقلّ |
Bir işlem yapıldığında, bu işlem küresel olarak milyonlarca ama milyonlarca bilgisayar üzerinde yayınlanıyor. | TED | وعندما يتم إجراء معاملة، يتم نشرها عالمياً، عبر ملايين أجهزة الحاسوب. |
Bazı aramalar yapmam gerekiyor. Belki daha sonra zaman bulabiliriz. | Open Subtitles | علي إجراء بعض الاتصالات قد نعثر على بعض الوقت لاحقاً |
Teknoloji ve toplumumuz için üç radikal değişiklik yapmamız gerek. | TED | يجب علينا إجراء ثلاثة تغيرات جذرية للتكنولوجيا والمجتمع الخاص بنا. |
Fakat iş burada bitmez, birkaç kötü bilim adamı onun üzerinde bazı deneyler yapmak ister ve onu aramaktadırlar. | TED | ليس ذلك فقط، بل أن بعض العلماء السيئين جدا يريدون إجراء تجارب عليهم، و يبحثون عنه. |
2.5 yıl araştırma yapmak, ve 1.5 yıl da bunu geliştirmek için harcadık. | TED | لقد أمضينا سنتين ونصف في إجراء الأبحاث وقضينا سنة ونصف أخرى في التطوير المتقدم |
Yani eğer tam burada ve şuan bu hulahopa bekaret testi yapmak isteseydik, çok kolay olurdu. | TED | إذن إذا أردنا إجراء فحص عذرية على هذه الهوب هنا، والآن، فسيكون هذا سهلا جدًّا. |
Eğer bana alkol testi yapmak niyetindeyseniz... bu bayı buraya getirseniz iyi olur. | Open Subtitles | إن أردتم إجراء إختبار كحول لى فأحضروا هذا السيد إلى هنا |
Bu ikisi programcı. Üzerinde deneysel bir prosedür uygulamak istiyorlar. | Open Subtitles | هذان خبيران في البرمجة الحاسوبية، يريدان إجراء عملية تجريبية لك. |
Ateşleme için hazırlık, basit bir prosedür gibi görünebilir, ...ama oradan canlı çıkmak mı? | Open Subtitles | الاستعداد للانطلاق قد يكون إجراء بسيطا نسبيا ولكن الوصول إلى هناك على قيد الحياة؟ |
Hem de çıplak ellerimle. Ama böyle durumlarda izlenmesi gereken münasip bir prosedür vardır. | Open Subtitles | لكن كان هناك إجراء صحيح يُتْلَى حالة مثل هذه |
Tekrar söyleyeyim, bu deneysel bir işlem. | Open Subtitles | لقدقلتلكِهذا منقبل.. لكن , كنت أريد أن أكون واضحة هذا إجراء تجريبي تماماً |
Asla alçakgönüllü biriyle röportaj yapmam, asla. | TED | لن أوافق أبدا على إجراء مقابلة مع شخص متواضع. |
Ama onu bundan alabilmek için bazı ayarlamalar yapmamız lazım! | Open Subtitles | ولكننا سنحتاج إلى إجراء بعض التعديلات لكي يدخل في الآلة |
- Suç duyurusunda bulun. Meksika polis prosedürü değil mi bu? | Open Subtitles | -إجعل منها تهمة ، أليس هذا إجراء الشرطة فى المكسيك ؟ |
Eğer herhangi biri kan örneğini bilgisayara verip test etmek yerine bir kez olsun baksaydı parazitler üzerlerine atlayabilirdi. | Open Subtitles | إن نظر الإنسان بدمه بأي وقت طوال الطريق بدلاً من إجراء الفحوصات فقط بالحاسوب كان ليكتشف الطفيليات بكل سهولة |
Malımızı bulmak için bir arama... daha yapabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني إجراء إتصال أخر في سبيل إيجاد حشيشنا؟ |
Tüm tanıkları yeniden sorguluyoruz ama bu zaten temel bir uygulama. | Open Subtitles | نحن نعيد إستجواب كُلّ الشهودِ، لكن ذلك، بالطبع، فقط إجراء أساسي. |
Ameliyatı yapman gerektiğini söylediğimde yapman gerekenin bu olduğu konusunda bana şimdi de güvenmeni istiyorum. | Open Subtitles | ,أنا أريدك أنت أن تثق بى الأن عندما أقل لك أن إجراء هذة العملية هو بعينة الشى' الصحيح لك لتفعلة |
Tek yapmamız gereken sana yolcu büyüsünü yapmayı öğretecek birini bulmak. | Open Subtitles | علينا فقط أن نجد أحدًا بإمكانه أن يعلّمك إجراء تعويذة الرحّال. |
Araştırma yapması gereken bir üniversite öğrencisi olduğu hakkında konuştu. | Open Subtitles | أسمعني هذه القصّة حول طالب جامعي بحاجة إلى إجراء أبحاث. |
Şimdi kutucukları işaretlemekten bahsettik ve harekete geçmenin zorluğundan. | TED | الآن تحدثنا أيضا على وضع العلامة في المربع وصعوبة اتخاذ إجراء. |
Havasupailer bunu öğrendi ve 700.000 dolar tazminat aldı ve üniversiteyi rezervasyonda (özel bölge) araştırma yapmaktan men ettiler. | TED | عندما علم الهافاسوباي بذلك، رفعوا دعوى قضائية وربحوا 700،000 $، ومنعوا جامعة ولاية أريزونا من إجراء بحوث على ملكيتهم. |
Sezaryen, hem anneyi hem de çocuğu koruyan bir prosedürdür. | Open Subtitles | الجراحة القيصرية هو إجراء يقوم بحمايه كل من الام والجنين |